Adalet Bakanı Tunç, Ankara'da katıldığı İşyurtları Ürün ve El Sanatları Fuarı'nda basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bakan Tunç, şunları kaydetti;

Dokuzuncu yargı paketi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonun'dan geçti. Genel Kurul aşamasında. Grup Başkanımız Sayın Abdullah Güler de bu konuda açıklamalarda bulundu. Biz taslak çalışmalarında kendilerine katkılar sunduk. Dokuzuncu yargı paketinde özellikle yargıyı hızlandırmaya yönelik gecikmeyi önleyecek istinaf sürecinde ve alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin daha da geliştirilmesiyle ilgili, suç ve suçluyla mücadele konusunda bazı hususlar var.

Tabii asıl, onuncu yargı paketiyle ilgili de bir takım hazırlıklarımız olmuştu. Taslak çalışmamızı, Cumhurbaşkanı Yardımcımızın başkanlığında oluşturulan heyette görüşmelerini tamamlamıştık. Meclis Grubumuza, aksettirmiştik. Meclis Grubumuzda milletvekillerimiz bunları değerlendiriyor. Onuncu yargı paketiyle ilgili kanun teklifi de önümüzdeki günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne, sunulacaktır. Sonrasında komisyonda görüşmeleri devam edecek.

Yargı Reformu Strateji Belgesi ile ilgili kapsamlı bir hazırlığımız var. Sayın Cumhurbaşkanımız geçen haftaki grup toplantısında da ifade etti. Özellikle toplumu suçtan korumak, suç işlemesinin önlenmesi anlamında gerekli düzenlemelerin yasamayı gerektiren, gerek idari uygulamaları gerektiren, yargıyı gerektiren hususlarla ilgili, neşteri vuracağımızı ifade etmişti. Geçen hafta Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı'nda da bu konuda gerekli bilgilendirme için davet edildim. Orada da ifade ettik, Yargı Reformu Strateji Belgesiyle ilgili olarak yaklaşık bir buçuk yıldan bu yana uzun bir çalışma yaptık.

"Cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemelerimiz olacak"

Yargı mensuplarımızın gerek ilk derece, istinaf, temyiz, tüm uygulayıcıların, barolarımızın, avukatlarımızın, hukuk fakültelerimizin, akademisyenlerimizin, bilim adamlarımızın görüşlerini aldık. Vatandaşlarımızdan gelen görüşler var. Hala devam eden görüşlerde var. Şu anda internet yoluyla yargıreformu.adalet.gov.tr adresinden de bize ulaşıyorlar. Şu ana kadar 45 bin görüş geldi. Tabii bunların büyük bir kısmı mükerrer olanlar da var. Bunları uzun toplantılarda, çalıştaylarda değerlendirdik. Her kesimin katıldığı toplantılarda değerlendirdik. Ve özellikle cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik bir takım düzenlemelerimiz olacak.

Tabii Yargı Reformu Strateji Belgemizi Sayın Cumhurbaşkanımız kamuoyla paylaştıktan sonra içindeki detayları göreceğiz. Ama ana hatlarıyla şunu söyleyebiliriz: özellikle iki yılın altındaki suçlar bakımından bu suçların yatarının olmaması kamuoyunda büyük bir rahatsızlığa neden oluyor. Dolayısıyla iki yıl ceza alan bir kişi, bir yıl koşullu salıverme, 1/2. Cinsel suçlar, uyuşturucu suçları, terör, bunlar kasten öldürme, bunlar hariç. Diğer suçlarda 1/2'dir. Bazı suçlarda 3/2'dir, bazı suçlarda da 4/3'tür. İnfaz sistemimizin çeşitli suçlar bakımından koşullu salıverme süresi farklılık arz eder. Basit suçlar dediğimiz, özellikle ilk işlendiğinde infial oluşturan ama ceza miktarı bakımından baktığımız zaman iki yıl, üç yılın altında bir cezaya tekabül ettiğinde yatarının olmaması, tutuklama noktasında da bir takım sorunlara yol açıyor.

Burada, iki yılın altında bir ceza alan bir yıl koşullu salıverme, bir yılda denetimli serbestlikten yararlandığında, cezaevinde hiç yatmamış oluyor. Kapıya gidiyor, imza atıp çıkıyor. Burada bir yıllık denetimli serbestlikten yararlanabilmesi için, belli bir süre cezaevinde kalması gerektiğini, geçen yasama döneminin dokuzuncu yargı paketinde önerdiğimiz bir husustu. Bu önemli. Bu anlamda milletvekillerimiz bu konuyu değerlendiriyorlar. Yani bu bir yıllık denetimli serbestlik süresinden yararlanabilmek için kişinin ne kadar cezaevinde kalacağına yönelik, biz alternatifli düzenlemelerimizi, taslaklarımızı sunduk. Orada bir ay mı olur, ne kadar olur? Onlar milletvekillerimizin takdirinde. Orada hukukçu vekillerimiz var. Onlar bu konuyu değerlendirecek. Biz de teknik çalışmaların, akademisyen görüşlerinin nasıl olduğunu da, kendilerine o çalışmalar sırasında hem ibraz ettik hem de aktarmaya devam edeceğiz. 

"İyi hal indirimi" uygulaması

Kamuoyunda iyi hal uygulamasıyla ilgili de eleştirilerin olduğunu anlatan Tunç, bu uygulamayla ilgili Türk Ceza Kanunu'nda değişiklik yaptıklarını ancak bunun sorunu ortadan kaldırmadığını söyledi.

Bu konuyu da değerlendirdiklerini bildiren Tunç, "Bazı suçlar bakımından, özellikle kasten öldürme, kasten yaralama gibi toplumun huzur ve sükununu bozmaya yönelik suçlar bakımından, hem denetimli serbestliğin uygulanıp, uygulanmayacağı hem de iyi hal indirimleriyle ilgili alternatifli düzenlemeleri hem Merkez Yönetim Kurulumuzun hem Kabinemizin hem de bunu değerlendirecek olan Meclis komisyonlarımızın gündemine getireceğiz. Bir kısmını getirdik, getirmek üzere olduğumuzu da Sayın Cumhurbaşkanımız, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nden sonra açıklayacak." bilgisini paylaştı.

"Katalog suçlara yeni suç tiplerinin ilave edilmesi söz konusu olabilir"

Bakan Tunç, ceza adalet sisteminin en önemli hedefinin toplumu suçtan korumak olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Adaletin tecellisinin gecikmeden sağlanması lazım. Tutuklama tedbirine yönelik özellikle belli suçların, katalog suçlarla ilgili tutuklama sebeplerinin varlığıyla ilgili Ceza Muhakemesi Kanunu'muzun 100. maddesinde bir hüküm var. Bu katalog suçlara yeni suç tiplerinin ilave edilmesi söz konusu olabilir. 2 yılın altındaki suçlar bakımından da özellikle burada tutuklama yasağını tekrar tartıştık akademisyenlerle. Toplumda özellikle infial oluşturma sebebi daha önce tutuklama sebebi sayılıyordu. Orada da yine geçmiş düzenlemeyi de ona benzer ama daha teknik ve hukuki, onun formülünü de inşallah Meclis grubumuza aktarmış olacağız."

Yargının, kanun, mevzuat ve dosyanın içindeki delillere göre karar verdiğini anlatan Tunç, ulaşılan kararın zaman zaman hatalı olabileceğini ancak bu kararların kendi mekanizmaları içerisinde düzeltilme imkanının bulunduğunu kaydetti.

Bakan Tunç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın TBMM'deki AK Parti Grup toplantısında Adalet Bakanlığı bünyesinde kadına şiddet ve çocukların korunmasıyla ilgili birim kurulacağını söylediğini anımsatarak, "Kamuoyunun bu soruşturmalar bakımından doğru bilgilendirilmesi amacıyla mağdur hizmetleri ve destek hizmetleriyle ilgili bir daire başkanlığımız var, bunun daha kurumsal bir yapıya kavuşturulması konusunda önerimizi Cumhurbaşkanımıza aktardık, bu konudaki düşüncesini de kamuoyuyla paylaştı." dedi.

Bakan Yılmaz Tunç, gençler ve çocuklar başta olmak üzere toplumu kötülüklerden korumak için topyekun bir mücadelenin gerekli olduğunu, bu kapsamda cezaların alt ve üst sınırları konusunda düzenlemelerin yapılacağını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Özellikle Türk Ceza Kanunu'muzda toplumun huzur ve güvenliğini bozmaya yönelik cezaların alt ve üst sınırlarıyla ilgili yeni bir değerlendirmemiz olacak. Bazı suçlar bakımından özellikle alt sınırların çok düşük kalmış olması, yeni suç tiplerinin de ortaya çıkması hasebiyle özellikle suçla mücadelede Türk Ceza Kanunu'muzda da yapılması gereken değişiklik önerilerini yine Yargı Reformu Strateji Belgemiz kapsamında gündeme getireceğiz."

"Yeni anayasa çalışmalarını tartışmalara boğmamak lazım"

Yılmaz Tunç, "Gündemde 'çözüm süreci' tartışmaları var, olası bir gündemde Adalet Bakanlığı nerede olacak?" şeklindeki soruya, "Böyle bir gündem olmadığı için şu anda dedikodudan ibaret bir husus." cevabını verdi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un açıklamaları hatırlatılarak, Anayasa'nın ilk 3 maddesinin değiştirilmesi ile ilgili soru üzerine Tunç, şunları kaydetti:

"Meclis Başkanımız bir açıklama yaptı, onu kastetmediğini söyledi. Anayasamızın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim herhangi bir tartışmamız söz konusu olamaz. Anayasamızın ilk 4 maddesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin niteliklerini belirleyen bir maddedir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne vurgu yapar. İstiklal Marşımız, başkentimiz Ankara, bayrağımız al yıldızlı al bayrak. Bu nedenle ilk 4 maddeyle ilgili kesinlikle bir tartışma söz konusu olamaz. Sayın Meclis Başkanımız da bunu ifade ettiler. Yeni anayasa çalışmalarını bu şekildeki tartışmalara boğmamak lazım. Özellikle Meclis Başkanımız da kastının bu olmadığını, yurt dışından verdiği demeçle gösterdi. Özellikle ilk 4 maddenin tartışılmadan, bir uzlaşma komisyonu kurarak, öncelikle usulde anlaşarak yeni bir anayasa yapım süreciyle ilgili çaba var. Bu çaba çok önemli, bu çabayı baltalamak isteyenler, birtakım değerlendirmeler yaparak, özellikle Meclis Başkanımızın kastetmediği bir hususu farklı noktaya çekerek birtakım yorumlar yapıyorlar."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın her konuşmasının sonunda söylediği, "tek devlet, tek vatan, tek millet, tek bayrak" sözlerini anımsatan Tunç, Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu, milletin, cumhuriyetin nitelikleri, devletin bütünlüğü, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü konusundaki hassasiyetini korumaya devam edeceklerini söyledi.

"Yasa, hayvanları öldürme yasası değil"

Gebze Belediyesi Sokak Hayvanları Tedavi, Rehabilitasyon ve Eğitim Merkezi'ndeki görüntülere ilişkin de açıklama yapan Tunç, olayla ilgili soruşturma başlatıldığını, kanuna aykırı uygulamanın olması durumunda gerekli yaptırımların gerçekleştirileceğini ifade etti.

Söz konusu yasanın "hayvanları öldürme yasası" olarak lanse edildiğini işaret eden Tunç, "Özellikle bu yasa, hayvanları öldürme yasası değil, hayvanları da yaşatma, insanları da tehlikeli durumlardan korumak, çocuklarımızı korumak, sokakları daha güvenli hale getirmek için. Eğer orada bir yanlış uygulama varsa elbette ki onun soruşturması yapılır." dedi.

MSB'den, terör örgütü PKK'nın kaçırarak zorla örgüt faaliyetlerinde kullandığı çocuklara ilişkin paylaşım MSB'den, terör örgütü PKK'nın kaçırarak zorla örgüt faaliyetlerinde kullandığı çocuklara ilişkin paylaşım

Bakan Tunç, Eylem Tok'un iade sürecine ilişkin, iade yargılamasının devam ettiğini, ABD'deki sürecin tamamlanmasını beklediklerini belirtti.

Tunç, 2 yılın altında suç işleyenlerin cezaevine girmesi durumunda kapasite sorunu yaşanıp yaşanmayacağına ilişki soru üzerine, kapasite sorununun cezasızlıkla ilgisinin olmadığını kaydetti.

Kaynak: TRT Haber