Milliyetçi Hareket Partisi Deprem Felaketini İnceleme, Değerlendirme ve İzleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cengiz Şahin deprem bölgesinde muhalefetin sosyal devlet gerçeğini görmeksizin yalanlar üzerine kurgulanmış hamleler oluşturmaya çalıştığı konusunda açıklamada bulundu.

Açıklama şu şekilde;

Kahramanmaraş merkezli depremler, on bir şehrimizi ve yaklaşık olarak on dört milyon vatandaşımızı doğrudan etkilemiştir. Öngörülmesi imkân dahilinde olmayan böylesi bir felaketin ardından devletimiz bütün imkanlarını seferber ederek, arama-kurtarma faaliyetlerinden nakdi yardımlara, diğer illerde barınma sorunun çözümünden tahliye süreçlerine değin birçok mühim adımlar atmıştır. Aziz Türk milleti de tarihin her buhran döneminde olduğu gibi yine devletiyle birlik, beraberlik ve eşgüdüm içinde bu zor günlerde maddi ve manevi olarak bütünleşmiş ve kenetlenmiştir.

Ancak çok büyük bir alanda ortaya çıkan; sosyolojik, ekonomik ve psikolojik boyutları bulunan böylesi bir vakada muhalefetin sosyal devlet gerçeğini görmeksizin yalanlar üzerine kurgulanmış hamleler oluşturmaya çalışması milletimiz nazarında onulması güç yeni sorunları beraberinde getirmiştir. Evvela CHP’ye yakınlığı ile bilinen birtakım sosyal medya hesaplarının ya da platformlarının “devlet nerede?” gibi temelsiz ve mesnetsiz soruları depremin ilk gününden itibaren gündeme getirmiş olmaları kesinlikle iyi niyetten uzak ve provakatif eylemler olarak görülmelidir. Benzer şekilde Hatay’da İBB’ye izin verilmediği yönündeki söylemlerin de gerçeklikten ve samimiyetten uzak, devlet ve millet aleyhine inşa edilen küçük hesaplardan birisi olduğu görülmüştür. Mülteciler üzerinden bir kaos oluşturulmaya çalışılmıştır. AFAD’ın çalışmaları neredeyse görmezden gelinmiştir. Böylesi bir yaklaşımın devleti ve milleti düşünerek mi yapıldığı yoksa yapılanları yok saymak üzerine mi kurgulandığı sorusuna verilecek yanıt açık olsa gerektir.

Bütün bunlar karşısında birçok kriz durumunda olduğu gibi yüzyılın felaketinde de sosyal devletin varlığını bizatihi göremeyenlerin “siyaseten hipermetropi” hastalığına yakalanmış olduklarını ifade etmek elzemdir. Bu hastalığın CHP cenahında yeni bir vaka olmadığı da elbette bilinen bir gerçektir. Nitekim günlük verilen desteklerin haricinde öncelikle çadırların, sonrasında konteynırların üçüncü aşamada da kalıcı konutların tesis edileceği adımların yok sayılması devletin ya da milletin yanında durmak değildir.

Hayran oldukları Batı-tipi neo-liberal devletlerde olası bir kriz anında devletin ne denli ve ne kadar süre vatandaşının yanına olabileceği hususu da gayet tartışmaya açıktır. Öyle ki bir Batı devleti örneğinde karşılıksız kalıcı konut örneğine rastlamak çok da mümkün değildir. O halde bu gerçeklikler karşısında CHP odağında sürdürülen yalan siyasetinin niyetinin sorgulanması zaruridir. Dolayısıyla MHP Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin partilere verilecek olan hazine yardımlarını doğrudan deprem bölgesine aktarılması hususundaki kararını ve önerisini gündemlerine dahi alamayanlardan ülke ve millet hassasiyeti beklemek havanda su dövmekten farksızdır.