TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Oktay, Netanyahu'nun ABD Kongresinde konuşmasına tepki gösterdi: TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Oktay, Netanyahu'nun ABD Kongresinde konuşmasına tepki gösterdi:

MHP Konya Milletvekili Konur Alp Koçak, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanun Teklifinin 1.nci bölümü üzerinde konuştu.

MHP'li Koçak'ın açıklaması şu şekilde;

Küresel sistemde belirsizliğin ve adaletsizliğin arttığı bir dönemde Türkiye’nin çeşitli güvenlik tehditleriyle karşı karşıya olduğu ve bu tehditlerle mücadelesinde müttefiklerinden hak ettiği ölçüde destek alamadığı bir gerçektir.

Türkiye’nin güneyinde, iç savaş neticesinde ortaya çıkan otorite boşluğu sebebiyle PKK ve DAEŞ gibi terör örgütleri kendisi için güvenli bölge arayışındadır. ABD başta olmak üzere bölgeye göz diken emperyalist güçlere piyonluk yapan bu terör örgütleri, sadece Irak ve Suriye’nin değil Türkiye’nin de toprak bütünlüğünü ve siyasî birliğini hedef almaktadır. Terör devleti İsrail ise 7 Ekim’den bu yana mazlum Filistin halkına karşı, bilhassa da Gazze Şeridinde, soykırıma varan insanlık suçları işlemekte, tüm bölgenin barış ve istikrarını tehlikeye sokmaktadır.

Ortadoğu’nun yanı sıra Kafkaslar ve Balkanların kırılgan bir yapı arz ettiği ve bu bölgelerde her an yeni krizlerin patlak verebileceği bilinmektedir. Kuzeyimizde ise Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlatmış olduğu savaş halen devam etmektedir.

Türkiye’nin dünya gündeminde ilk sıralarda yer alan bu çatışma bölgelerinin tam ortasında kaldığı, dolayısıyla da savunma ve güvenlik politikaları açısından teyakkuzda olunması gerektiği açıktır.

Böylesi bir dönemde Millî Savunma Bakanlığımız ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin her geçen gün güçlenmekte olması elbette memnuniyet vericidir. Gururla söylemek gerekir ki kahraman Türk Ordusu, ülkemizi çevreleyen tüm tehdit unsurlarını bertaraf edebilecek imkân ve yeteneklere sahiptir. Kahraman ordumuz; hava, kara ve denizde, Türkiye’nin ve Türk milletinin hakkını, hukukunu, menfaatlerini korumaya hazır ve kararlı olduğunu defaatle ispat etmiş; Türk milletinin kaygıdan ve korkudan uzak bir hayat sürdürebilmesinin en büyük teminatlarından biri olmuştur.

Hiç şüphe yok ki, kahraman Türk ordusu görevini lâyıkıyla yerine getirmektedir. Somut bir örnek vermek gerekirse, 2024 yılının ilk beş ayında etkisiz hale getirilen terörist sayısı 1100’e ulaşmış, böylelikle Temmuz 2015’ten bugüne dek etkisiz hâle getirilen teröristler sayısı 40 bini geçmiştir.

Terörü kaynağında bitirme politikası kararlılıkla sürdürülmektedir. Girilmez denen mağaralara girilmiş, ulaşılamaz denen tepeler aşılmıştır. Artık teröristler için hiçbir yer güvenli değildir.

Bir insanlık suçu olan terör karşısında, Türkiye’nin kalıcı ve kesin sonuçlar alacağından en ufak bir şüphemiz yoktur. Partimizin hükümetin bu doğrultuda atacağı her adımı sonuna kadar destekleyeceğinden de hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır.

Türkiye’nin terör örgütleri karşısında sergilediği üstün başarı, tüm dünyaya terörle mücadelenin nasıl yürütülmesi gerektiği hususunda ilham verecek bir nitelik kazanmıştır. İnsanî diplomasi ile barış ve istikrarı önceleyen güvenlik politikalarını birleştirmesi neticesinde Türkiye, birçok sınamayla karşı karşıya olan uluslararası güvenlik sisteminin vazgeçilmez, katkısı aranan ve tecrübesine başvurulan saygın bir üyesi hâline gelebilmiştir.

Elbette ki bu başarılar, tesadüfen elde edilmiş değildir. TSK, yerli ve milli savunma sanayimizden her geçen gün daha fazla katkı almaktadır. Ayrıca, kahraman ordumuz; sayısı ve kapsamı her geçen sene artan tatbikatlarla itibarını, etkinliğini ve caydırıcılığını pekiştirmektedir.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin en büyük müşterek tatbikatlarından olan ve 45 ülkeden yaklaşık 11 bin personelin katılımıyla gerçekleştirilen EFES-2024 tatbikatı, ordumuzun ve millî savunma sanayimizin imkân ve yeteneklerinin gurur verici seviyelere ulaştığını bir kez daha dosta ve düşmana göstermiştir.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin ulaştığı başarıların sürdürülebilmesi, şüphesiz ki Millî Savunma Bakanlığı teşkilatının ve mensuplarının ihtiyaçlarının giderilmesini elzem kılmaktadır. Bu çerçevede, Bakanlığın ihtiyaç duyduğu hususlarda yapılması gereken yasal düzenlemelere katkı sağlamayı ve Bakanlığımızın ve Bakanlık personelinin beklentilerini karşılamayı milli bir sorumluluk olarak değerlendiriyoruz.

Görüşmekte olduğumuz Kanun teklifi, Bakanlık mensuplarının personel rejimi, özlük hakları, disiplin uygulamaları gibi konuları düzenlemekte, Anayasa Mahkemesi kararlarıyla iptal edilmiş olan bazı hükümlerinin tâdil edilmesini ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilmesiyle hâsıl olan uyum ihtiyacının giderilmesini öngörmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi grubu olarak, bu düzenlemelere kabul oyu kullanacağımızı belirtirken, mevcut kanun düzenlemesinde yer almayan ancak seçim beyannamemizde yer vermek suretiyle takipçisi olacağımızı aziz Türk milletine ilan ettiğimiz, kanun teklifleriyle Meclis gündemine taşıdığımız, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendinin de çeşitli vesilelerle dile getirmiş olduğu bazı hususları, bir kez daha gündeme getirmek istiyorum.

Öncelikle, TSK personelinin çok zor şartlar altında ve canları pahasına i’fa ettikleri görevin maddî karşılığını ölçmek, bize göre mümkün değildir. Bununla birlikte; rütbesi, unvanı ve görevi ne olursa olsun, "ölürsem şehit, kalırsam gazi" şiarıyla hareket eden tüm TSK mensuplarının ve emeklilerinin, şehit yakınları ve gazilerin daha müreffeh bir hayat sürdürmeyi hak ettiklerine samimiyetle inanıyoruz. Bu çerçevede; TSK mensuplarının ve emeklilerinin, ve ayrıca şehit aileleri ile gazilerimizin mali ve sosyal haklarına ilişkin ilave düzenlemelerin hayata geçirilebileceği kanaatindeyiz.

Binbaşı ve astsubaylarımızın tazminat sorununu çözmek üzere bir kanun teklifi hazırlanacağını öğrenmiş olmaktan memnuniyet duyduğumuzu belirtmek; tazminat taleplerinin karşılanması için yapılacak düzenlemeye de MHP Grubu olarak destek vereceğimizi şimdiden kayda geçirmek istiyorum.

Aziz şehit ve gazilerimize duyduğumuz minnet ve saygının bir gereği olarak;

TBMM’de şehit ve gazilerimizin gündemlerini takip edecek bir ihtisas komisyonunun kurulması,

• şehit yetimlerinin tamamına kamuda istihdam hakkı verilmesi,

• gazilerimizin kendisi dışında bir yakınına daha istihdam hakkı tanınması,

• şehit yakınlarına sağlanan ÖTV’siz araç alma hakkının gazilerimizi de kapsayacak şekilde genişletilmesi;

• şehit ve gazi çocuklarının her kademedeki eğitim masraflarının devletimiz tarafından üstlenilmesi ve bu gençlerimizin orta ve yüksek öğretim hayatları boyunca kamuya ait yurtlardan ücretsiz faydalanması gerektiğini savunuyoruz.

Sözleşmeli erbaş ve erler ile Uzman Erbaşların kadroya geçirilmesi başta olmak üzere özlük haklarının iyileştirilmesini gerekli görüyoruz.

Terörle mücadele sırasında yaralanmış olmalarına rağmen maluliyet oranı yüzde 40’ın altında olduğu gerekçesiyle malul sayılmayan kahraman gazilerimizin bu mağduriyetinin giderilmesini beklediğimizi ve bu hususta özellikle Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımıza önemli sorumluluklar düştüğünü, hatırlatmak istiyorum.

Editör: Haber Merkezi