2025 yılı bütçesinin görüşmeleri TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda devam ediyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı ve bağlı ilgili kuruluşların bütçe görüşmelerinde Milliyetçi Hareket Partisi grubu adına söz alan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkan Vekili İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, makroekonomik verilerdeki iyileşme sürecinin program hedefleriyle uyumlu şekilde devam ettiği ve enflasyondaki düşüş trendinin vatandaşımızın refahına da yansıyacağı bir sürece girildiğini ifade etti.

“MİLLİ BİRLİKLE HER MESELENİN ÜSTESİNDEN GELECEĞİZ”

Ekonomik huzur ve dirilişin her insanımızın hakkı olduğunu vurgulayan Aksu, “İstikrar, kararlılık, sabır ve milli birlikle her meselenin üstesinden inşallah gelinecektir” dedi.

EKONOMİ PROGRAMINA VE EKONOMİ YÖNETİMİNE GÜVENİYORUZ

Doğru politikalarla Türkiye ekonomisinin önüne koyulan engellerin teker teker kaldırılacağına inandıklarını belirten Aksu, “Uygulanan ekonomi programına ve ekonomi yönetimine güveniyoruz.” dedi.

Aksu ayrıca, ekonomide güven ve öngörülebilirliğin en önemli unsurlardan birisi iken ekonomik kuruluşlara yönelik haksız saldırıların, kurumlarımızı yıpratmaya yönelik olduğunu belirterek, “Başta TÜİK olmak üzere ekonomik kurumlarımızı itibarsızlaştırmak yerine, şeffaflığı ve güvenilirliği artırmak için kurumları desteklemek ve daha iyiye yönlendirmek gerekmektedir. Biz, milli kurumlarımıza ve hazırladıkları verilere güveniyoruz ve karalanmaya çalışılmalarını doğru bulmuyoruz” dedi.

TÜRKİYE EKONOMİSİ ÇOK ŞÜKÜR ŞİDDETLİ FIRTINALARI ATLATMIŞTIR

Küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisinin genel görünümü hakkında da değerlendirmeler yapan MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Faruk Aksu,  süregelen Rusya-Ukrayna Savaşı ve Orta Doğu’da artan jeopolitik gerilimler, finansal koşullar, arz yönlü faktörler, emtia fiyatlarındaki dalgalanmaların, küresel büyüme görünümünde ve kompozisyonunda etkili olmaya devam ettiğini ifade ederek “Küresel ve bölgesel olumsuzluklara, pandemi ve ekonomik yaptırımlara, yürütülen terörle mücadeleye ve maruz kalınan depreme rağmen Türkiye bu kaotik süreci başarıyla yönetmeyi bilmiştir” dedi.

Gelinen noktada Türkiye ekonomisinin çok şükür şiddetli fırtınaları atlattığını vurgulayan Aksu, “Milli gelirimiz 1,1 trilyon dolar sınırını aşmış, kişi başına milli gelir 2023’te 13 bin 110 dolara yükselmiştir. Cari açıkla dış ticaret açığı inişe geçmiştir. Ekonomik büyüme her yıl ortalama yüzde 5’in üzerinde gerçekleşerek Türkiye’nin dinamik ve üretken yönünü teyit etmiştir. İhracatımız 260 milyar doların üzerine çıkmıştır. İstihdam sayısı 33 milyona, istihdam oranı da yüzde 50’ye yaklaşmıştır. Haziran ayında başlayan dezenflasyon süreci devam etmektedir. Türkiye en az borçlu ülkelerdendir. Bütçe dengesi deprem etkisi devam etse de öngörülen çerçevede seyretmektedir" dedi.

TÜRKİYE EKONOMİSİNE GÜVEN ARTMAKTADIR

Aksu, uygulanmakta olan rasyonel politikaların, iç ve dış ekonomi çevrelerinin Türkiye ekonomisine güvenini artırdığını belirterek sermaye piyasalarının gelişerek yatırımcının ilgisinin arttığını, güven artışının da yabancı yatırımlar için daha uygun bir iklim oluşturduğunu ifade etti. Türk Lirası'na olan güven arterken yabancı paranın toplam mevduat içindeki payında ciddi bir azalış kaydedildiğini ifade eden Aksu, “Türkiye’nin risk primi düşerken Merkez Bankası rezervleri tarihi yüksek seviyelere çıkmış ve finansal istikrarımız güçlenmiştir.” dedi.

Enflasyonu kalıcı olarak düşürmek, cari açığı azaltmak, mali disiplini tesis etmek ve yapısal sorunları çözmek için uygulanan ekonomi programının öngörülen hedefler istikametinde sonuç veriyor olmasının memnuniyet verici olduğunu vurgulayan Aksu, “Yılın başından itibaren iç ve dış dengenin sağlandığı istikrarlı bir büyüme ortamı sürdürülürken enflasyonda yılın ikinci yarısında dezenflasyon sürecine girilmiş; TÜFE yıllık artış hızı yavaşlamış, zirve noktası olan %75,45’i gördüğü Mayıs ayına kıyasla 26,9 puan azalan tüketici enflasyonu, Ekim ayı itibarıyla %48,58 olmuştur” dedi.

Diyarbakır annelerinin evlat nöbetine bir aile daha katıldı Diyarbakır annelerinin evlat nöbetine bir aile daha katıldı

“HEDEFİMİZ DÜNYANIN EN BÜYÜK 10 EKONOMİSİNDEN BİRİ OLMAK”

Ülkemizin, ekonomide dünya liginde üst sıralara taşıyan bir konuma yükseltmeyi amaçladıklarını belirten Aksu, “Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye’nin ekonomik ve siyasî olarak öne çıkmış, sosyal gelişimini, millî birliğini güçlendirmiş, küresel düzeyde etkili bir ülke olmasını öngörmektedir. Uzun vadeli stratejik hedefimiz, 2053’te Türkiye’nin dünyanın en büyük on ekonomisi arasında yer alması, “Lider Ülke ve Süper Güç” haline gelmesidir. Gelişmiş bir demokrasi ve istikrar içinde piyasa ekonomisinin tüm kurallarıyla işletilmesi suretiyle, her bakımdan öngörülebilirliğin tesisi temel ilkemizdir.  Ekonomide, yerli ve millî üretimi artırmayı, dış bağımlılığı azaltmayı öngörüyoruz. Ekonomik güvenliği millî güvenliğimizin bir unsuru olarak değerlendiriyoruz. Ekonomik büyüme, sosyal gelişme ve millî bütünleşmeyi esas alan bir vizyonla ekonomi politikalarına yön vermeyi hedefliyoruz.” dedi.

EKONOMİK POLİTİKALAR YAPISAL TEDBİRLERLE DESTEKLENMELİDİR

Aksu, makroekonomik dengeleri gözeten politikaların, yapısal tedbirlerle desteklenmesinin zorunlu gördüklerini de belirterek; hukuk normlarında, vergilemede ve bürokratik işlemlerde yatırım için her bakımdan öngörülebilir, istikrarlı ve güvenilir bir ortam oluşturulmasını, yerli ve yabancı yatırımcı için bütünüyle kurumsal hâle gelmiş bir yatırım ortamının teşekkül ettirilmesini arzu ediyoruz.” dedi.

Ayrıca üreten, istihdam yaratan ve üretilen değerden her kesimin adil pay almasını sağlayan, muhtaçların sosyal koruma programlarıyla desteklenmelerini öngören bir sosyal refah düzeninin oluşturulmasını gerekli gördüklerini ifade eden Aksu, “Rekabet gücü yüksek üretim ekonomisini tesis etmek ve toplumun refah düzeyini artırarak sosyal dokuyu güçlendirmek amacıyla ülkemizin kendi imkân ve şartları ile doğal ve beşerî kaynaklarını dikkate alan bağımsız ve millî bir “Üreten Ekonomi” programının uygulanmasını öngörüyoruz” dedi.

Editör: Yasin Doğruer