Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği'nin (DIHK) 3 bin 572 Alman şirketiyle yaptığı “ DIHK enerji geçişi barometresine” ilişkin anketin sonuçları yayınlandı.

Buna göre, şirketlerin yüzde 52'si, iklim nötrlüğünün sağlanmasına yönelik enerji geçişinin kendi işleri üzerinde çok olumsuz bir etkisi olduğunu belirtti.

Enerji geçişinin kendi işleri üzerinde olumlu ya da çok olumlu bir etkiyi bekleyen şirketlerin oranı ise yüzde 13 oldu.

Eksi 100 ile artı 100 puan arasındaki bir ölçekte, DIHK'nın enerji geçiş barometresi şu anda eksi 27 puan olurken, son iki yılda söz konusu baromotrenin yalnızca eksi 7 olduğu hatırlatıldı.

Önceki en düşük puanın enerji vergileri sonrası 2014'te eksi 13 olduğu hatırlatıldı.

DIHK’ın bulgularına göre, enerji yoğun sektörde şirketlerin dörtte üçü enerji dönüşümünde kendilerinin "olumsuz ya da çok olumsuz" etkilendiğini düşünüyor.

DIHK Genel Müdür Yardımcısı Achim Dercks, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Ekonomimizin büyük bir kısmı orta ve uzun vadede enerji arzının yetersizliğinden kaygılı. Bu, hepimizin çok ciddiye alması gereken, genel olarak endişe verici bir gelişme.” ifadesini kullandı.

Şubat 2022’de Rusya-Ukrayna savaşının başlamasından beri Avrupa’da başta doğal gaz olmak üzere enerji maliyetleri önemli ölçüde artarken, Almanya, Rusya'dan gelen gaz ve petrol tedarikine uzun süreli ve ağır bağımlılığı nedeniyle etkilendi.

Achim Dercks, "Bu gelişme, enerji geçişinin uygulanmasını önemli ölçüde zorlaştırdığını belirterek, “Anketimiz politikacıların ne yazık ki uzun vadede buna karşı koyamadığını gösteriyor. Geçtiğimiz yılın sonunda yaşanan enerji fiyat şoku ve nispeten ılıman geçen kışın ardından şirketler, geleceğe yönelik gelişmelerden derin endişe duyuyor.

Rekabet güçlerinin baskı altında olduğunu görüyorlar. Enerji fiyatları yüksek seviyede kalmaya devam ediyor ve Almanya'da ekonomiye yönelik beklentiler yetersiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Dercks, enerji politikasında öngörülebilirlik ve güvenirlik eksikliğinin şirketlerin yatırım faaliyetlerinde en büyük engel olduğunu da vurguladı.