Ortadoğu’da tansiyon yeniden yükseldi. Gazze’ye insani yardım ulaştırmayı hedefleyen Sumud Filosu, İsrail güçlerinin saldırısına uğradı. Uluslararası sularda gerçekleştiği belirtilen bu saldırı, başta bölge ülkeleri olmak üzere dünya genelinde büyük yankı uyandırdı.
Uluslararası Hukukun İhlali İddiası
Saldırının uluslararası sularda gerçekleşmesi, İsrail’in bir kez daha uluslararası hukuku ihlal ettiği yönündeki tartışmaları gündeme getirdi. Birçok hukukçuya göre bu olay, “deniz yoluyla insani yardımın engellenmesi” ve “sivil hedeflere saldırı” suçlamalarıyla Lahey’de gündeme gelebilir.
Bölgesel ve Küresel Tepkiler
Saldırının ardından Türkiye, Katar ve Güney Afrika başta olmak üzere birçok ülke İsrail’e sert tepki gösterdi. Avrupa Birliği yetkilileri, olayın “derhal bağımsız bir şekilde soruşturulması gerektiğini” vurgularken, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri de uluslararası toplumu sorumluluk almaya çağırdı.
Tel Aviv İçin Yeni Kriz
Uzmanlara göre, İsrail hükümeti saldırının ardından iki kritik sorunla karşı karşıya kalacak:
-
Diplomatik Yalıtılmışlık: İsrail, son dönemde artan eleştiriler nedeniyle Batı’daki bazı müttefiklerinden dahi uzaklaşmaya başladı. Bu saldırı, ilişkilerde daha ciddi bir kopuşa yol açabilir.
-
İç Siyasi Baskı: Tel Aviv yönetimi, hem muhalefet hem de kamuoyunda artan tepkilerle daha da sıkışabilir. Protestoların ülke içinde büyüme ihtimali gündemde.
Türkiye’nin Tavrı
Ankara, olayı sert bir dille kınayarak İsrail’in bölgede barış ve istikrarı engelleyen bir aktör olduğunu vurguladı. Diplomatik kaynaklar, Türkiye’nin uluslararası hukuk mekanizmalarını devreye sokabileceğini ifade ediyor.
Sonuç: Yeni Bir Dönüm Noktası mı?
Sumud Filosu saldırısı, İsrail’in Gazze politikasında bir dönüm noktası olabilir. Uzmanlar, bu olayın Tel Aviv’i yalnızlaştırabileceğini ve İsrail’in bölgede artan baskı altında daha radikal adımlar atmasına yol açabileceğini değerlendiriyor.