İstanbul-AA
AA muhabirinin Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye'nin ihracatı 2025'in ocak-nisan döneminde yıllık bazda yüzde 3,9 artış göstererek 86 milyar 246 milyon 733 bin dolar oldu. Nisanda ihracat yüzde 8,5 artışla 20,9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
Elektrik ve elektronik sektörü ise geçen yıl 16 milyar 677,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirirken, bu yılın 4 ayında 5 milyar 380 milyon 310 bin dolarla tüm zamanların en yüksek ocak-nisan dönemi ihracatını gerçekleştirdi. Sektör, geçen yılın aynı döneminde 5 milyar 148,9 milyon dolarlık ihracat yapmıştı.
Söz konusu dönemde elektrik ve elektronik sektörünün ihracatı önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,5 artarken, sektörün toplam ihracattaki payı da yüzde 6,2 olarak hesaplandı.
En fazla ihracat Birleşik Krallık'a
Elektrik ve elektronik sektöründe en fazla ihracat 518,2 milyon dolarla Birleşik Krallık'a yapılırken, bu ülkeyi 438,4 milyon dolarla Almanya, 301 milyon dolarla Irak, 290,4 milyon dolarla ABD ve 258,7 milyon dolarla Fransa takip etti.
Değer bazında ihracat artışında Irak zirvede yer aldı. Bu dönemde elektrik ve elektronik sektörünün ülkeye dış satımı 77,5 milyon dolar arttı. İhracat artışında bu ülkeyi, 70,1 milyon dolarla ABD, 64,4 milyon dolarla Yunanistan, 42,6 milyon dolarla Ukrayna, 33,4 milyon dolarla Polonya izledi.
Sektör, Yunanistan'a 150,2 milyon dolarlık, Ukrayna'ya 107,9 milyon dolarlık ve Polonya'ya 181,9 milyon dolarlık ihracat yaptı.
Son dönemde dünya genelinde küresel enerji dönüşümü, altyapı projeleri ve sanayide enerji verimliliği için yeni yatırımları elektrik ve elektrik sektörünü ön plana çıkardı. Sektör temsilcileri küresel ticarette ek gümrük vergileri, Türkiye'nin siyasi ve ticari ilişkilerinin güçlü olduğu ülkelerdeki ihtiyaçlarla sektörün ihracattaki yüksek potansiyelinin devamını bekliyor.
Elektrik ve Elektronik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Güven Uçkan, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, sektörün, bu yıl mevcut pazarlarını koruyarak, ABD, Irak, Libya ve Yunanistan gibi pazarlarda gözlenen ihracat artışını kalıcı hale getirmeyi hedeflediğini söyledi.
Uçkan, Afrika gibi yükselen pazarlarda sektörün pazar payını artırmayı ve ABD ile Çin arasındaki ticaret gerilimlerinin teknik sertifikasyonlarını tamamlamış Türk firmaları için yeni fırsatlar çıkarabileceğini vurguladı.
Avrupa Birliği'nde (AB) yeşil mutabakat süreciyle çevreci üretim altyapılarına yapılan yatırımların öneminin daha da arttığını belirten Uçkan, "Sektör olarak bu yılı kur ve finansman kaynaklı zorluklara rağmen yaklaşık 18 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedefliyoruz." dedi.
Uçkan, sektörü elektrik üretim ve dağıtım ekipmanları, beyaz eşya, elektronik ve kablo ürün grupları olmak üzere dört ana grupta takip ettiklerini dile getirerek, "2024'te en yüksek ihracat performansı 6,1 milyar dolarla elektrik üretim ve dağıtım ekipmanlarında gerçekleşti. Bu yılın ocak-nisan döneminde ise elektrik üretim ve dağıtım ekipmanlarında 2,03 milyar dolar, kablo ürün grubunda 1,2 milyar dolar, beyaz eşya ürün grubunda 1,2 milyar dolar ve elektronik ürün grubunda 1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti." ifadelerini kullandı.
Orta Doğu’da hayata geçirilen büyük altyapı ve dijitalleşme projeleriyle 2 ürün grubu öne çıktı
Özellikle elektrik üretim ve dağıtım ekipmanları ile kablo ürün grubunun, son dönemde küresel enerji dönüşümü, altyapı projeleri ve sanayi yatırımlarının etkisiyle öne çıktığını belirten Uçkan, şunları kaydetti:
"Orta Doğu’da hayata geçirilen büyük altyapı ve dijitalleşme projeleri bu alt sektörlerin ihracatında artışa neden olmuştur. Bölgede politik istikrarın sağlanması, yatırımların sürekliliğini desteklemekte ve ihracatımızı olumlu yönde etkilemekte. Buna ek olarak, Afrika bölgesinde artan enerji ihtiyacı ve altyapı eksikliği, elektrik dağıtım ekipmanları, yenilenebilir enerji sistemleri ve ekonomik elektronik cihazlar açısından büyük bir potansiyel sunmaktadır. Bu yıl ve sonrası için bu ürün gruplarında ihracatımızın artmasını bekliyoruz."
Uçkan, 2024'te sektörün ihracatının yüzde 44'ünün 7,5 milyar dolarla AB ülkelerine gerçekleştirdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçen yıl en fazla ihracat yapılan ülke 1,68 milyar dolar ile Birleşik Krallık oldu, 2025 yılının ilk 4 ayında da Birleşik Krallık sektörümüzün en büyük pazarı konumunu korudu. Birleşik Krallık'taki konumumuzu enerji altyapı yatırımları, kablo tedariki ve beyaz eşya satışlarındaki artış desteklemektedir. Ayrıca, Brexit sonrası İngiltere’nin Avrupa dışı tedarik kanallarını çeşitlendirme politikası ve 2021’de yürürlüğe giren Serbest Ticaret Anlaşması, ihracatımızın sürdürülebilirliğine katkı sağladı."
"Özellikle beyaz eşya, küçük ev aletleri, kablo sistemleri ve aydınlatma gibi segmentlerde Türkiye'nin rekabetçi fiyatları, kaliteli üretimi ve hızlı teslimat avantajı öne çıkmaktadır. " diyen Uçkan şöyle devam etti:
"UKCA, CE, RoHS ve REACH gibi sertifikasyonlara sahip olan firmalarımızın ürünleri, pazara sorunsuz şekilde giriş yapmaktadır. Diğer yandan, sektörümüz ihracatının yarısından fazlası AB ve Birleşik Krallık’a yapılmasına rağmen, bu pazarların toplam ithalatından aldığımız pay hala çok sınırlıdır. Önümüzdeki dönemde Yeşil Mutabakat ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun AB'nin GDPR rejimiyle uyumlu hale gelmesi, bu bölgelere olan ihracatımızı etkileyen başlıca faktörlerden olacaktır."
ABD'de Türk ürünleri için bir avantaj olabileceği beklentisi hakim
Çin'in, ABD’nin uygulamaya alacağı yeni gümrük tarifeleri sebebiyle agresif bir fiyat baskısıyla Avrupa pazarına odaklandığını dile getiren Uçkan, "Özellikle tüketici elektroniği ve beyaz eşya sektörlerinde temel pazarımız olan Avrupa’da pazar payımızı olumsuz etkileyebileceğini öngörüyoruz. Ayrıca, rekabet gücümüzü koruyabilmek ve pazar payımızı artırabilmemiz için rekabetçi bir kur politikasının sağlanmasını, devlet desteklerinin bu gelişmiş pazarlarda sürdürülebilirliğimizi sağlayacak şekilde güncellenmesini talep ediyoruz." dedi.
Uçkan, ABD ve Çin'in küresel ekonomiyi tehdit eden tarife restleşmesine ara verirken, iki ülkenin karşılıklı olarak tarifelerde 90 günlük indirime gitme konusunda anlaşsa da sürecin ilerideki belirsizliğine dikkat çekerek, "Trump yönetiminin uygulamaya aldığı yeni gümrük tarifelerine göre Türk ürünlerine uygulanacak vergilerin nispeten düşük oranda kalması ve Türkiye’ye olan ılımlı yaklaşımı Türk ürünleri için bir avantaj olarak görülebilir. Bu durum, elektrikli cihazlarda sertifikasyon süreçlerini tamamlayan Türk firmaları için ABD pazarında çok daha fazla fırsat yaratabilir." açıklamalarında bulundu.
"Türkiye, inşaat, savunma sanayisi ve enerji sektörlerinde ciddi fırsatlar elde edebilecek konumda"
Ukrayna-Rusya savaşının henüz sona ermemiş olması ve barışa yönelik umut verici gelişmelerin yaşandığını vurgulayan Uçkan, "Türkiye, savaş boyunca izlediği dengeli dış politika sayesinde hem NATO ile uyumlu hareket etmiş hem de Rusya ile ekonomik ilişkilerini sürdürebilmiştir. Savaş sonrası yeniden yapılanma sürecinde Türkiye, inşaat, savunma sanayisi ve enerji sektörlerinde ciddi fırsatlar elde edebilecek konumdadır. Ukrayna’nın altyapı ihtiyacının artması ve Türk ürünlerinin uygun fiyat-kalite dengesi, ülkemizin bölge için stratejik bir tedarikçi olmasını sağlayacaktır." dedi.
Uçkan, coğrafi yakınlık, lojistik kolaylıklar ve firmaların esnek üretim yapısı sayesinde, Ukrayna, Gürcistan ve Romanya gibi ülkelerde de Türk elektrik ve elektronik ürünlerine yönelik talebin artarak devam etmesini beklediklerini dile getirdi.
Irak ve Libya’da süregelen altyapı projelerinin, jeneratör, elektrik ekipmanları ve kablo ürün gruplarında önemli ihracat fırsatları yarattığına dikkati çeken Uçkan, "Politik istikrarın sağlanmasıyla birlikte bu ülkelerdeki ihracat ivmemizin yıl boyunca sürmesini bekliyoruz. Yunanistan’da ise enerji iletim ve dağıtım altyapı yatırımlarındaki artış, coğrafi ve kültürel yakınlığımızla birleştiğinde, Türk ürünlerini daha cazip hale getirmektedir." ifadelerini kullandı.