Politika

Cumhurbaşkanı Erdoğan 41. İSEDAK'ta konuştu: "Suriye'ye özel destek programı başlatıyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan Sudan'da gerçekleşen katliamlara ilişkin ses getirecek bir mesaj verdi. "Buna sessiz kalamayız" diyen Erdoğan "Sudan'da akan kanın bir an önce durdurulmasında en büyük sorumluluk İslam alemine düşüyor" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 41. İSEDAK Toplantısı açılış töreninde konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasının başında dış politikaya yönelik mesajlar veren Erdoğan, Kıbrıs'ta iki devletli çözüm için destek çağrısı yaptı.

"Suriye halkına destek vermeye devam ediyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması şu şekilde:

Sizleri misafir etmenin bahtiyarlığını yaşıyorum. Türkiye ve İstanbul'a hoş geldiniz. Toplantı kapsamında yapacağımız istişarelerin ülkemiz İslam Dünyası ve insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Tüm bu çalışmaların aramızdaki muhabbeti güçlendirmesini temenni ediyorum.

Son toplantımızdan bu yana Ortadoğu başta olmak üzere tüm dünyada tarihi gelişmelere şahitlik ettik.

Yaklaşık 14 yıldır Suriyeli kardeşimiz çok ağır bedeller ödedi. Bu süreçte Suriyeli muhacirlere Ensar bilinciyle ev sahipliği yaptık. Allah'a hamdolsun sonunda zafere ulaşan Suriyeli mazlumlar oldu.

Türkiye olarak Suriye halkına destek vermeye devam ediyoruz. Ülkenin siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün korunması noktasında teşkilatımızın ve İslam dünyasının desteği çok çok önemlidir.

"Kıbrıs Türk Halkı İslam dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır"

Bugün ayrıca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden gelen kardeşlerimizde aramızda. Kendilerine tüm kalbimle hoş geldiniz diyorum. Kıbrıs Türk Halkı İslam dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır. Kıbrıs Türk'ü kardeşlerimiz baskılara boyun eğmediler. Egemen eşitliklerini tartışma konusu yapmadılar. Bölgemizde oynan emperyalist oyunda Kıbrıs adasının da menüye eklendiğine dair güçlü sinyaller alıyoruz. Teşkilatımızın Kıbrıs Türk halkıyla dayanışmasını daha da artırmasını bu bakımdan önemli görüyorum.

Biliyorsunuz Gazze geçtiğimiz iki yıl boyunca son asrın en vahşi en barbar soykırımlarından birine sahne oldu. Çoğu çocuk ve kadın 70 binden fazla Filistinli İsrail işgal güçlerinin katliamına maruz kaldı.

Bizim de katkı sağladığımız Mısır'ın ev sahipliğindeki Hamas İsrail görüşmeleri ateşkesle sonuçlandı. Katar ve Mısır başta olmak üzere sürece destek veren bölge ülkelerinin tamamına bir kez daha şükranlarımız sunuyorum.

Hamas'ın anlaşmaya riayet konusunda oldukça kararlı olduğu görülüyor. Ancak İsrail'in bu konudaki sicilinin kötü olduğunu biliyoruz.

"Sudan'daki katliamlara sessiz kalamayız"

Bu noktada Sudan'da 29 aydır devam eden çatışma ortamına da dikkatinizi çekmek istiyorum. Son günlerde El-Faşir'de sivil halka yönelik katliamları göğsünde taş değil, kalp taşıyan hiç kimse kabul edemez. Buna sessiz kalamayız. Sudan'da akan kanın bir an önce durdurulmasında en büyük sorumluluk hiç şüphesiz İslam alemine düşüyor. Müslümanlar olarak başkalarından medet ummak yerine sorunlarımızı kendimiz çözebilmeliyiz. Sudan'ın toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve bağımsızlığını korumalıyız. Bu zor günlerinde Sudan halkının yanında olmamız, insani yardımlarımız ve kalkınma desteklerimizi sürdürmemiz ehemmiyet arz ediyor. Teşkilata üye tüm ülkelerin, kardeşlik hukukumuz çerçevesinde Sudan'ın barış, huzur ve güven iklimine kavuşması için elini taşın altına koyacağına tüm kalbimle inanıyorum.

"İşbirliğinin ne kadar hayati olduğu ortaya çıkmıştır"

Sayısı hızla artan korumacı tedbirlerin etkileri, uluslararası ticarette daha yoğun hissedilmeye başlandı. Küresel salgın öncesindeki 20 yılda yıllık ortalama yüzde 3,7 oranında gerçekleşen küresel büyümenin 2025-2030 döneminde yüzde 3'e ineceği tahmin ediliyor. Bu veriler yalnızca bir ekonomik durgunluğu değil, aynı zamanda küresel ekonomi politikalarının da yeni bir denge arayışını işaret ediyor. Risk ve belirsizliklerle dolu bu manzara karşısında, ülkelerimiz kendi aralarındaki işbirliğinin ne kadar hayati olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.

İslam İşbirliği Teşkilatının geçmiş 50 yılına baktığımızda, ülkelerimizin dünya ticaretinden hak ettikleri payı alamadığı su götürmez bir gerçektir. Bu süreçte teşkilat üyesi ülkelerde ortalama kişi başı gelir bin 169 dolardan 4 bin 453 dolara yükselirken, aynı yıllarda dünya ortalaması 2 bin 611 dolardan 13 bin doların üzerine çıkmıştır. Dünya ticaretindeki payımız ise yüzde 11 seviyesinde kalarak yerinde saymıştır. İslam İşbirliği Teşkilatı üyeleri arasında yüzde 25 olarak belirlediğimiz ticaret hedefinin bir hayli gerisindeyiz.

Dünya doğal gaz rezervlerinin yüzde 60'ına, petrol kaynaklarının yüzde 65'ine, küresel nüfusun yüzde 25'ine sahip olan İslam dünyası, uluslararası ticarette arzu ettiğimiz konuma henüz ulaşabilmiş değildir. Bu durumu değiştirecek adımlar atmamız elbette mümkündür. İSEDAK bünyesinde yürüttüğümüz ortak program ve projeler bu noktada büyük önem arz ediyor.

{ "vars": { "account": "G-E1EN649QR9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }