Bir arkeolojik müzede; taş aletler, çanak çömlekler, heykeller, mozaikler, yazıtlar, mezar eşyaları, sikkeler ve daha pek çok tarihi obje yer alabilir. Bu eserler yalnızca sanat değeri taşımaz, aynı zamanda yaşam biçimlerini, inançları, ticareti, mimari anlayışı ve toplumsal yapıyı da ortaya koyar.
Arkeolojik müzeler, yalnızca sergi alanı değil; aynı zamanda araştırma, restorasyon ve eğitim merkezidir. Arkeologlar, tarihçiler ve müzecilik uzmanları bu müzelerde çalışarak hem eserleri inceler hem de bilimsel üretim yapar.
Türkiye, arkeolojik müze bakımından oldukça zengin bir ülkedir. İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Antalya Müzesi, Efes Müzesi ve Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi, bu alanda dünya çapında önemli merkezler arasında yer alır. Özellikle Anadolu toprakları, birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı için sergilenen eserler dünya arkeoloji tarihi açısından da büyük önem taşır.
Arkeolojik müzeler, geçmişi bugüne taşıyan sessiz tanıklardır. Bu müzeleri ziyaret etmek, bir zaman yolculuğuna çıkmak gibidir. Her bir eser, geçmişte yaşamış insanların izini sürmemize, tarihsel olayları daha iyi anlamamıza olanak tanır.