Açıklamaya göre, Türkiye'nin orman yangınlarıyla mücadele kapasitesi 2025 itibarıyla önemli ölçüde artırıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde 27 yangın söndürme uçağı, 105 helikopter, 14 insansız hava aracı (İHA), yaklaşık 6 bin kara aracı ve 25 binden fazla personel aktif görev yapıyor. Hava araçlarının toplam su atma kapasitesi 438 ton olarak belirtildi.
Yangın tespiti, yapay zeka destekli sistemlerle ortalama 2 dakika içinde yapılırken, ilk müdahale süresi ise ortalama 11 dakikaya kadar indirildi. Müdahale için riskli bölgelere yangın çıkmadan önce ekip ve ekipman sevkiyatı gerçekleştirildiği ifade edildi. Avrupa’daki müdahale süreleriyle kıyaslama yapılarak, Türkiye’deki yangınlara geç müdahale edildiği iddialarının gerçeği yansıtmadığı belirtildi.
Yangın işçilerinin eğitimsiz olduğu yönündeki iddiaların da doğru olmadığı kaydedildi. DMM, personelin yangınla mücadele ve iş sağlığı güvenliği alanında eğitim aldığını, işbaşı eğitimlerinin Antalya’daki merkezlerde gerçekleştirildiğini açıkladı. Yangın çalışanlarına kıyafet verilmediği yönündeki iddialara ilişkin de, bu yıl 26 binden fazla yangına dayanıklı kıyafet ve 30 binden fazla bot dağıtıldığı bilgisi paylaşıldı.
Gece uçuşu yapılmadığı yönündeki eleştiriler hakkında ise, görüş mesafesinin düşük olması nedeniyle gece uçuşunun yüksek risk taşıdığı ve yalnızca gerekli durumlarda uygulandığı bildirildi. Türkiye’de hâlihazırda 5 adet gece görüşlü yangın söndürme helikopteri bulunuyor.
Yanan alanların imara açıldığı yönündeki iddialar da reddedildi. Orman Kanunu gereğince bu alanların orman vasfının korunmaya devam ettiği, başka amaçlarla kullanılamayacağı ve sadece ağaçlandırılabileceği vurgulandı. 2021 yılından bu yana sadece beş ilde toplam 30 milyondan fazla fidan dikildiği ifade edildi.
Sadece çam ağacı dikildiği ve bu nedenle yangınların daha hızlı yayıldığı yönündeki eleştiriler hakkında ise, fidan türlerinin iklim ve coğrafi koşullara göre belirlendiği ve çam türlerinin Akdeniz Havzası’nda doğal olarak bulunduğu belirtildi.
Bazı yangınların uzun sürmesinin nedeninin yetersiz müdahale değil, yüksek sıcaklık, düşük nem, rüzgâr, engebeli arazi yapısı ve eş zamanlı çıkan yangınlar gibi doğal koşullar olduğu ifade edildi.
Yangınların tamamının kasıtlı çıkarıldığı yönündeki söylemler hakkında da değerlendirmede bulunulan açıklamada, orman yangınlarının çoğunun anız yakımı, enerji hatları, çöplerin ateşe verilmesi ve yıldırım gibi nedenlerden kaynaklandığı, şüpheli durumlarda ise adli süreçlerin başlatıldığı bildirildi.
DMM, orman yangınlarıyla ilgili kamuoyunu yanıltan iddiaların dezenformasyon niteliği taşıdığına dikkat çekerek, yalnızca resmi kaynaklardan yapılan açıklamaların dikkate alınması gerektiğini vurguladı.