Tarihin cilvesine bakın ki, Fatih Sultan Mehmed İstanbul’un surlarını aşmaya hazırlanırken, Bizans’ın yanında kılıç kuşanan bir Osmanlı şehzadesi vardı. Adı: Orhan Çelebi. Fatih’in kuzeni… Ama Bizans’ın piyonuydu.
Osmanlı’nın en buhranlı dönemlerinden biri olan Fetret Devri sırasında yaşananlar, sadece kardeş kavgalarıyla sınırlı kalmadı. Taht mücadelesinde avantaj sağlamak isteyen Süleyman Çelebi, Bizans İmparatoru II. Manüel Palaiologos ile öyle ağır bir anlaşmaya imza attı ki, bedeli yıllarca ödendi. Bu anlaşma uyarınca, küçük yaştaki Şehzade Kasım Bizans’a rehin bırakıldı. Kasım’ın ömrü kısa oldu ama arkasında bir oğul bıraktı: Şehzade Orhan.
Bizans, Orhan’ı sarayında büyüttü. Ona altın tahtlar, gösterişli sofralar değil; Osmanlı’ya karşı kullanılacak bir “koz” rolü verdi. Öyle ki, Osmanlı sultanları yıllarca Bizans’ın bu tehdidi yüzünden haraç ödemek zorunda kaldılar.
1444’te II. Murad tahtı oğlu Mehmed’e bıraktığında, Bizans elindeki kozu sahaya sürdü. Orhan, Rumeli’ye gönderildi. “Osmanoğullarının gerçek padişahı benim!” diye haykırıyor, etrafına adam toplamaya çalışıyordu. Ama Osmanlı ordusu yetişti, Orhan güçlenemeden İstanbul’a geri döndü. Yine de onun adı, Varna Savaşı’na giden süreci tetikleyen taşlardan biri oldu.
Yıllar sonra Fatih Sultan Mehmed tahta geçtiğinde, Bizans hâlâ aynı oyunu sahneliyordu. Haraç talep ediyor, “Orhan’ı serbest bırakırız” diyerek Osmanlı’yı tehdit ediyordu. Ama Fatih bu oyunu bozdu. İstanbul’un fethi hazırlıkları başladı.
Ve 6 Nisan 1453’te Osmanlı ordusu surların önüne geldiğinde, Bizans’ın yanında savaşanlardan biri yine oydu: Şehzade Orhan. 600 adamıyla kuzeni Fatih’e karşı surların üstünde çarpıştı.
Ama tarih, Orhan için acımasızdı. 29 Mayıs sabahı İstanbul düştüğünde, Osmanlı askerleri onu bir keşiş kılığında kaçmaya çalışırken yakaladı. Orhan Çelebi ve dört oğlu, aynı gün idam edildi. Böylece Bizans’ın yıllarca elinde tuttuğu tehdit ortadan kaldırıldı.
Bugün Fatih Sultan Mehmed’i “Çağ kapatıp çağ açan hükümdar” olarak anıyoruz. Ama aynı satırlarda, unutulmuş bir isim daha gizli: Kendi hanedanının gücüne karşı Bizans surlarında savaşan Şehzade Orhan.
Bir ibret vesikasıdır aslında… Tarih bize gösteriyor ki, ihanetin ömrü kısa, bedeli ağırdır.