ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela'ya yönelik olası eylem planına ilişkin karar verdiğini açıkladı. ABD Ordusu, "Güney Mızrağı Harekatı" olarak adlandırılan operasyonun parçası olarak bölgeye savaş gemisi ve yaklaşık 15 bin asker sevk etti. Bu süreçte Trump, yasadışı göç ve uyuşturucu akışını azaltma çabalarında ilerleme sağlandığını ifade etti.
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, sosyal medya hesabından konuya ilişkin bir değerlendirmede bulundu. Özdemir, "Venezuela hükümetinin son yıllarda Türkiye, Rusya ve Çin ile yakınlaşması ve gerek siyasi istikrarını korumak, gerekse yeni alternatifler oluşturma girişimi Güney Amerika bölgesinde diğer ülkelerin de dikkatini çekmiş, cazibe oluşturmaya başlamıştır" dedi.
MHP'li Özdemir şunları söyledi:
"Güney Amerika bölgesinde ABD’nin Venezuela’ya karşı takındığı tutum her ne kadar “uyuşturucu ticaretini engelleme” kisvesinde sunulsa da, Venezuela hükümetinin son yıllarda Türkiye, Rusya ve Çin ile yakınlaşması ve bununla beraber gerek siyasi istikrarını korumak, gerekse yeni alternatifler oluşturma girişimi Güney Amerika bölgesinde diğer ülkelerin de dikkatini çekmiş, cazibe oluşturmaya başlamıştır. Daha evvel birkaç kez darbe girişiminde bulunulan Venezuela’da, muhalif isimlerin zaman zaman ABD Kongresi’nde bizzat ağırlanması, hatta aynı şahısların “Venezuela devlet başkanı” sıfatıyla karşılanması, mevcut tablonun sadece Trump yönetimi dönemi ve kararlarını kapsamadığını, ABD’nin resmi devlet politikası olduğunu açık etmektedir. Buna karşın Venezuela’nın bahse konu girişimleri şimdiye kadar engellemeyi başarmış olması ise diğer Güney Amerika ülkeleri için Türkiye, Rusya ve Çin ile ilişkilerin geliştirilmesinin kazançlarını gündeme getiren bir iklim doğurmuştur. ABD’nin aksine karşılıklı saygı ve çıkarların korunması çerçevesinde ilişkilerin geliştirilmesi Güney Amerika bölgesi için de önemli hale gelmiştir. Ülkemizin Venezuela ile gelişen makul ve müspet ilişkileri dikkate alındığında, ABD yönetiminin diplomasi kanallarını bir tarafa bırakarak Venezuela etrafına yoğun bir askeri yığınak yapması ve tehdit dilinin tonunu giderek yükseltmesi kabul edilemez. Kaldı ki Maduro’nun barışçıl çağrılarının ve anlaşma gayretlerinin karşısında barbarca bir tutum takınılması küresel barış ve istikrarın ana tehdit kaynağının bir kez daha görülmesine olanak tanımıştır. Tıpkı Ortadoğu bölgesinde olduğu gibi Güney Amerika bölgesinde de barış ve istikrarın karşısında tutum takınan ABD-Siyonist Lobi, Venezuela’da nobran bir tutum takınırken, Arjantin’i de kışkırtmakta, bu ülkenin savunma altyapısını afaki ölçülerde güçlendirerek Latin Amerika’da bölgesel barışın kökten sarsılmasına oynamaktadır. Dünyanın kaos ve kargaşa iklimi giderek daha geniş ölçüde çatışma sahasına dönüşürken, güçlünün değil haklının sözünün geçtiği yeni bir küresel sistemin kurulması aradan geçen her gün daha fazla zorunlu hale gelmektedir."