Mazinin Aynasında Bugün

Zaman, insanoğlunun elinden kayıp giden en kıymetli hazinesi… Dün, çoktan tarih sayfalarına gömülmüş; yarın, daha yazılmamış bir hikaye… Ve biz, bugün dediğimiz bu ince çizgide, geçmişin derin kuyularından yansıyan ışıklarla yolumuzu bulmaya çalışıyoruz

Mazinin aynasına her baktığımızda, sadece eski fotoğrafları, solmuş mektupları, sararmış gazete kupürlerini görmeyiz. O aynada, çocukluğumuzun masum kahkahalarını, dedelerimizin ağırbaşlı öğütlerini, annelerimizin sessiz duasını da görürüz.

Geçmiş, bir gölge gibi bugüne sızar; bazen tatlı bir hatıra, bazen derslerle dolu bir öğüt, bazen de hiç unutmak istemediğimiz bir gurur…

Bugün, o aynaya yeniden bakma vakti. Çünkü o yansımalarda, kim olduğumuzun ve kim olacağımızın gizli anahtarı saklıdır.

Mazinin aynasına bakmak, yalnızca tozlu raflardaki hatıraları karıştırmak değildir; bazen insan kendi ruhunun en derin dehlizlerinde gezintiye çıkar. Her bir hatıra, tarihin ince nakışlarla işlenmiş bir parçasıdır. Geçmiş dediğimiz şey, sadece dünü değil; bugünü anlamanın ve yarını inşa etmenin tek yoludur.

İnsan, zamana hükmedemez. Fakat zaman, insanı yoğurur, biçimlendirir, sınar. Tarih, bazen bir meydan muharebesinde top sesleriyle, bazen bir köy odasında yakılan sobanın çıtırtısında, bazen de bir mektubun kenarına düşülen hasret satırlarında gizlenir. Biz farkında olmasak da dünün nefesi, bugünün tenine değmeye devam eder.

Anadolu’nun taşına toprağına sinmiş binlerce yıllık hikayeler vardır. Bir köy çeşmesinin yosun tutmuş taşında, dedesinin sırtında cepheye mermi taşımış bir ninenin ayak izinde, eski bir caminin ahşap kapısında… Her biri, mazinin aynasından bugüne süzülen sessiz bir fısıltıdır.

Bazen bir bayram sabahında, dedemizin yüzündeki çizgilerde Sakarya’nın, Dumlupınar’ın izlerini görürüz. Bazen annemizin mutfakta yoğurduğu ekmek hamurunun kokusunda, çocukluğumuzun yoksul ama huzurlu günleri canlanır. Ve bazen, bir eski fotoğraf karesinde, yitip gitmiş bir dünyanın sıcak nefesini hissederiz.

Mazinin aynasında yalnızca gurur dolu sayfalar yoktur; ihanetler, yenilgiler, kayıplar da vardır. Fakat insan, acının da öğretmen olduğunu bilir. Çünkü zafer, çoğu zaman en ağır bedellerin ödenmesiyle gelir.

Bugün, kendi zamanımızın tanıklarıyız. Fakat bilmeliyiz ki yarın, biz de başkalarının mazi aynasında bir yansıma olacağız. O yüzden geçmişi anlamak, bir nostalji değil yarına dair bir sorumluluktur.

Mazinin aynasına bakmayan, kendi suretini göremez.

Ve tarih, unutanları affetmez.

{ "vars": { "account": "G-E1EN649QR9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }