Bakan Memişoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığının 2026 yılı bütçesine ilişkin sunumunda sağlık sisteminin herkesin ortak değeri olduğunu, bu alanda söylenen her sözün, yapılan her önerinin yalnızca bugünün değil geleceğin Türkiye'sini de şekillendireceğini belirtti.
Geleceğin sağlık yapısını şekillendirecek köklü değişimlerin temellerini attıklarını ifade eden Memişoğlu, göreve geldikleri günden bu yana öncelikle kapsamlı mevcut durum analizi gerçekleştirdiklerini, sağlık sisteminin güçlü yönlerini koruyarak geliştirilmesi gereken alanları titizlikle belirlediklerini vurguladı.
Bakan Memişoğlu, 79 yeni mevzuat düzenlemesi yaparak reformların yasal altyapısını güçlendirdiklerine dikkati çekerek, 81 ilin tamamını yerinde değerlendirdiklerini, bizzat 61 ili ziyaret ederek istişarelerde bulunduğunu anlattı.
Sağlık paydaşlarının tümünün yürüttüğü hizmeti aynı hedef doğrultusunda gördüklerini ve tek bir sağlık vizyonu altında buluşturduklarını belirten Memişoğlu, bu bütüncül anlayışın Türkiye'nin sağlıkta gelecek vizyonunu da şekillendirdiğini söyledi.
Memişoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde şekillenen "Türkiye Yüzyılı" vizyonunun yalnızca Türkiye'nin siyasi ve ekonomik geleceğini değil milletin sağlığa dair hedeflerini de yeniden tanımladığının altını çizdi.
"Sağlıklı Türkiye Yüzyılı" vizyonunu hayata geçirdiklerini dile getiren Memişoğlu, bu vizyonun koruyan, geliştiren ve üreten sağlık ilkesi üzerine inşa edildiğini vurguladı. Koruyan sağlık anlayışıyla, vatandaşların hastalanmadan önce sağlıklı kalmasını hedeflediklerinin altını çizen Memişoğlu, "Birinci basamağı güçlendiriyor, erken tanı ve tarama programlarıyla hastalıkların oluşmadan önlenmesini hedefliyoruz. Geliştiren sağlık yaklaşımıyla bugünün ihtiyaçlarının ötesine geçip geleceğin risklerini de dikkate alıyoruz." diye konuştu.
"AİLE HEKİMLİĞİ SİSTEMİMİZİ GÜNÜMÜZÜN İHTİYAÇLARINA GÖRE YENİDEN YAPILANDIRDIK"
Sağlık Bakanı Memişoğlu, insan kaynağını, tesisleri ve dijital yapıyı sürekli yenilediklerini, beslenmeden çevreye, iş güvenliğinden su kalitesine kadar sağlığın tüm sosyal belirleyicilerini politikaların merkezine yerleştirdiklerini belirterek, bu doğrultuda "Sağlıklı Yaşam Strateji Belgesi"ni hazırladıklarını ifade etti.
Üreten sağlık anlayışıyla da Türkiye'yi ilaç, aşı, biyoteknoloji, tıbbi cihaz ve sağlık yazılımı üretiminde bölgesel güç, küresel aktör haline getirdiklerine işaret eden Memişoğlu, artık yalnızca sağlık hizmeti sunan değil bilimi, teknolojisi ve üretimiyle dünyada sağlık ekosistemine yön veren Türkiye'yi inşa ettiklerine dikkati çekti.
Memişoğlu, bugün dünyada sağlık sistemlerinin merkezinde sağlığın korunması ve yaşam boyu sürdürülmesi anlayışının yer aldığını dile getirerek, "Sağlığın korunmasıyla insanın yaşam kalitesi artarken hastalıkların ortaya çıkması da engellenmektedir. Bu anlayışla, birinci basamak sağlık hizmetlerinde güçlü bir dönüşüm başlattık. Sağlık sistemimizin en önemli dayanak noktası olan aile hekimliği sistemimizi, günümüzün ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırdık." dedi.
Aile hekimlerini kendilerine bağlı nüfusun sağlığını koruyan, sağlık okuryazarlığını geliştiren ve düzenli takibini sağlayan yapının merkezine yerleştirdiklerini anlatan Memişoğlu, vatandaşları aile hekimleri aracılığıyla düzenli sağlık izlemlerine ve kronik hastalık taramalarına yönlendirdiklerini söyledi.
Memişoğlu, aile hekimliğinin, vatandaşın sağlıkla ilk temas ettiği sağlık hizmet birimi olduğunu ifade ederek, hedeflerinin aile hekimlerinin gücünü artırmak, yetkinliğini desteklemek ve işlerini kolaylaştırmak olduğunu vurguladı.
"65 MİLYON BAŞVURU, AİLE HEKİMLERİ TARAFINDAN KARŞILANDI"
Bakan Memişoğlu, değer bazlı ödeme sistemine geçtiklerini ve teşvik miktarlarını 3 katına çıkardıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Artık aile hekimlerimiz, hastanelerle entegre sistem üzerinden işlem yapabiliyor ve gerektiğinde MHRS üzerinden vatandaşlarımıza bazı üniversite hastaneleri de dahil tüm hastanelere ve sağlıklı hayat merkezlerine randevu oluşturabiliyor. 1859 ilacı, aile hekimlerimizce yazılabilir hale getirdik. Ayrıca, birçok ilaç raporu bizzat aile hekimlerimizce düzenlenebilir hale geldi. Bu sayede bir yıl öncesine göre 65 milyon başvuru, hastaneler yerine aile hekimleri tarafından karşılandı. Antibiyotikler, mide koruyucular ve ağrı kesiciler başta olmak üzere, ilaçların akılcı kullanımını teşvik ettik."
Aile sağlığı merkezleri, sağlıklı hayat merkezleri ve hastaneler arasında dijital bağlantı kurduklarını belirten Memişoğlu, bu merkezlerdeki diyetisyen, fizyoterapist, psikolog, sosyal çalışmacı ve çocuk gelişimcilerin vatandaşlara ücretsiz hizmet verdiğini anlattı.
Aile hekimlerinin 11 kronik hastalığı izleyebildiğine ve takip edebilir hale geldiğine dikkati çeken Memişoğlu, otizm tarama ve takibinin Hastalık Yönetim Platformu üzerinden aile hekimlerinin kullanımına açıldığını söyledi.
"TÜRKİYE'NİN HER NOKTASINA ERİŞİLEBİLİR VE GÜÇLÜ BİR SAĞLIK HİZMETİ SUNUYORUZ"
Memişoğlu, son bir yılda 35 milyon vatandaşın kronik hastalık taramalarının gerçekleştirildiğini, 7,3 milyon kişiye yeni tanı konulduğunu dile getirerek, bu sayede hastalıkların erken dönemde tespit edildiğine, tedavilerinin zamanında başlatıldığına ve milyonlarca vatandaşın yaşam kalitesinin korunduğuna dikkati çekti.
Memişoğlu, şunları kaydetti:
"Aile sağlığı merkezlerimize 2025 yılının 10 ayında 374 milyon müracaat oldu. 3 milyon gebe, 2,1 milyon bebek ve 1,1 milyon çocuk izlemi gerçekleştirdik. Kanser taramalarında da önemli başarılar elde ettik. 5 milyon vatandaşımıza tarama yaptık, 19 bin kişiye erken kanser tanısı koyduk. Bu sayede binlerce vatandaşımızın hayatına dokunduk. Ayrıca, gezici sağlık hizmetlerimizle köy köy, belde belde dolaşarak 5,5 milyon vatandaşımıza ulaştık. Bugün Türkiye'nin her noktasına, her insanına, hakkaniyetli, erişilebilir ve güçlü bir sağlık hizmeti sunuyoruz."
"3 BİN 400 KOORDİNATÖR EBEMİZLE VE 1524 GEBE OKULUMUZLA ANNE ADAYLARINI DOĞUMA HAZIRLIYORUZ"
Sağlık sisteminin en öncelikli alanlarından birinin anne ve çocuk sağlığı olduğunu vurgulayan Memişoğlu, 2002 yılında yüz bin canlı doğumda 64 olan anne ölüm oranını, 2024 yılında 11,5'e düşürerek tarihin en düşük seviyesine ulaştıklarının altını çizdi. Memişoğlu, 2002 yılında bin canlı doğumda 31,5 olan bebek ölüm hızını, 2024 yılında 8,9'a düşürerek önemli ilerleme kaydettiklerini söyledi.
Memişoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde 3 Ekim 2024'te başlatılan "Normal Doğum Eylem Planı" sayesinde uzun yıllardır artış eğiliminde olan primer sezaryen oranının da düşüşe geçtiğini belirterek, "Bir yıl içinde primer sezaryen oranında 4,1 puan yani yüzde 12,3'lük düşüş sağladık. Bu başarı, 'Doğal olan normal doğumdur' ilkemizin sahada karşılık bulduğunun en somut göstergesidir. 3 bin 400 koordinatör ebemizle ve 1524 gebe okulumuzla anne adaylarını doğuma hazırlıyoruz. Anne adaylarımızı doğum hakkında bilgilendirmek için Annelik Yolculuğu Mobil Sağlık Uygulaması'nı geliştirdik ve kullanıma sunduk." diye konuştu.
"RANDEVU SORUNUNU BÜYÜK ORANDA ÇÖZDÜK"
Sağlık Bakanı Memişoğlu, tütünle mücadelede "Dumansız Türkiye" vizyonunu güçlendirdiklerini vurgulayarak, sigara bırakma polikliniklerinin sayısının bir yılda yaklaşık iki katına çıkarıldığını, mobil sigara bırakma polikliniklerini hayata geçirdiklerini ifade etti. Memişoğlu, tütün alışkanlığı olan milletvekillerini de Meclisteki sigara bırakma polikliniklerine beklediklerini söyledi.
Bağımlılıkla mücadeleyi yalnızca tütünle sınırlı tutmadıklarının altını çizen Memişoğlu, dijital bağımlılık, çevrim içi kumar ve benzeri davranışsal bağımlılıklar için tarama, değerlendirme, eğitim ve psikososyal hizmetleri yürüttüklerini anlattı.
Memişoğlu, aşırı kilo ile mücadelede önemli adımlar attıklarına işaret ederek, "'İdeal Kilonu Öğren, Sağlıklı Yaşa' kampanyasıyla sadece 3 ayda 81 ilde 10 milyondan fazla vatandaşımızın boy ve kilo ölçümlerini gerçekleştirdik. Vatandaşlarımızın yüzde 65'inin kilosunun fazla olduğunu tespit ettik ve sağlıklı hayat merkezlerimizdeki diyetisyenlerimize yönlendirdik." şeklinde konuştu.
Sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırmak için Merkezi Hekim Randevu Sistemi'nde (MHRS) kapsamlı iyileşme sağladıklarını belirten Memişoğlu, "Vatandaşlarımız, artık 81 ilde 79 branşın 72'sinde aynı güne randevu alabiliyor. Aile hekimlerimiz, artık hastasına gerek gördükleri her branştan randevu alabiliyor. Böylece randevu sorununu büyük oranda çözdük." dedi.
"SAĞLIK TURİZMİ İLE İLGİLİ DÜZENLEME YAPARAK ÜLKEMİZİN REKABET GÜCÜNÜ YÜKSELTTİK"
Bakan Memişoğlu, geliştiren sağlık anlayışıyla sağlık hizmet sunumunu güçlendirmek amacıyla önemli düzenlemeler yaptıklarının altını çizerek, şu ifadeleri kullandı:
"Özel sağlık kuruluşları mevzuatını değiştirerek köklü bir dönüşüm başlattık. Sağlık meslek mensupları hakkında yeni yönetmelik çıkararak özelde istihdam alanlarını genişlettik. Ayrıca sağlık turizmi ile ilgili düzenleme yaparak ülkemizin bu alanda rekabet gücünü yükselttik. Denetim süreçlerimizde iyileştirme yaparak bilimsel komisyonlar vasıtasıyla tıbbi endikasyon denetimleri yapıyor, aynı zamanda elektronik olarak klinik karar süreçlerini izliyoruz. Bunun yanı sıra sağlık denetimlerinde yeni bir dönemi başlatan Risk Esaslı Denetim Sistemi (REDES) ile bütüncül ve akılcı bir denetim modeline geçtik."
Türkiye'nin, 3,5 milyon vatandaşına her gün sağlık hizmeti verebilen kapasiteye ulaştığının altını çizen Memişoğlu, Temmuz 2024'ten sonra sağlık alanında 14 bin 970'i uzman hekim olmak üzere 99 bin 567 sağlık personelinin istihdam edildiğini, 61 bin 623 pratisyen hekim, 111 bin 580 uzman hekim, 52 bin 225 diş hekimi, 334 bin 276 hemşire ve ebe ile toplam 1 milyon 470 bin 757 sağlık çalışanının milletin sağlığı için gece gündüz görev yaptığını kaydetti.
Son 23 yılda mevcut hastanelerin yüzde 80'ini yenilediklerini veya yeniden inşa ettiklerini belirten Memişoğlu, bu süreçte 794 yeni hastaneyi hizmete kazandırarak kamu hastanelerinde toplamda 173 bin yatağa ulaştıklarını söyledi.
Memişoğlu, 2002 yılında sadece 7 bin olan nitelikli yatak sayısını 122 bine yükselterek 18 kat artış sağladıklarına, ayrıca 137 ağız ve diş sağlığı merkezi ve 45 diş sağlığı hastanesi ile hizmet verdiklerine işaret etti.
"TÜM HALKIMIZI E-NABIZ ÜZERİNDEN ORGAN BAĞIŞI YAPMAYA DAVET EDİYORUM"
Geçen yıl sağlık hizmetlerine 1 milyar 48 milyon müracaat gerçekleştirildiğini söyleyen Memişoğlu, "Bu rakam, bu yılın 10 ayında 930 milyon olarak kaydedilmiştir. Yalnızca 2025 yılının 10 ayında A, B ve C grubu ameliyat sayısı, 4 milyon 600 bine ulaşmıştır. Palyatif bakım hizmetlerinde son bir yıl içinde 100 binden fazla vatandaşımıza hizmet sunduk. Evde sağlık hizmetleriyle, hastaneye gidemeyen vatandaşlarımızın kapısına şifa götürüyoruz. Bugüne kadar 3 milyon 237 bin vatandaşımıza ulaştık." diye konuştu.
Türkiye'de 150 nakil merkezinde her yıl ortalama 5 bin organ naklinin gerçekleştirildiğini belirten Memişoğlu, "Organ bağışı sürecini kolaylaştırmak için "Her Bağış Yeni Bir Hayattır" anlayışıyla önemli bir düzenleme yaptık. Yüce Meclisimizin çıkardığı kanun ile vatandaşlarımız, artık e-Devlet üzerinden organ bağışı yapabilmektedir. Kıymetli vekillerimiz, sizlerle birlikte tüm halkımızı e-Nabız üzerinden organ bağışı yapmaya davet ediyorum." ifadelerini kullandı.
Sağlık Bakanı Memişoğlu, 2015 yılından bu yana kemik iliği ihtiyacı olan yaklaşık 8 bin hastaya Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK) aracılığıyla uygun hücre temin ederek bu alandaki dışa bağımlılığı ortadan kaldırdıklarını dile getirdi.
"2026 YIL SONU İTİBARIYLA YERLİ VE MİLLİ GÖKBEY HELİKOPTER AMBULANSLARIMIZ GÖREV BAŞINDA OLACAK"
Memişoğlu, Bakanlıkça çıkarılan kılavuzlarla, geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının usul ve esaslarını standart hale getirdiklerini, Anadolu tıbbının geleneksel uygulamalarını modern tıbbın kanıta dayalı yaklaşımıyla bütünleştirerek, güvenilir, etkili ve ülke genelinde yaygın bir hizmete dönüştürdüklerini söyledi.
Türkiye genelinde 6 bin 308 ambulans ve 3 bin 574 acil yardım istasyonuyla acil sağlık hizmeti verdiklerini vurgulayan Memişoğlu, "Sene sonu itibarıyla 856 yeni ambulansımızı filomuza katmış olacağız. 2025'in 10 ayında 4 bin 231 vatandaşımız, hava ambulanslarımız sayesinde sağlık hizmetine ulaştırıldı. Buradan bir müjde veriyorum: 2026 yıl sonu itibarıyla yerli ve milli GÖKBEY helikopter ambulanslarımız da görev başında olacak. Bu hava ambulanslarımız Türkiye'nin kendi mühendisliğiyle, kendi gücüyle ürettiği, hayat taşıyan birer gurur kaynağıdır." ifadelerini kullandı.
Bakan Memişoğlu, hastane afet planlamaları, 20 bin kişilik UMKE ekibi ve kapsamlı tatbikatlarla, olası İstanbul depremi dahil tüm afetlere karşı sağlık sistemini hazır hale getirdiklerinin altını çizdi.
Türkiye'nin dijital sağlıkta, dünyanın örnek ülkeleri arasında olduğuna dikkati çeken Memişoğlu, e-Nabız, e-Rapor, e-Reçete ve MHRS sistemleriyle sağlık verilerini en iyi şekilde yönettiklerini ve bu sistemlerin dünya çapında örnek gösterilerek birçok ödüle layık görüldüğünü anlattı.
Bakanlığın, Aile Sağlığı Merkezleri, Sağlıklı Hayat Merkezleri ve Toplum Sağlığı Merkezlerinden oluşan birinci basamak yatırım programında 1202 tesis bulunduğunu belirten Memişoğlu, bunlardan 461'inin inşaatının devam ettiğini, 628'inin proje ve arsa, 113'ünün ise ihale aşamasında olduğunu ifade etti.
Memişoğlu, 2. ve 3. basamakta 435 tesisi hizmete almayı planladıklarını bildirerek, bunlardan 165'inin inşaat çalışmalarının sürdüğünü, 234'ünün proje ve arsa aşamasında olduğunu, 36'sının ise ihale aşamasına geldiğini söyledi.
"DEPREMDEN ETKİLENEN 11 İLİMİZDE, YÜZDE 16 ARTIŞLA 27 BİN 503 YATAKLA SAĞLIK HİZMETİ VERİYORUZ"
Deprem bölgesinde sağlık hizmetinin yanı sıra bölgeyi yeniden ayağa kaldıracak kalıcı sağlık yatırımlarını da hızlandırdıklarını dile getiren Memişoğlu, şunları kaydetti:
"40,8 milyar liralık yatırımla 5 bin 123 yataklı 109 sağlık tesisini tamamladık. Depremden etkilenen 11 ilimizde 6 Şubat depremi öncesinde kamu hastanelerinde 23 bin 733 yatakla hizmet sunulurken, yaptığımız sağlık yatırımlarıyla bugün, yüzde 16 artışla 27 bin 503 yatakla sağlık hizmeti veriyoruz. İlk olarak Hatay'da yapılan Antakya, Defne ve İskenderun Acil Durum Hastaneleri'ne ilave olarak, son iki senede Hatay Payas, Erzin ve Altınözü, Gaziantep Nurdağı ve Oğuzeli, Adıyaman Çelikhan, Kahramanmaraş Merkez, Türkoğlu ve Nurhak Acil Durum Hastaneleri olmak üzere, toplam 2 bin 96 yatak kapasiteli 12 hastanemizi çok kısa sürede depremzedelerimizin hizmetine sunduk.
Deprem bölgesinde, 400 yataklı Gaziantep Nizip, 300 yataklı Gaziantep Cengiz Gökçek Kadın Doğum ve Çocuk, 150 yataklı Osmaniye Düziçi Devlet ve 350 yataklı Adıyaman Kadın Doğum Çocuk Hastanelerinin inşaat çalışmalarını tamamladık. Gaziantep 25 Aralık Devlet Hastanesi'nin 300 yataklı ek binasını ve Kahramanmaraş 600 yataklı Devlet Hastanesi'ni de yıl sonuna kadar açacağız. Ayrıca bölgede 1700 yataklı Şanlıurfa, 1000 yataklı Diyarbakır Kayapınar, 1000 yataklı Kahramanmaraş Yörükselim Şehir Hastaneleri, 600 yataklı İskenderun Devlet Hastanesi gibi büyük projelerimizin yapımına hızla devam edilmektedir. Son bir yılda ülke genelinde toplam 3 bin 340 yatak kapasiteli 36 hastaneyi tamamlayarak vatandaşlarımızın istifadesine sunduk."
Aydın Şehir Hastanesi, Samsun Şehir Hastanesi, Kastamonu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi, Denizli Acil Durum Hastanesi ve Muş Hasköy Devlet Hastanesi olmak üzere 29 hastaneyi de yakın zamanda hizmete açacaklarını ifade eden Memişoğlu, inşaatı devam eden diğer şehir hastaneleri tamamlandığında 16 bin nitelikli yeni yatağı sağlık sistemine kazandırmış olacaklarını vurguladı.
Olası deprem risklerine karşı önlemler aldıklarını, başta İstanbul, İzmir ve Kocaeli olmak üzere sağlık altyapılarını güçlendirdiklerini belirten Memişoğlu, İstanbul Süreyyapaşa ve İstanbul Bakırköy Ruh Sinir, Diyarbakır Yenişehir, Muğla, Konya ve Tokat Şehir Hastaneleri için etüt-proje çalışmalarının devam ettiğini aktardı.
İstanbul'da 4 bin 50 yatak kapasiteli Sancaktepe Şehir Hastanesi'nin inşaatının hızla ilerlediğini aktaran Memişoğlu, "Bu kampüste, bağımlılıkla mücadelede bir ilk olacak Sağlıklı Yaşam Köyü'nü 2026 yılının ilk yarısında hizmete alıyoruz." dedi.
Memişoğlu, yapım ihalesi tamamlanan 1453 yataklı İstanbul Fatih Sultan Mehmet Eğitim Araştırma Hastanesi'nin inşaatını başlatacaklarını, ihale süreci tamamlanmak üzere olan Haydarpaşa ve Siyami Ersek Hastanelerinin inşaatlarına gelecek yıl başlayacaklarını dile getirdi.
Şehir hastanelerinin yatak sayılarının yanı sıra yüksek teknolojiye sahip altyapıları, modern tıp cihazları, donanımlı ameliyathaneleri ve geniş yoğun bakım kapasiteleriyle öne çıktığının altını çizen Memişoğlu, sağlık kampüsü şeklinde planlanan hastanelerin dünyanın sayılı sağlık yatırımları arasında yer aldığına ve Türkiye'nin sağlıkta fark oluşturan gücünü temsil ettiğine dikkati çekti.
"SAĞLIKTA TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE HEDEFİNE İLERLİYORUZ"
Sağlık Bakanı Memişoğlu, "Üreten Sağlık" yaklaşımının Türkiye'yi, bilim üreten, teknoloji geliştiren ve küresel sağlık ekosistemine yön veren bir ülke haline getirmeyi hedeflediğini belirterek, "Üreten Sağlık, aslında Milli Teknoloji Hamlesi'nin sağlık alanındaki yansımasıdır. İlaçtan aşıya, tıbbi cihazdan biyoteknolojiye kadar her alanda yerli üretim kapasitemizi artırarak, sağlıkta tam bağımsız Türkiye hedefine ilerliyoruz. Fikri olanı finansmanla, araştırmayı sanayiyle buluşturuyoruz. Bilimi ürüne dönüştürerek, hem ekonomik hem stratejik açıdan kendi kendine yeten bir sağlık ekosistemi inşa ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'yi tıbbi araştırmaların merkezi yapmak için klinik araştırma süreçlerini sadeleştirdiklerini ve hızlandırdıklarını ifade eden Memişoğlu, ilaç ruhsat süreçlerini elektronik ortama taşıyarak onayları hızlı ve şeffaf hale getirdiklerini, biyoteknoloji alanını ise stratejik öncelik yaptıklarını söyledi. Bu güçlü altyapının üzerine inşa ettikleri ikinci adımın Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) öncülüğünde yürütülen, üretim ve teknoloji geliştirme ekosistemi olduğuna işaret eden Memişoğlu, TÜSEB ile şehir hastanelerini sağlık teknolojisi geliştiren merkezler haline getirdiklerini ve 20 şehir hastanesinde Teknoloji Transfer Ofisleri açtıklarını dile getirdi.
Üreten Sağlık Modeli'nin en önemli adımlarından birinin "Fikirden Ürüne Portalı" olduğunun altını çizen Memişoğlu, "Sağlık Bakanlığı, üniversiteler, özel sektör ve girişimcileri tek ekosistemde buluşturan bir platformdur. Bu sistemle fikirden klinik araştırmaya, sertifikasyondan üretime ve pazarlamaya kadar tüm süreçleri Türkiye'de ilk kez tek bir çatı altında yöneteceğiz." diye konuştu.
Memişoğlu, TÜSEB Genom Merkezi'nin son bir yılda 10 bin 500 biyolojik örnek topladığını ve Türkiye'nin Ulusal Gen Bankası'nın temellerini attığını belirtti.
"ASELSAN İŞ BİRLİĞİYLE GELİŞTİRDİĞİMİZ MOBİL RÖNTGEN CİHAZININ SERİ ÜRETİMİNE GEÇTİK"
Türkiye'de kişiselleştirilmiş hücre tedavisi ve immünoterapiyi yerli imkanlarla geliştirmeye devam ettiklerini söyleyen Memişoğlu, "Yerli kalp-akciğer makinesi ve yerli glikoz cihazını geliştirdik ve üretim aşamasına geldik. ASELSAN iş birliğiyle geliştirdiğimiz mobil röntgen cihazının da seri üretimine geçtik. En önemli çalışmalarımızdan biri de aşı üretimidir. Kuduz ve maymun çiçeği aşılarının preklinik çalışmalarını tamamladık. Hepatit A, verem, pnömokok dahil 13 aşının geliştirme süreçlerinde önemli ilerlemeler kaydettik." dedi.
Bakan Memişoğlu, bu yıl itibarıyla 186 ülkeye ilaç ihracatı gerçekleştirdiklerini, bunun Türkiye'nin küresel sağlık sanayisindeki rekabet gücünün en somut göstergesi olduğunu vurguladı.
Bu yıla ilişkin hedeflere yönelik de Memişoğlu, aile hekimliğini ve temel sağlık hizmetlerini güçlendireceklerini, hareketli yaşamı teşvik eden, aşırı kilo ve sağlıksız beslenmeyle mücadeleyi güçlendiren politikaları yaygınlaştıracaklarını kaydetti.
Tütün kullanımı ve bağımlılıkla mücadeleye yönelik yeni uygulamalara başlayacaklarını bildiren Memişoğlu, tıbbi zorunluluk dışındaki sezaryen oranlarını düşürmek için Normal Doğum Eylem Planı'nın ikinci aşamasına geçeceklerini ifade etti.
Bakan Memişoğlu, sağlık okuryazarlığını artırmak için eğitimler verileceğine, kanser tarama ve teşhis süreçlerinin uçtan uca izlenebilmesi için teknik altyapıyı daha da güçlendireceklerine işaret etti.
Palyatif bakım merkezleri, evde sağlık hizmeti ve aile hekimliği birimlerini entegre ederek bu hizmetleri uzaktan sağlık hizmeti desteğiyle beraber sunacaklarını anlatan Memişoğlu, yeni ilaç fiyatlandırma modelini uygulamaya alacaklarını ve geri ödeme yöntemlerini revize edeceklerini bildirdi.
Kamu hastanelerinde sağlık turizmi kapasitesini artıracaklarını ifade eden Memişoğlu, turistik yatak kapasitesini ve termal kaynakları modern rehabilitasyon ve sağlıklı yaşam programlarıyla bütünleştirerek uluslararası sağlık turizmi kapasitesini artıracaklarını sözlerine ekledi.