Bakan Uraloğlu, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde düzenlenen 17. Uluslararası Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı'nın açılışında yaptığı konuşmada, artık bilginin dijitalleştiğini ve internet ağlarıyla ulaşılabilir hale geldiğini bildirdi.

Siber güvenlik ve kriptoloji adında iki güçlü savunma konseptinin ortaya çıktığını aktaran Uraloğlu, "Siber güvenlik kavramını, bilgiyi dış dünyanın tehditlerinden koruyan bir sur gibi düşünebiliriz. Kriptolojiyi ise bu surun en sağlam kalesi olarak görüyoruz. Karmaşık şifreleme yöntemleriyle donatılmış bu kale, bilginin sadece yetkili kişiler tarafından okunmasını sağlıyor." diye konuştu.

Uraloğlu, son yıllarda internet kaynaklı veri ihlallerinin artmasıyla bilgi güvenliği yönetiminin öneminin arttığına işaret ederek, internete bağlı cihazların oluşturduğu "nesnelerin interneti" olarak adlandırılan uygulamanın hayatın her alanına nüfuz ettiğini anlattı.

Siber saldırıların sadece teknoloji sorunu olmaktan çıktığını, ekonomik ve sosyal hayatın her alanını etkileyen ciddi tehdit haline geldiğini belirten Uraloğlu, gelişen tehditler karşısında bu alanlardaki çalışmaların öneminin giderek arttığını ve bu tehditlere karşı yenilikçi güvenlik önlemlerinin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.

"Savaşlar artık bilişim dünyasında yerini aldı"

Bakan Uraloğlu, savaşların artık bilişim dünyasında da yerini aldığına dikkati çekerek, "USOM koordinasyonunda görev yapan 14 sektörel SOME ve 2 bin 304 kurumsal SOME ile buralarda görev yapan 7 bin 873 siber güvenlik uzmanı ülkemizin sanal-siber sınırlarını koruyor. Bu yıl 97 binin üzerinde zararlı bağlantı tespit ederek altyapı seviyesinde erişimlerini engelledik. USOM, bu yıl 12 binin üzerinde siber güvenlik bildirimini ilgili kurum ve kuruluşa ileterek gerekli önlemlerin alınmasını sağladı." ifadesini kullandı.

Bakan Kacır: Türkiye son 22 yılda adeta sıfırdan dev bir araştırma geliştirme ekosistemi inşa etti Bakan Kacır: Türkiye son 22 yılda adeta sıfırdan dev bir araştırma geliştirme ekosistemi inşa etti

Siber güvenlik alanında en önem verdikleri hususun, yazılımdan cihaz üretimine yerlilik ve millilik olduğuna işaret eden Uraloğlu, USOM'da tamamen yerli ve milli geliştirilen Avcı, Azad, Kasırga, Atmaca ve Kule gibi uygulamalarla ülkenin siber güvenliğini sağladıklarını anlattı.

Uraloğlu, 284 farklı portun servis ve zafiyet taramasının haftalık olarak USOM tarafından gerçekleştirildiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Taramalarda 894 farklı zafiyet tasarımı kullanılmaktadır. USOM tarafından 7 saat içinde Türkiye'deki 838 bin 112 kritik kapsamda bulunan 'gov.tr, org.tr, pol.tr, edu.tr' gibi web sitesinin zafiyetlere karşı taraması yapılabilmektedir. Atmaca projesiyle yüzlerce zafiyete ait risk engellenmektedir. Kritik özel sektör kuruluşları ve kamu kurumlarına yönelik 17 milyona yakın IP adresinin her biri için düzenli yapılan taramalarla zafiyete ait riskleri proaktif şekilde tespit edebiliyoruz. USOM tarafından geliştirilen yapay zeka teknolojisiyle 61 bin 293 alan adının vatandaşları dolandırmaya yönelik oltalama olarak kullanıldığı tespit edildi ve gerekli önlemler alındı. Son bir haftada 402 bin 979 zararlı internet adresine 165 milyon erişim engellendi, 2 bin 348 yani ağ saldırısı USOM'a raporlandı ve gerekli tedbirler alındı."

"Sosyal medyanın kimse için tehdit alanına dönüşmesine izin veremeyiz"

Uraloğlu, bazı sosyal medya platformlarının topluma, bireye, aileye ve çocuklara zarar veren pozisyonda olduğunu bildirerek, platformların bir ifade özgürlüğü meselesi olmaktan çıkıp, kişilik haklarının ve mahremiyet hakkının ihlal edildiği bir negatif özgürlük alanına dönüştüğünü söyledi. Bu konuda yasakçı zihniyet içinde olmadıklarını aktaran Uraloğlu, "Ama en baştan beri sosyal medya platformlarının Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına saygı duymalarını istedik. Sosyal medyanın kimse için tehdit alanına dönüşmesine izin veremeyiz." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA