Şöyle düşünün… Siz Torosların doruğuna çıkmışsınız; hava serin, gökyüzü pırıl pırıl, rüzgarda dalgalanan bayrakların sesi kulaklarınıza geliyor. Hacıalanı Yaylası’nın 1700 rakımlı o geniş meydanı, bir anda hem bir er meydanına, hem bir konser alanına, hem de bir kültür çarşısına dönüşmüş.
Bir tarafta pehlivanlar kıyasıya güreş tutuyor. Onların her hamlesi, dedelerden torunlara miras kalan mertlik destanı… Seyirciler coşkuyla alkışlıyor, davul zurnanın sesi yaylaya yayılıyor.
Bir yanda rengarenk çadırlarda yöresel tatlar… Sıcacık gözlemeler, tandır ekmeğinin kokusu, el emeği ürünler… İnsanlar hem karınlarını doyuruyor, hem de köklü kültürün tadını yeniden hatırlıyor.
Akşam oluyor; sahneye sanatçılar çıkıyor gençler coşuyor, ellerde bayraklar, dillerde şarkılar… Gökyüzüne karışan o ses, aslında sadece müzik değil; bir milletin gurur türküsü…
Ve bütün bunların üzerine, 30 Ağustos’un zafer ruhu ekleniyor. Bir asrı aşkın gurur, şehitlerin hatırası, Gazi Mustafa Kemal’in emaneti… Yörüklerin özgürlük tutkusu ile birleşince, ortaya öyle bir manzara çıkıyor ki; hem geçmişi görüyorsunuz hem geleceğe umutla bakıyorsunuz.
İşte MHP’nin Erdemli ve Gülnar Belediyelerinin Zafer Haftasında düzenlediği festivaller tam da buydu:
Tarihle bugünün buluştuğu, zaferle geleneğin harmanlandığı, coşkunun doruğa çıktığı bir kutlama…
Siz ister bayrağın gölgesinde güreş tutan yiğitlere bakın, ister türküler eşliğinde elleri semaya kalkmış halka… Her detay, “biz buyuz” dedirten, millet olmanın gururunu hissettiren bir tabloydu.