Tarih, bazı kahramanlarını yüksek sesle anlatır; bazılarını ise karanlığa gömer. Ama en ilginç olanı şudur: Kimi zaman, bir dönemi kapatanlar da tarihin unuttukları olur. İşte Karacehennem İbrahim Paşa tam da böyle bir isim…
500 yılı aşan Yeniçeri Ocağı'nın sonunu getiren bu Osmanlı subayı, bugün ne bir anıtla anılıyor ne de adını taşıyan bir sokak var. Çünkü bazen tarihte “görevini yapanlar” bile istenmeyen adam ilan edilir.
Dönem II. Mahmud dönemi. Osmanlı Devleti içeriden çürümüş, Yeniçeri Ocağı devletin hem ordusu hem baş belası hâline gelmiş.
Yeniçeriler sadece cephede değil, sokakta da kan kusturuyor; esnafı haraca bağlıyor, padişah belirlemeye kadar işi vardırıyorlardı. İşte böyle bir kargaşa içinde Karacehennem İbrahim Paşa sahneye çıktı.
Kendisi hakkında ne yazık ki çok az şey biliyoruz. Doğum yeri ve tarihi meçhul. Ancak 18. yüzyıl sonları ile 19. yüzyıl başlarında Osmanlı’nın askeri reformlarını omuzlayan paşalardan biri olduğu biliniyor. Ve onu tarihe geçiren asıl olay: Yeniçeri Ocağı’nın kökünden kazınmasında oynadığı kritik rol.
Kazan Nasıl Devrildi?
1826 yılında tarihe "Vaka-i Hayriye" olarak geçen Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması kararı alınır. Ancak bu ocağı kaldırmak, sadece bir emirle olmaz. Yeniçeri denen bu yapı, asırlar boyunca kendi kalesini kurmuştur. Kışlaları birer kale gibidir. Silahlıdırlar. İsyancıdırlar. Korkusuzdurlar.
Ama o gün, bir kişi korkmadı: Karacehennem lakaplı İbrahim Paşa.
Bu lakabı boşuna almadı. Yeniçerilere top atışını başlatan ilk Osmanlı subayı olarak, ortalığı kara dumanlarla kapladı. Yeniçeriler önce can havliyle kışlalarına sığındı. Ama Paşa’nın kararı netti:
“Bu iş yarım kalmayacak!”
Toplar bu kez doğrudan Yeniçeri kışlasını hedef aldı. Parçalanan kapılar, yıkılan duvarlar, sarsılan asırlık düzen… 6 binden fazla Yeniçeri aynı gün öldürüldü. Bu temizlik günlerce sürdü. Sokaklarda "Yeniçeri avı" başladı.
Tahminlere göre toplam 40 binden fazla Yeniçeri bu olayda hayatını kaybetti. Devlet, kendi içindeki urdan kurtulmuştu. Ama bu kolay bir bedel değildi.
Ve Paşa’nın Sessiz Sonu
Tarihi değiştiren bu adam, yıllar sonra 1853’te öldü. Ölüm nedeni belli değil. Taksim Ayazpaşa Mezarlığı’na defnedildi. Ancak bugün orada onun mezarı yok.
Zamanla mezarının üzerine Alman Sefareti, ardından Osmanlı Bankası’nın müdür lojmanı kuruldu. Ve Karacehennem Paşa, sessizce toprağın altına değil, hafızalardan da silindi.
Sultanahmet’in arkasında bir sokak vardı: Karacehennem İbrahim Sokağı. Ama mahalle sakinleri bu ismi istemedi. “Biz böyle karanlık bir isimle anılmak istemiyoruz” dediler ve sokak ismi Kutlugün olarak değiştirildi.
Ne acıdır ki, bir zamanlar devleti kurtaran adamın adı bile toplumdan silindi.
Tarihten Silinenler, Tarih Yazmıştı Aslında
Karacehennem İbrahim Paşa bize şunu gösteriyor: Bazen devlet kurtarmak, unutulmayı göze almak demektir.
Ama hatırlamak bizim görevimiz.
Çünkü bir millet, kendi bayrağını taşıyan kahramanlarını unutursa, o bayrağı taşıyacak yeni nesil de zor bulunur.
Bugün Karacehennem İbrahim Paşa’nın adını anmak; sadece bir ismi değil, devlet yönetme kararlılığını ve gerektiğinde zor kararları alabilme cesaretini hatırlamaktır.
Adı belki silinmiş olabilir ama milletin kalbinde bıraktığı derin iz asla kaybolmaz.
Karacehennem İbrahim Paşa, tarih sahnesinde zor ama gerekli bir görevi yerine getirdi. Adı zamanla unutulsa da, yaptığı iş Osmanlı’nın yenilenme sürecinde önemli bir dönüm noktası olarak kaldı.