Akdeniz’de 18 Kasım’da geniş ölçüde sıcak ve açık hava hakim.
Antalya 30 °C, Adana 31 °C, Mersin 29 °C, Hatay 27 °C civarında seyredecek.
Nem oranı yüksek olacağı için hissedilen sıcaklık 33 °C’ye kadar çıkabilir.
Rüzgar güney yönlerden hafif esecek.
Toros Dağları çevresinde hafif bulut geçişleri görülse de yağış beklenmiyor.
Deniz suyu sıcaklığı 24-25 °C bandında. Güneş altında uzun süre çalışacak kişilerin dikkatli olması öneriliyor.
Ege Bölgesi’nde 18 Kasım günü tamamen yağışsız bir hava bekleniyor.
İzmir 25 °C, Aydın 27 °C, Manisa 26 °C, Muğla 22-23 °C civarında olacak.
Sabah saatlerinde Afyonkarahisar, Uşak, Kütahya çevrelerinde hafif sis oluşabilir ancak öğleden sonra hava tamamen açacak.
Rüzgar kuzey yönlerden hafif esecek.
Denizlerde dalga boyu düşük ve hava yolculuğu için elverişli bir gün öngörülüyor.
Akşam saatlerinde sıcaklıklar hızla düşerek 7-9 °C seviyelerine inebilir.
18 Kasım Salı günü Marmara’da bulutlu ve serin hava hakim olacak.
Sabah saatlerinden itibaren İstanbul’un kuzeyi, Kocaeli, Sakarya çevrelerinde yer yer hafif yağmur geçişleri bekleniyor.
Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ çevrelerinde hava kapalı olacak ancak yağış daha sınırlı.
Bursa ve Balıkesir’de yağış ihtimali düşük olsa da bulut yoğunluğu gün boyunca sürecek.
İstanbul’da sıcaklık 14-15 °C, Edirne’de 11 °C, Bursa’da 16 °C civarında olacak.
Kuzeydoğudan esen rüzgar zaman zaman sertleşerek üşütücü etki yaratabilir.
Standart altının kilogram fiyatı cuma gününü 5 milyon 830 bin liradan tamamlamıştı.
KMKTP'de altında toplam işlem hacmi 12 milyar 667 milyon 114 bin 543,32 lira, işlem miktarı ise 2 bin 261,64 kilogram oldu.
Tüm metallerde toplam işlem hacmi ise 12 milyar 778 milyon 616 bin 734,13 lira olarak gerçekleşti.
Altın borsasında bugün en fazla işlem yapan kurumlar, Ziraat Bankası, Uğuras Kıymetli Madenler, Garanti BBVA, NMGlobal Kıymetli Madenler ile Yapı ve Kredi Bankası olarak sıralandı.
Altının bugün gerçekleşen kilogram fiyatı işlemlerine ilişkin veriler şöyle:
| STANDART TL/KG |
|---|
| DOLAR/ONS |
| Önceki Kapanış |
| 5.830.000,00 |
| 4.072,10 |
| En Düşük |
| 5.555.000,00 |
| 4.200,00 |
| En Yüksek |
| 5.790.000,00 |
| 4.250,20 |
| Kapanış |
| 5.752.000,00 |
| 4.220,00 |
| Ağırlıklı Ortalama |
| 5.576.341,58 |
| 4.237,20 |
| Toplam İşlem Hacmi (TL) |
| 12.667.114.543,32 |
| Toplam İşlem Miktarı (Kg) |
| 2.261,64 |
| Toplam İşlem Adedi |
| 47 |
Rapor, Filistinli tutsakların, İsrail hapishane ve gözaltı merkezlerinde sistematik şiddete maruz kaldığını, tıbbi malzeme temin ihlalleriyle karşılaştığını ve gizleme politikasına muhatap olduğunu ortaya koydu.
Ekim 2023 ile Ağustos 2025 arasında belgelenen 94 ve Ekim-Kasım 2025'te kaydedilen 4 ölüm olmak üzere, son iki yılda en az 98 Filistinli İsrail esareti altında hayatını kaybetti.
Hayatını kaybeden 98 Filistinliden 46'sının İsrail Cezaevi Servisi gözetiminde, 52'sinin ise Gazze'de alıkonulduktan sonra İsrail ordusunun gözaltında yaşamını yitirdiği bildirildi.
İsrail İnsan Hakları Doktorları, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının başlamasından itibaren İsrail ordusunun zorla kayıp etme politikası nedeniyle gerçek ölüm sayısının çok daha fazla olduğunu vurguladı.
Raporun sadece İsrail gözaltı tesislerinde meydana gelen ölümleri kapsadığı ve gözaltına alındıktan sonra öldürülen Filistinlilere ait verilerin yer almadığı belirtildi.
Otopsi raporlarının incelenmesi neticesinde, Filistinli tutsakların ölüm nedenlerinin gardiyanların sistematik şiddeti ve ciddi tıbbi ihmal olduğu vurgulandı.
Filistinli tutsaklara yönelik fiziksel şiddet kanıtlandığı gibi ciddi yetersiz beslenme ve tıbbi destekten mahrum bırakmanın da kanıtlandığı, bulguların son iki yılda İsrail gözaltı merkezlerinde Filistinlilerin açlık, susuzluk, aşırı sıcak ve soğuğa uzun süre maruz kaldığı kaydedildi.
Raporda İsrail makamların ölümleri gizlemek için soruşturmaları engellediği, ailelerin ölümlerden haftalar, hatta aylarca haberdar edilmediği ve medyadan öğrendiği, otopsi işlemlerinin ertelendiği ve bazı ölümlerde otopsi yapılmadığı aktarıldı.
Bugüne kadar şiddet ve tıbbi ihmalin belgelendiği davalarda bile İsrail askerlerinin, gardiyanların ya da cezaevi servisi doktorlarının yargılanmadığı ifade edildi.
Paylaşımda, "Dünya, her yıl 10 milyon hektar tropikal orman kaybediyor. Kaybedilen her hektar, daha az biyolojik çeşitlilik, daha zayıf iklim direnci ve toplumlar için daha büyük risk anlamına geliyor." ifadesi yer aldı.
BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 30. Taraflar Konferansı'nın (COP30) ormansızlaşmayı durdurmak ve doğanın iyileşmesine yatırım yapmak için bir fırsat olduğu da paylaşımda yer aldı.
Bu zorluklar arasında Ukrayna'daki savaşı, Çin'deki gelişmeleri ve ABD ile gümrük ihtilaflarını gösteren Merz, "Bu, gümrük ihtilafından daha fazlası. Son on yıllar boyunca transatlantik ilişkilerde doğru ve gerekli gördüğümüz neredeyse her şeyi sorgulanır hale getiren Atlantik'te derin bir uçurum oluştu." dedi.
Merz, AB'nin en güçlü ekonomisine ve en kalabalık nüfusuna sahip ülkesi olarak Almanya'nın AB'de liderlik üstlenme konusunda herkesten çok daha büyük bir sorumluluk taşıdığını dile getirdi.
Avrupalıların uluslararası zorluklara karşı kendilerini savunabilmesi gerektiğine dikkati çeken Merz, "AB'nin artık bir "Avrupa Savunma Birliği'ne dönüştürülmesinin gerekli" olduğunun altını çizdi.
Merz, halihazırda küresel siyasi ve ekonomik güç merkezlerinin köklü bir değişim içinde olduğunu, Avrupalıların "gelecekteki siyasi düzenin nesnesi mi yoksa eylemci öznesi mi olmak istediği sorusuna cevap vermesi" gerektiğini vurguladı.
Dünya düzeninin birkaç yıl sonra nasıl olacağının bilinmediğini savunan Merz, ancak bu düzenin sonuna gelindiğini bildiklerini anlattı.
Merz, "Bu yeni dünya düzenini şekillendirmek istiyorsak, bu sadece Avrupa'da olur, bu sadece Avrupalı komşularımızla birlikte olur." diye konuştu.
Avrupa'nın siyasi ve ekonomik birçok alanda daha egemen ve bağımsız olmasını talep eden Merz, "Amerika'nın bizi savunmasına, Çin'in hammadde sağlamasına ve Rusya'nın bir gün yeniden barıştan yana olmasına güvenemeyiz." ifadesini kullandı.
Merz dünyanın değiştiğini ve Avrupa'nın buna yanıt vermesi gerektiğini belirterek, "Avrupa benim için Almanya ve Fransa anlamına geliyor. Fransa ile omuz omuza vermemiz gerekiyor." şeklinde konuştu.
Bu yüzden dijital egemenlik, Avrupa savunma politikası ve hammaddelerin Avrupa'da tedarikini ele aldıklarına işaret eden Merz ekonomide, iç ve dış politikada, özellikle de kendi çıkarlarını stratejik olarak gözetme konusunda AB'nin yeniden hareket kabiliyetine sahip olması gerektiğini kaydetti.
Ülkenin kuzeydoğusundaki Gorizia kenti ve civarı, aşırı yağışların yol açtığı selden en çok etkilenen yerlerin başında geldi.
Gorizia'ya bağlı Cormons kasabasında yağışların neden olduğu toprak kayması, en az üç konutu etkilerken, bölgedeki diğer konutların tedbir maksatlı boşaltıldı.
İtalyan İtfaiyesi, ABD merkezli X şirketinin sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, Cormons'ta toprak kaymasından etkilenen bir evde kayıp olduğu belirtilen 2 kişiyi arama kurtarma çalışmalarının sürdürdüğünü açıkladı.
Yine Gorizia'ya bağlı Romans d'Isonzo ve Versa kasabalarının yakınından geçen Torre Nehri'nin aşırı yağışlarla taşması neticesinde Versa'da cadde ve sokaklar sular altında kaldı. İtalyan İtfaiyesi helikopteri, Versa'daki durumu havadan görüntülerken, yardım yapılacak noktaları belirledi.
Versa'da yaşayanların evlerin çatılarına çıkarak yardım çağrısında bulunduğu, itfaiye ekiplerinin yardım ve kurtarma operasyonu başlattığı basına yansıdı.
Ülkenin kuzeybatısındaki liman şehri Cenova'da da aşırı yağış dolayısıyla pek çok cadde ve sokak sular altında kalırken, kentin bazı yüksek noktalarında heyelanlar yaşandığı ve bazı yapıların istinat duvarlarının çöktüğü belirtildi.
Soruşturma sürecinde 15 kişi oldukları anlaşılan gizli tanıklardan 10 tanesi iddianamede yer aldı. CHP, bunun üzerine manipülasyona başladı. "5 gizli tanık kayboldu" şeklindeki algı operasyonu çürütüldü.
Gizli tanıklar Meşe, Kartal, Şahin, Ladin ve Maun'un beyanlarına neden iddianamede yer verilmediği sorusunun yanıtına ise Bengü Türk ulaştı.
Bengü Türk'ten Dilruba Koçak'ın haberine göre, 5 gizli tanığın beyanı soruşturması devam eden olaylar nedeniyle iddianameye eklenmedi. Başsavcılık kaynakları, "Hala soruşturması devam eden diğer olaylarla alakalı olduğu için iddianameye eklenmedi" açıklamasında bulundu.
Bazı hukukçulara göre soruşturma kapsamında yeni belge ve bulgular doğrultusunda ek iddianame düzenlenebilmesi de ihtimaller arasında.
Özdemir şunları söyledi:
"TRT, Türkiye’nin en önemli marka değerlerinden birisi olan, geleneklerimizle yeniliği buluşturan, son dönemlerde dijital yayıncılık alanında yaşanan küresel rekabette çok değerli çalışma ve projelere imza atarak ülkemize saygın katkılar sunan güzide bir kuruluşumuzdur. Dünya üzerinde muadilleri olan diğer devlet yayın gruplarıyla kıyaslandığında da son derece müspet ve başarılı işler yaptığı bizce malumdur. Hal böyleyken, Türk Milleti’nin sesini sadece Anadolu coğrafyasında değil, dünyanın geri kalanında da gür bir şekilde duyurulmasına imkan tanıyan TRT üzerinde CHP’nin oluşturmaya çalıştığı algı beyhudedir. TRT’nin çalışma ve faaliyetleri 2954 sayılı kanunla düzenlenmiş ve yönetim mekanizması da bu kanun gereğince çalışmalarına devam etmektedir. El attığı her yerden şaibe, tembellik ve yozlaşma fışkırtan CHP’nin herşey bir tarafa TRT kanunu doğru okuması, anlaması ve bu ölçüde sorumlu bir anlayışla meseleye yaklaşarak görüş bildirmesi gerekir. Bu vesileyle MHP olarak TRT’nin çalışmalarını başarılı bulduğumuzu, milli kültürümüzü yaşatmanın yanı sıra küresel hedeflerimizin gerçekleştirilmesi için de son derece gayretli çalışmalarını müşahade ettiğimizi belirtiyoruz."
TRT, Türkiye’nin en önemli marka değerlerinden birisi olan, geleneklerimizle yeniliği buluşturan, son dönemlerde dijital yayıncılık alanında yaşanan küresel rekabette çok değerli çalışma ve projelere imza atarak ülkemize saygın katkılar sunan güzide bir kuruluşumuzdur.
— İsmail ÖZDEMİR 🇹🇷 (@ismailozdemirrr) November 17, 2025
Dünya…
Beştepe'de yapılacak toplantıya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlık ediyor.
Gündemin ilk sırasında, 20 askerimizin şehit düştüğü uçak kazası olacak. Kaza kırıma neyin sebep olduğuyla ilgili çalışmalar değerlendirilecek.
Kabinede, Terörsüz Türkiye hedefi kapsamında yürütülen çalışmalar da gündemde olacak.
Bu değişim, ABD ile Çin arasında zaten gerilimli olan ilişkilerin merkezine yeni bir rekabet alanı ekliyor: enerji teknolojileri ve mineral tedarik zincirleri.
Çin, kritik mineral piyasasında yalnızca üretici değil, aynı zamanda rafine edici ve işleyici konumunda küresel hâkimiyete sahip.
Bugün:
Nadir toprak elementlerinin %70’ini üretiyor,
Küresel lityum rafinasyonunun %60’tan fazlasını kontrol ediyor,
Kobalt işleme kapasitesinin %75’i Çin’de bulunuyor.
Bu nedenle uzmanlar, “Çin sadece kaynağa değil, değere hükmediyor” değerlendirmesini yapıyor. ABD’nin teknoloji ve enerji alanındaki ilerlemesi de büyük ölçüde bu tedarik zincirine bağımlı.
Washington, Çin’in tedarik zincirindeki etkisini ulusal güvenlik riski olarak görüyor. Bu nedenle son yıllarda:
Kritik Mineraller Yasası’nı yürürlüğe aldı,
Avustralya, Kanada, Şili gibi ülkelerle madencilik işbirlikleri başlattı,
ABD içindeki lityum ve nikel rezervlerini geliştirmek için milyarlarca dolarlık fon ayırdı,
Elektrikli araç batarya üretimini yerli hale getirmek için büyük teşvik paketleri açıkladı.
Pentagon ise nadir toprak elementlerinin savunma sanayindeki kullanımı nedeniyle “stratejik bağımsızlık” ihtiyacını vurguluyor.
Geleceğin enerjisi olarak görülen teknolojiler, kritik minerallere ciddi bağımlılık içeriyor:
Elektrikli araç bataryaları: Lityum, nikel, kobalt
Rüzgar türbinleri: Neodimyum, praseodimyum gibi nadir toprak elementleri
Güneş panelleri: Kadmiyum, tellür, gümüş
Yarı iletkenler ve çipler: Galyum, germanyum
Bu nedenle mineral tedarikindeki en küçük bir aksama bile küresel teknoloji sektörünü durma noktasına getirebilir.
Kritik mineraller, petrolün 20. yüzyılda oynadığı rolü 21. yüzyılda üstleniyor. Ancak bu kez rekabet sadece enerji alanında değil;
Yapay zeka,
Savunma teknolojileri,
5G altyapısı,
Uzay endüstrisi
gibi yüksek teknoloji sektörlerini de doğrudan etkiliyor.
Uzmanlar, ABD—Çin rekabetinin “ticari bir çekişme değil, teknolojik egemenlik savaşı” olduğunu belirtiyor.
Türkiye; bor, nadir toprak elementleri, krom ve nikel gibi alanlarda önemli rezervlere sahip. Bu rekabet, Türkiye için:
Yeni yatırım fırsatları,
Stratejik ortaklıklar,
Arz güvenliği merkezli diplomasi alanı
yaratabilir.
Küresel ölçekte ise kritik mineraller, önümüzdeki yıllarda uluslararası güvenlik, ticaret ve jeopolitik dengelerin en sıcak başlıklarından biri olmayı sürdürecek.
ABD ile Çin arasındaki enerji ve teknoloji rekabeti, kritik mineraller üzerinden yeni bir stratejik mücadeleye dönüşüyor. Bu kaynaklara sahip olan veya işleyebilen ülkeler, geleceğin ekonomik ve siyasi haritasını şekillendirecek.
Ağrıları devam eden ve sabah çalışmasında takımdan ayrı bireysel idman yapan Abdülkerim Bardakcı ve Kerem Aktürkoğlu, gerçekleştirilen tıbbi değerlendirme sonrasında İspanya maçına kadar tam olarak iyileşemeyecekleri tespit edildiği için aday kadronun dışında bırakıldı.
İspanya maçında sarı kart cezalısı olan İsmail Yüksek ise bu sabah gerçekleştirilen antrenmana katıldıktan sonra kamptan ayrıldı.
Öte yandan Galatasaray'dan forvet oyuncusu Ahmed Kutucu da A Milli Takım aday kadrosuna dahil edildi ve kampa katıldı.
İhracattan 1 milyon 834 bin 520 dolar kazanç sağlandığını belirten Gürdoğan, Almanya, ABD ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin en fazla dış satım yapılan ülkeler olduğunu ifade etti.
Gürdoğan, Almanya'nın en önemli ihraç pazarlarından olduğuna işaret ederek, "Bölgemizden Almanya'ya bu dönem 765 bin 195 dolarlık bal ihraç edildi. Geçen yılın aynı döneminde ise bu ülkeye 376 bin 367 dolarlık ihracat gerçekleştirilmişti. Böylece Almanya'ya yılın 10 ayında yapılan bal ihracatı, değerde yüzde 103 arttı." dedi.
Almanya'yı 604 bin 82 dolarla ABD, 190 bin 811 dolarla Birleşik Arap Emirlikleri'nin takip ettiğini belirten Gürdoğan, geçen yılın aynı döneminden farklı şekilde Ürdün, Fas ve Hollanda'ya da bu dönem bal satıldığını kaydetti.
Gürdoğan, bal ihracatını önemsediklerine dikkati çekerek, şunları dile getirdi:
"Hedefimiz, bal ihracatımızı daha fazla ülkeye ulaştırmak ve bölge ekonomisine katkıyı artırmak. Bu dönemde Ürdün, Fas ve Hollanda gibi yeni pazarlara açılarak ihracat ağımızı genişlettik. İlerleyen günlerde ihracat potansiyelimiz ve ülke çeşitliliğimizin giderek daha da artacağına inanıyoruz."
Uyuşturucunun Türkiye’nin en büyük belalarından biri olduğunu vurgulayan Erbaş, bu alandaki mücadelenin daha da güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin siber güvenliğine dikkat çekerek teknolojik altyapının geliştirilmesi çağrısı yaptı.
Trafik güvenliğinin terör ve asayiş kadar önemli bir problem hâline geldiğini belirten MHP’li vekil, özellikle motosiklet kullanıcılarının karıştığı kazalardaki artışa dikkat çekerek sert tedbirler alınması gerektiğini söyledi. Şerit ihlallerinin son dönemde ciddi şekilde arttığına vurgu yaptı.
Türkiye’nin jeopolitik konumu nedeniyle göçe maruz kaldığını söyleyen Erbaş, ekonomik nedenlerin ve iklim değişikliğinin göç hareketlerini artıracağına işaret etti. Sınır güvenliğinin bu nedenle daha da güçlendirilmesi gerektiğini belirtti.
KADES uygulamasının 8,9 milyon indirmeye ulaştığını hatırlatan Erbaş, bilinirlik artsa da kadına yönelik şiddetin yükseliş eğilimine dikkat çekti.
MHP Lideri Devlet Bahçeli tarafından başlatılan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından devlet politikası hâline getirilen “terörsüz Türkiye” hedefinin altını çizen Erbaş, Türkiye’nin tek bir evladının bile terörün hedefi olmaması gerektiğini söyledi.
Erbaş, Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik personeli arasındaki maaş farklarının adaletsizliğe yol açtığını belirterek bu farkın giderilmesi çağrısında bulundu. Polislerin “ikinci şark” sorununun çözülmesi, mesai ücretleri, gece tazminatları ve çalışma saatlerinin düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
2016 sonrası yaklaşık 25 bin komiser yardımcısının göreve başladığını hatırlatan Erbaş, önümüzdeki yıllarda emniyet kadrolarında rütbe yığılması yaşanacağı uyarısında bulundu ve kadrolar arası geçiş sürelerinin uzatılmasını önerdi.
İzinsiz jammer kullanımının yaygınlaştığını söyleyen Erbaş, cezaların artırılmasını istedi. Drone satışlarında yeterli kayıt sisteminin bulunmadığını belirterek bu cihazların suikast aracı olarak kullanılabileceğini, kayıt-kontrol mekanizmasının güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Sosyal medyadaki hakaret ve tehdit içerikli paylaşımların cezasız kaldığı algısının vatandaşları kendi cezalarını vermeye yönelttiğini söyleyen Erbaş, bu konuda Adalet Bakanlığı ile ortak bir yasal düzenleme yapılması gerektiğini vurguladı.
6 Şubat depremlerinin acısına değinen Erbaş, AFAD’ın daha hızlı müdahale edebilmesi için Kütahya Zafer Havalimanı yanına büyük bir afet bölge deposu kurulmasını önerdi.
Kütahya’da 54 bin üniversite öğrencisinden yalnızca 4 bininin ilde kayıtlı olduğunu belirten Erbaş, Adrese Dayalı Nüfus Sistemi’nde öğrencilerin eğitim gördükleri şehre otomatik olarak aktarılması gerektiğini savundu.
Konuşmasını İçişleri Bakanlığı personeline teşekkür ederek tamamlayan Erbaş, bütçenin Türkiye’nin huzur ve güvenliğine katkı sağlamasını diledi.
Kolik, bebeklerde şu durumlarla tanımlanıyor:
Günde en az üç saat,
Haftada en az üç gün,
En az üç hafta boyunca süren ağlama nöbetleri.
Bebeklerin ağlama sırasında yüzlerinin kızarması, karınlarının sertleşmesi, bacaklarını karına doğru çekmeleri ve beslenmeyi reddetmeleri sık görülen belirtiler arasında yer alıyor.
Koliğin kesin nedeni hâlâ tam olarak bilinmiyor; ancak uzmanların üzerinde durduğu birkaç başlıca teori bulunuyor:
Yeni doğanların sindirim sistemi henüz tam gelişmediği için gaz, şişkinlik ve bağırsak hareketleri ağrıya yol açabiliyor.
Anne sütü alan bebeklerde annenin tükettiği süt ürünleri, soğan, baklagiller gibi bazı gıdalar hassasiyete yol açabiliyor. Mama ile beslenen bebeklerde ise mama içerikleri etkili olabiliyor.
Son yapılan araştırmalar, bağırsak mikrobiyotası dengesinin kolik gelişiminde rol oynayabileceğini gösteriyor.
Bebeklerin gün içinde çok fazla uyaranla karşılaşması sinir sisteminde aşırı yüklenmeye yol açabiliyor.
Serotonin seviyelerindeki değişikliklerin kolik ağrılarını tetikleyebileceği düşünülüyor.
Uzmanlar kolağın yönetiminde şu önerilere dikkat çekiyor:
Bebeği sakinleştirici ritmik sallama veya hafif masajlar
Sıcak uygulama (karın üzerine ılık havlu)
Beslenme sonrası gaz çıkarma
Anne beslenmesinin düzenlenmesi (gaz yapan gıdalardan kaçınma)
Mama kullanılıyorsa hipoalerjenik mama denemesi
Bebeğin daha sakin bir ortamda uyutulması
Kolik vakalarının büyük bölümü 3. ayda belirgin şekilde azalıyor, 4–5. ayda ise neredeyse tamamen sona eriyor. Nadiren daha uzun süren durumlar için pediatrik değerlendirme öneriliyor.
Bebeğin sakinleşmemesi
Beslenmeyi tamamen reddetmesi
Kusmaların artması
Dışkıda kan görülmesi
Yüksek ateş
Bu belirtiler varsa kolik dışı başka sağlık sorunları olabileceğinden tıbbi kontrol gerekiyor.
Kolik, aileler için uykusuz gecelere ve stresli günlere sebep olsa da aslında gelişimsel bir süreçtir. Doğru destek, sabır ve profesyonel yönlendirme ile bu dönem sağlıklı şekilde atlatılabilir. Uzmanlar, ailelere en büyük tavsiyenin “yalnız olmadıklarını unutmamaları” olduğunu vurguluyor.
Görüşmede, şehidin babasına başsağlığı dileklerini ileten Lider Bahçeli, aileye sabır ve metanet temennisinde bulundu.
Telefon konuşmasında duygularını paylaşan Mehmet Özcan, “Sayın Genel Başkanım, vatanımız sağ olsun. Sizler sağ olun” ifadelerini kullanarak hem taziyeye hem de gösterilen ilgiye teşekkür etti.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, şehitlerimizin fedakârlığını hatırlatarak, milletin ve devletin her zaman şehit ailelerinin yanında olduğunu vurguladı. Şehit Nuri Özcan’ın kahramanlığı ve ülkeye hizmeti, Türkiye’nin bağımsızlığı ve güvenliği için verdiği mücadeleyle sonsuza dek hatırlanacak.
Aileyle telefon görüşmesini samimi bir şekilde sürdüren Genel Başkan, devletin ve milletin şehit yakınlarının her daim destekçisi olduğunu bir kez daha dile getirdi.
Macron ve Zelenskiy, Hava Üssü'nde Ukrayna'nın gelecek yıllarda Fransız savunma ekipmanları satın almasına ilişkin niyet mektubuna imza attı.
Fransız basınının Elysee Sarayı kaynaklarına dayandırdığı haberlere göre, niyet mektubu Kiev'in "gelecek on yılda" yaklaşık 100 Fransız savaş uçağı Rafale ile şu an geliştirilmekte olan yeni nesil SAMP-T hava savunma sistemleri, radar sistemleri ve insansız hava araçları almasını içeriyor.
Macron ABD merkezli X hesabından yaptığı paylaşımda, Kiev'e savaş uçağı ve ekipmanları satışına ilişkin Zelenskiy ile vardıkları mutabakatı "büyük bir gün" diye niteleyerek duyurdu.
Açıklamaya göre, ailesinin velayetinden alınan koruma altındaki kız, bakımevinden çıkarak ailesinin yanına ulaştı. Kızın alması gereken önemli ilaçlar bulunduğu için polis, onu tekrar bakımevine götürmek üzere annesinin evine geldi.
Kızın annesinin de işitme engelli olması sebebiyle kapıyı açmadığı belirtilen açıklamada, polisin çilingir çağırarak gece yarısı eve girdiği aktarıldı.
Bu sırada eline iki bıçak alan kızın polisin üzerine yürüdüğü, polisin de kendini korumak amacıyla kızı silahla vurduğu belirtildi.
Olay sonrası Bochum Savcılığı soruşturma başlattı.
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius'un, Rusya ile NATO arasında savaş yaşanabileceğine dair yorumlarını değerlendiren Peskov, "Bu tür militarist söylemler, Avrupa başkentlerinde giderek daha fazla duyuluyor. Rusya'da NATO ile çatışmanın bir destekçisi yok ancak meşru çıkarlarımızı sağlamak için önlemler almak zorunda kalıyoruz ve almalıyız." diye konuştu.
Peskov, Ukrayna ile esir takası konusunda uzmanlar seviyesindeki temasların yürütüldüğünü söyledi.
Putin ile Trump arasında gerçekleşebilecek olası zirveye ilişkin Peskov, "Zirve için hazırlıklar tamamlanıp gerekli koşullar oluşunca bunun gerçekleşeceğini umuyoruz. Bu koşulların ne zaman oluşacağını tahmin etmek pek mümkün değil ama elbette hepimiz bu koşulların bir an önce gerçekleşmesini istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Peskov, ABD'de Rusya ile ticarete devam eden ülkelere yönelik yasa tasarısıyla ilgili süreci izlediklerini, tasarının kabulünün Rusya tarafından "son derece olumsuz" şekilde karşılanacağının altını çizdi.
Ticari taksi şoförlüğü yapan Mehmet S'ye ait 35 AUN 67 plakalı otomobil, sahibinin hayatını kaybetmesinin ardından 2017'de Avni Anıl Sokak'taki bir binanın bahçesinin yanına park edildi.
Ağdan kurtarılan 500 balıktan 300’ü gölete salınırken, 200’ü anaç olarak kullanıldı.
Ormanlarındaki zengin bitki örtüsü ve doğal güzellikleriyle ilgi gören Küre Dağları'nda sonbaharla birlikte yeşilden sarı ve kahverengine dönen ağaçlar, mevsimin eşsiz güzelliklerini yansıtıyor.
Şehit Ali Şen Korkut Ortaokulu ve Eflani Borsa İstanbul Çok Programlı Anadolu Lisesi ana sınıfı öğrencileri tarafından Şehit Barış Efe Parkı'nda etkinlik yapıldı.
Bozulmamış doğası, tarihi dokusu, asırlık taş evleriyle yılın her döneminde farklı güzelliğe bürünen köy, sonbaharda da kent sakinlerinin yanı sıra il dışından gelenlerin ilgisini çekiyor.
Gümüşhane'nin Kürtün ilçesinde yer alan ve örümcek ağı gibi karmaşık, sık ve iç içe geçmiş doğal yapıya sahip Örümcek Ormanları Tabiatı Koruma Alanı, tüm güzelliklerini cömertçe sergilediği sonbahar mevsiminde vatandaşların uğrak noktası oldu.
Ulubey ilçesindeki ormanlarda sonbahar güzelliği yaşanıyor.