Dünya

İran Cumhurbaşkanı: Tüm insanlığın (İsrail'in yargılandığı) mahkemeden beklentisi, adaletle karar vermeleridir

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Gazze'ye yönelik saldırıları nedeniyle İsrail aleyhinde Uluslararası Adalet Divanında (UAD) açılan davada mahkeme heyetine, adaletle karar vermeleri çağrısında bulundu.

Reisi, "ABD ve Siyonist rejim bu mahkemeyi etkilemeye çalışıyor. Mahkeme hakimlerini, Allah'a, beşeri vicdana ve tarihe karşı sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyorum. Tüm insanlığın mahkemeden beklentisi adaletle karar vermeleridir." dedi.

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplulukların üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmemesini eleştiren Reisi, "Bu korkunç cinayete rağmen, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası kurumlar, ABD ve Batı'nın baskısı nedeniyle etkinliğini yitirmiştir." ifadelerini kullandı.

Güney Afrika'nın İsrail'e karşı UAD'de açtığı "soykırım davası"

Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle 29 Aralık 2023'te UAD'de dava açarak İsrail aleyhine ihtiyati tedbir kararı alınmasını talep etti.

Güney Afrika bu kapsamda UAD'den 9 ihtiyati tedbir kararına hükmedilmesini istiyor.

Bu kararlar arasında, "İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonlarını derhal durdurması, Filistinlilere yönelik soykırımın önlemesi için gerekli tüm makul tedbirleri alması, yerlerinden edilenlerin evlerine dönerek yeterli gıda, su, yakıt, tıbbi ve hijyen malzemeleri, barınak ve giysi dahil olmak üzere insani yardıma erişimini sağlaması, soykırıma karışanların cezalandırılmaları için gerekli adımları atması ve soykırımın delillerini muhafaza etmesi" de bulunuyor.

Güney Afrika, durumun aciliyeti sebebiyle UAD'den tedbir kararına hükmetmesini talep ederken duruşmaların tamamlanmasının ardından Divan, tarafların beyanları ve delillerini inceleyerek karar için müzakerelere başladı.

Kararın açıklanması için hakimleri bağlayan bir tarih bulunmuyor ancak UAD'nin önceki yargılamalarına bakıldığında soykırım gibi aciliyet gerektiren durumlarda bu sürenin birkaç hafta olduğu görülüyor.