Gündem

MHP Lideri Devlet Bahçeli: Gerekirse İmralı'ya ben giderim

Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli, "Bugün 17. toplantısını yapacak olan Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu artık son düzlüğe girmiştir. İmralı'ya gidilsin mi? sorusuna bir nokta konulmalıdır. Ayak sürümenin bir manası olmayacaktır. Alırım yanıma 3 arkadaşımı, gerekirse İmralı'ya ben giderim, gitmekten imtina etmem." dedi.

MHP Lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında bugün 17'si toplantısı gerçekleşecek olan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun "İmralı'ya heyet gitsin, gitmesin" tartışmasını sonlandırması gerektiği ifade etti. MHP Lideri Bahçeli, "Günlerdir süregelen “İmralı’ya gidilsin mi, gidilmesin mi?” tartışmalarına bir nokta koyulmalıdır. Dürüst ve samimi ölçülerde Terörsüz Türkiye hedefinin hayat ve zemin bulması isteniyorsa, İmralı’ya gidilmesine ayak sürmenin hiçbir manası olmayacaktır" ifadesini kullandı.

MHP Lideri Bahçeli, çıkışına şöyle devam etti:

"Sürecin asıl muhataplarından birisiyle doğrudan temas kurulamayacaksa sonuç nasıl alınacaktır? İlerleme nasıl kaydedilecektir? Şayet Meclis’te kurulan komisyon bu çerçevede karar alamazsa, hiç kimse bu ziyarete yanaşmazsa, herkes üç maymunu oynamanın merakında ısrar ederse açık açık söylüyorum: Alırım yanıma üç arkadaşımı; kendi imkânlarımızla İmralı’ya gitmekten, çekinmekten, bir masa etrafında yüz yüze gelmekten imtina etmem."

MHP Lideri Bahçeli şu ifadeleri kullandı:

"Muhterem arkadaşlarım, Türkiye birbirine eklemlenerek ilerleyen güçlü adım ve atılımlarla feleğin çemberini kıracak; yeni yüzyıla Türk milletinin mührü vurulacaktır. Geçmişten duyduğumuz bir pişmanlık, gelecekten dolayı da herhangi bir endişemiz yoktur ve olmamalıdır.

Kültürel zenginliğimiz, sosyal sermayemiz, beşerî çevremiz, ekonomik direncimiz, politik mukavemetimiz, demokrasi müktesebatımız, diplomatik enginliğimiz; hepsinin de fevkinde, millî birlik, kardeşlik ve dayanışma kararlılığımız, ülkemizin mukayeseli ve stratejik üstünlüğünü resmetmektedir. Karamsarlığı devamlı ve sistemli biçimde aşılamaya çalışanların önünde, iman ve irade kuvvetimizle durmaktan başka seçeneğimiz yoktur.

Daha iyi, daha huzurlu, daha güvenli, daha kaynaşmış, daha kucaklaşmış, daha müreffeh, daha gelişmiş ve çok daha yükselmiş bir Türkiye tablosu hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu mühim sorumluluğun icrası ve ikmali hususunda elimizden geleni yapmakla, tarihe ve millete karşı ön şartsız vazife üstlenmiş haldeyiz.

Korkuları canlı tutmak, iyimser havayı zehirlemek, umutları kör etmek ve ön yargıları sürülebilir şekilde kışkırtmak için yeni mevziler arayan; uçurumlarla çevrili yolların temelini kazmaya çalışan kifayetsiz müfterislere karşı azami dikkat etmek zorundayız.


Terörsüz Türkiye hedefi, son yüzyıl içinde yakaladığımız en önemli ve tarihî fırsatlardan birisi, belki de birincisidir. Bu kapsamda ülkemizin makus talihi değişecek, üzerimizde hesap yapan menfur emeller boşa düşecek, Türk milleti göz alıcı ve aynı zamanda kalıcı bir bahar havasına kavuşacaktır. Terörü siyasî nema olarak kullanan, sözde vatansever ve milletsever pozlar veren fesat ve nifak yuvaları Allah’ın izniyle çöküp gidecektir. Niyet hayırlıysa inşallah netice de hayırlı olacaktır.

Suyu bulandırmaya çalışanların suçlayıcı ve küstah siyasî tavırları, milletimiz nezdinde hükümsüz ve itibarsızdır. Bir devlet politikası hâline gelen Terörsüz Türkiye hedefini baltalamak için devreye giren, iyi kisvesiyle dalevereye heves eden siyasî devşirmelerin, devlet–millet kenetlenmesini anlayacak kadar aklî ve fikrî seviyeleri elbette yoktur.

Türkiye’nin bugünkü hassas ve nazik döneminde herkesin sorumluluk ruhuyla, uzlaşmaya yatkın davranış kalıbıyla ve üslup saygınlığıyla hareket etmesi yegâne dileğimizdir. Hep dediğimiz gibi, her şey Türkiye içindir. “Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben” anlayışı bizim siyasetimizin ana omurgasıdır.

Tarihin sararmış ve solmuş yapraklarından araya araya bulup çıkardığımız nice acı veya parlak hatıranın ivmesiyle, istikbalin yol haritasını çizmenin; istiklalimizi ve millî varlığımızı canımız pahasına korumanın derdindeyiz.

Tarih, geçmiş olayların koleksiyonunu yapar gibi toplanmasıyla sınırlı gösteriler değildir. İkisini birbirinden ayırmak, ayrı ayrı değerlendirmek, zaman zaman da çatıştırmak, fahiş bir yanlış olmanın yanı sıra devlet umurunu ve onurunu hazmedemeyen nevzuhur demokrat yobazların handikap ve hücranıdır.

Bu nedenle Terörsüz Türkiye hedefi, mahut ve malum bir devlet politikası olduğu kadar milletin sarsılmaz, sakatlanamaz politik ve demokratik gayesidir. Türkiye’nin politik sinir sistemini bozmanın peşinde gündemler oluşturanlar; devlet–millet birlikteliğini budamanın peşin hayaliyle geviş getirenler, çok derin bir hayal kırıklığı eşliğinde mahcup ve mağlup olacaklardır.

Terörsüz Türkiye, gülen çocukların, sevinen anaların, huzurlu gelinlerin, sabırla şükür arasında ömür geçiren ümitli babaların remzidir. Yüz yüze, kuyruğa girip gelinmiştir. Çıktığımız sahilde gemiler yakıldığından geriye dönüş imkânı da kalmamıştır.

Bugün 17’nci toplantısını yapacak olan Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu artık son düzlüğe girmiştir. Hazırlanması gündem olan sınırlı; millet–devlet hassasiyeti ve hükümranlık haklarıyla ihya edilmesi gereken yasal, hukukî ve demokratik çerçevenin, önümüzdeki sürecin yol haritası olması hepimizin ortak kanaat ve kararıdır.

Ondan sonra İmralı’ya gidecek heyetin teşekkül ve tespitinin yapılması da muhtemeldir. Günlerdir süregelen “İmralı’ya gidilsin mi, gidilmesin mi?” tartışmalarına bir nokta koyulmalıdır. Dürüst ve samimi ölçülerde Terörsüz Türkiye hedefinin hayat ve zemin bulması isteniyorsa, İmralı’ya gidilmesine ayak sürmenin hiçbir manası olmayacaktır.

Sürecin asıl muhataplarından birisiyle doğrudan temas kurulamayacaksa sonuç nasıl alınacaktır? İlerleme nasıl kaydedilecektir? Şayet Meclis’te kurulan komisyon bu çerçevede karar alamazsa, hiç kimse bu ziyarete yanaşmazsa, herkes üç maymunu oynamanın merakında ısrar ederse açık açık söylüyorum:
Alırım yanıma üç arkadaşımı; kendi imkânlarımızla İmralı’ya gitmekten, çekinmekten, bir masa etrafında yüz yüze gelmekten imtina etmem."

{ "vars": { "account": "G-E1EN649QR9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }