Kültür Sanat

Mimar Kemalettin: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Mimaride Bir Köprü

Türk mimarlık tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Mimar Kemalettin, 1870 yılında İstanbul’da doğmuş, özellikle I. Ulusal Mimarlık Akımı’nın öncüsü olarak tanınmıştır. Osmanlı’nın son döneminde yetişip Cumhuriyet’in ilk yıllarına da tanıklık eden Kemalettin Bey, eserlerinde hem geleneksel Türk-İslam mimarisini hem de modern çizgileri birleştirmiştir.

Türk mimarlık tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Mimar Kemalettin, 1870 yılında İstanbul’da doğmuş, özellikle I. Ulusal Mimarlık Akımı’nın öncüsü olarak tanınmıştır. Osmanlı’nın son döneminde yetişip Cumhuriyet’in ilk yıllarına da tanıklık eden Kemalettin Bey, eserlerinde hem geleneksel Türk-İslam mimarisini hem de modern çizgileri birleştirmiştir.

Almanya’da aldığı eğitimin ardından Türkiye’ye dönen Mimar Kemalettin, Evkaf Nezareti başmimarlığı görevinde bulunmuş ve bu süreçte pek çok cami, han, okul, türbe, tren istasyonu ve resmi bina tasarlamıştır. Özellikle Ankara Palas, Gazi İlköğretmen Okulu, Edirne Garı, İstanbul 4. Vakıf Hanı ve Haydarpaşa Numune Hastanesi onun en bilinen projelerindendir.

Kemalettin Bey, eserlerinde klasik Osmanlı mimarisinden aldığı ilhamla geniş kemerler, çiniler, taş süslemeler ve simetrik yapılar kullanarak “millî bir mimari kimlik” oluşturmayı hedeflemiştir. Bu yönüyle hem geçmişe saygı duyan hem de çağının mimari ihtiyaçlarına yanıt veren bir anlayış geliştirmiştir.

1930 yılında vefat eden Mimar Kemalettin, ardında yalnızca yapılar değil, aynı zamanda Türk mimarlık kimliğini şekillendiren güçlü bir vizyon bırakmıştır. Günümüzde adı üniversitelerde, sokaklarda ve mimarlık çevrelerinde saygıyla anılmaktadır.

{ "vars": { "account": "G-E1EN649QR9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }