İSTANBUL(AA)-Boğaziçi Üniversitesi'nde düzenlenen Boğaziçi Üniversiteliler Derneği'nin (BURA) 18. Olağan Genel Kurulu'na, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Naci İnci, Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Özhan ve çok sayıda davetli katıldı.
Genel Kurul’da konuşan Bakan Kacır, Boğaziçi Üniversitesinin araştırma ve eğitim olanaklarını, fırsatlarını iyileştirme gayreti içinde olduklarını söyledi.
Kacır, "Özellikle son yıllarda, değerli rektörümüzün ve ekibinin, öğretim üyelerimizin, araştırmacılarımızın çabalarına katkı vermek için gerçekten biz de gayret gösteriyoruz." diye konuştu.
Son 23 yıldır, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) eliyle Boğaziçi Üniversitesinde 669 projeye 2,4 milyar lira destek verdiklerinin altını çizen Kacır, üniversitede bilim insanları ve araştırmacılara toplamda 8 bin 61 kişiye bugünkü değerlerle 4 milyar 100 milyon lira katkı sağladıklarını kaydetti.
Bu maddi katkıların şüphesiz araştırmaların daha etkin ve hızlı şekilde ortaya çıkmasını sağladığını belirten Kacır, "Özellikle araştırmada kurumsal adımların atılması ve ekosistemin inşa edilmesi çok değerli." şeklinde konuştu.
"Bugünün Türkiye'sinde ise 113 teknoparkta 11 bin 500’den fazla teknoloji girişimimiz var"
Kacır, Boğaziçi Üniversitesinin teknoparklarını da güçlendirmeyi öncelikli bir hedef olarak gördüklerini belirterek, "Kandilli Kampüsü'müzde teknoparkımızı iki yıl önce kurduk. Az önce öğrendim ki teknoparkımızda yer kalmamış. Çok nitelikli pek çok teknoloji girişimi, önemli bir kısmı üniversitemiz akademisyenlerinin, bilimsel bilgiyi katma değere dönüştürmek üzere kurmuş olduğu teknoloji girişimleri, artık Kandilli Kampüsü'müzde faaliyetlerini sürdürüyor." diye konuştu.
Boğaziçi Üniversitesinin, Türkiye'nin kalkınma yolculuğuna, girişimcilik ekosisteminin güçlenmesine daha fazla katkı sunmasını sağlayacaklarını ifade eden Kacır, şunları kaydetti:
"Biz, Türkiye'nin unicornlarına 'Turcorn' diyoruz. Yani, milyar dolar değerini aşan, hızlı büyüyen ve küreselleşen teknoloji girişimleri. Bunların önemli bir kısmında da Boğaziçi Üniversitelilerinin imzası var. Arzu ediyoruz, istiyoruz ki önümüzdeki dönemde yeni 'Turcorn'lar Boğaziçi Üniversitesinden doğsun. Boğaziçi Üniversitesi, girişimcilikte dünya çapında başarılara imza atarak iftihar kaynağımız olmaya devam etsin ve Milli Teknoloji Hamlesi'nin de öncü kurumlarından biri olsun.
Biz, Türkiye’nin kritik teknolojilerde tam bağımsızlığını, kendi ihtiyaçlarını, kendi evlatlarının alın teriyle, akıl teriyle karşılayabilen bir ülke olmasını ve rekabetçi şekilde dünyaya yüksek teknoloji sunabilen bir ülke haline gelmesini en önemli milli meselelerimizin başında görüyoruz. Türkiye'de 23 yıl öncesine döndüğümüzde, sadece iki teknopark vardı. Bu iki teknoparkta 56 teknoloji girişimi faaliyet gösteriyordu. Bugünün Türkiye'sinde ise 113 teknoparkta 11 bin 500’den fazla teknoloji girişimimiz var."
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, yine o dönemde, Türkiye’deki araştırmacı insan kaynağının sadece 29 bin düzeyinde olduğunu, bugün ise Türkiye'nin 300 bine yakın araştırmacı insan kaynağının bulunduğunu dile getirdi.
Daha önce Türkiye'nin milli gelirinden araştırma geliştirmeye ayırdığı payın, binde 5 düzeyinde olduğunu bildiren Kacır, "Şimdi ise İtalya, İspanya gibi ülkelerle aynı seviyede, milli gelirimizin yüzde 1,4’ünden fazlasını araştırma geliştirmeye ayırıyoruz." diye konuştu.
Kacır, Türkiye'nin toplam AR-GE harcamalarının daha önce 1,2 milyar dolar düzeyinde olduğunu, şimdi ise Türkiye'de yıllık 16 milyar dolarlık AR-GE faaliyeti gerçekleştirildiğini dile getirdi.
Türkiye'de bir yılda sadece 414 patent başvurusu yapıldığını anımsatan Bakan Kacır, bugün ise bir yılda 10 binden fazla patent başvurusu gerçekleştirildiğini vurguladı.
Kacır, "Bütün bunlar, hak ettiğimiz mesafenin açık göstergeleridir ama bütün bunların çok daha ötesinde hedeflerimiz var. Savunma sanayisinde muazzam başarılar elde ettik, ancak çok daha fazlasını yapma zorunluluğumuz bulunuyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Adalet ve merhamet adına sesimizi küresel platformlarda yükseltiyoruz"
Kacır, dünyada, masumların ve mazlumların hakkını koruyacak bir küresel sistemin olmadığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizler, Türkiye olarak taşıdığımız medeniyet misyonunun gereğini yerine getirebilmek adına, yeryüzünün her köşesindeki mazlumlara her ihtiyaç duyduklarında elimizi uzatmak için çaba gösteriyoruz. Adalet ve merhamet adına sesimizi küresel platformlarda yükseltiyoruz. İki yıldır Gazze’de bir soykırım gerçekleştiriyor İsrail. Ancak Gazze’de zulüm iki yıl önce başlamadı. Gazze, çok uzun zamandır abluka altında, insani yaşam koşullarından mahrum bırakılmış bir yer. Biz Allah’ın izniyle öyle kuvvetleneceğiz ki dünyada hiçbir zalim bir masuma zarar vermeye cesaret edemeyecek.
İstiyoruz ki Boğaziçi Üniversitesi de bu çabalarda daha güçlü şekilde yanımızda olsun, daha etkin bir şekilde rol üstlensin. Bu üniversite, Anadolu’nun dört bir yanından gelen pırıl pırıl gençlerin adım attığı ve gelecek hayalleri kurduğu, Türkiye’nin en seçkin öğrencileriyle, araştırmacılarıyla ve en iyi imkanlarına sahip eğitim kurumlarımızdan biridir. Dolayısıyla, bütün bu gayretlere öncülük etmek, Türkiye’nin tarih sahnesinde yeniden güçlü bir şekilde rol üstlenmesini sağlayacak adımlara destek sunmak Boğaziçi Üniversitesine çok yakışacaktır."
"Üniversitelerin itibar ve görünürlükleri mezunlarının itibar ve başarılarıyla yakından alakalı"
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ise mezun derneklerinin geçmiş ve gelecek arasında bağ kuran üniversitelerin hafızasını ve kültürel sürekliliğini yaşatan kurumlar kurmaları hasebiyle çok kıymetli yapılar olduğunun altını çizdi.
Özvar, "Bu dernekler mezunlar arasına dair dayanışmayı güçlendirmenin ötesinde üniversitelerin kurumsal kimliklerini toplumsal hayatta görünür kılar, farklı kuşakların ortak bir aidiyet duygusu etrafında buluşturur. Akademi dünyası ile toplum hayatı arasında bir nevi köprü vazifesi görür." diye konuştu.
Üniversitelerin sadece eğitim öğretim faaliyetleriyle ya da bilimsel üretimleriyle değil, mezunlarının başarılarıyla da değerlendirildiğini dile getiren Özvar, üniversitelerin itibar ve görünürlüklerinin mezunlarının itibar ve başarılarıyla yakından alakalı olduğunu anlattı.
Özvar, mezunların iş, akademi, kültür ve diğer alanlarda gösterdikleri başarıların üniversiteler açısından önemli bir saygınlık göstergesi olduğuna işaret ederek, "Nitekim dünyada gerçekleştirilen üniversite sıralamalarında mezunların performansı ve itibarı da değerlendirme ölçütleri arasında yer almaktadır." şeklinde konuştu.