(İHA)
Göksu Nehri’nin Fırat Nehri ile buluştuğu 5 bin yıl öncesine ait medeniyetin izlerini taşıyan Kızılin Kanyonu’nda 1 ile 6 kat arasında değişen mağaralar bulunuyor. Birbirine içten bağlantılı mağaralar kanyon boyunca sıralanıyor. M.Ö 3000’li yıllara tarihlenen mağaralar, Roma Dönemi ve çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yaptı.
Kanyonun yaklaşık 200 hektarlık alanında bulunan 300 mağara, SİT alanı olarak tescillendi. Ülkenin yeni turizm rotalarından biri olma yolunda ilerleyen Kızılin Kanyonu, eşsiz doğası ve tarihi güzelliği ile turizmin yükselen değeri haline geldi. Ziyaretçilerine tarih ve doğayla iç içe olma imkanı sunan Kızılin Kanyonu’nda tekne turları da düzenleniyor. Geçen yıl 50 bin turisti ağırlayan kanyonu bu yıl 120 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor.
Mağaralarla ilgili bilgi veren Adıyaman Müze Müdürü Mehmet Alkan, "Burası Kızılin Kanyonu ve Kızılin yerleşkesi dediğimiz bir alan. Burada M.Ö 3000 yıldan M.S 5’inci yüzyıla kadar kesintisiz bir yerleşim olduğunu görmekteyiz. Görmüş olduğumuz alanlarda yaklaşık 6 katlı bir mağaranın olduğunu görmekteyiz. Bu mağaralarda yer yer insan eliyle merdivenler yapılmış. Yukarı kısma çıktığımız zaman ise çoklu odalar bulunmakta. Bu odaların hemen iç kısımlarında sarnıçlar ve çeşitli sunu çukurları bulunmaktadır. Bu alan 200 hektarlık bir alandır. Hem kuzey hem güney kısmında bulunan irili ufaklı 300 mağaranın varlığını tespit ettik" dedi.
Besni Kaymakamı Çağlar Partal ise, "Eşsiz, doğal ve tarihi güzelliği içinde barındıran bir kanyon burası. Beş bin yıla yaklaşan bir geçmişi var. Güvenli bir şekilde bu mağaralara tekne turlarımızla turistlerimizi götürüyoruz. Oraları gösterebiliyoruz, ağırlayabiliyoruz. Özellikle bahar aylarıyla birlikte çok ciddi sayıda ziyaretçi almaya başladık. Belki kapasitemizi daha da arttırmamız gerektiğini gördük. Çalışmalarımız bu anlamda devam ediyor. Gerçekten çok güzel bir vadi. Doğal güzelliklerin yanında vahşi yaşam anlamında da imkanlar sunuyor" diye konuştu.