Gündem

Türk Eğitim-Sen Başkanı Geylan'dan Türk Dil Bayramı mesajı: Türkçemiz Türk vatanının biz cüzi değil, bizzat kendisidir

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, 26 Eylül Türk Dil Bayramı dolayısıyla bir açıklama yaptı. 26 Eylül 1932 tarihinde toplanan Birinci Dil Kurultayı’nın 93’üncü yıldönümünü kutlayan Geylan, Türk dilinin yalnızca bir iletişim aracı değil; milletimizin hafızası, kimliği ve ruhu olduğunu belirterek, Türkçeyi korumanın ve yüceltmenin milli bir varlık meselesi olduğunu kaydetti.

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Türk Dil Bayramı mesajında, “Bir millet dil sayesinde varlığını korur. Dilini kaybeden milletlerin benliğini kaybettiği gerçeğini göz önünde bulundurarak Türkçe’nin korunması, geliştirilmesi ve dünya dili olarak daha fazla kabul görmesi çok önemlidir. Her şeyden önce şunu bilmeyiz ki, Türkçemiz Türk vatanının biz cüzi değil, bizzat kendisidir. Onun istiklali bizim istiklalimizdir. Dilini kaybeden toplumlar aynı zamanda kimliğini de kaybeder. Dolayısıyla Türkçemize sahip çıkmak, yalnızca kültürel değil; aynı zamanda siyasal, toplumsal ve milli bir görevdir. ” dedi.

Atatürk’ün öncülüğünde 93 yıl önce 26 Eylül 1932’de İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda gerçekleştirilen 1. Türk Dili Kurultayının, her yıl ülkemizde Türk Dil Bayramı olarak kutlandığına dikkat çeken Geylan, “Türk Dili Kurultayı; kadim milletimizin milli varlığının ihtişamını, milli kültür hazinesinin kudretini, milletimizin Türk diline verdiği kıymetin önemini tüm dünyaya gösteren tarihi bir hadisedir.

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk gözlerini hayata yumana kadar Türkçe’nin millet hayatındaki önemini bilerek bu yönde büyük gayret ortaya koymuştur. Atatürk birçok konuşmasında Türkçe’nin önemini anlatmıştı. Atatürk, 02.09.1930 tarihinde kendi eliyle şu sözleri yazmıştır: “Dili milli hissin inkişafında başlıca müessirdir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil, şuurla işlensin… Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” Atamız bu sözleriyle dilin milli kimliğin ve bilincin en önemli unsuru olduğuna dikkat çekmektedir.”

Kaşgarlı Mahmud’dan Yunus Emre’ye; Yunus’tan günümüze Türkçemiz

Türkçenin binlerce yıllık köklü bir geçmişe sahip olduğunu ifade eden Genel Başkan Geylan, dil bilincinin tarih boyunca Türk büyüklerinin en önemli meselesi olduğunu vurguladı. Geylan, “Bu dil ağzımda annemin ak sütüdür.” diyen Yahya Kemal, “Türkçe Giderse Türkiye Gider!” diyen Oktay Sinanoğlu, “Türkçem, benim ses bayrağım!” diyen Fazıl Hüsnü Dağlarca gibi Ziya Gökalp de “Başka dile uymaz annenin sesi / Her sözün ararsan vardır Türkçesi” dizeleriyle Türkçe’nin ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır. Ömer Seyfettin’in “Madem ki TÜRK’üz, o halde TÜRK gibi yürür, TÜRK gibi düşünür, TÜRK gibi duyarız ve TÜRK gibi yazarız.!”sözü de Türk dilinin değerini ortaya koymuştur. Bu bakımdan Türk milletinin kültürel köklerini taşıyan ve muhafaza eden Türk dili gerekli özeni ve değeri hak etmektedir. Yeryüzünün pek çok yerinde konuşulan Türkçe ve lehçeleri tarihi derinliği ve zengin söz varlığı ile dünya dili olmaya namzet özellikler taşımaktadır. Bu hassasiyetlerin gündeme getirilerek toplumsal farkındalığın oluşması ana gayemizdir. Yaşadığı dönemde sade ve arı Türkçe kullanımı ile sevgi, yardımlaşma ve hoşgörü ekseninde anlattığı tasavvuf kültürü ile Türk ve dünya milletlerinin gönlünde taht kuran Yunus Emre’yi de Türk Dil Bayramı’nda anmak; Türkçenin dünya dili olarak yüceltilmesi ve ihya edilmesi açısından büyük anlam taşımaktadır.

Öte yandan Türk Dünyası’nın farklı coğrafyalarında eğitim ve kültüre verilen önemin, aslında ortak geleceğimizin ışığı olduğunu bildiren Geylan, “Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir” sözleri, bu konuda yolumuzu aydınlatmaktadır. Türkçe’nin güçlendirilmesi, yalnızca bir iletişim meselesi değil; aynı zamanda Türk milletinin ortak bilincinin inşasıdır” diye konuştu.

Ortak alfabe, ortak terimler sözlüğü, derlem çalışmaları gibi çalışmaları yapan Türk Dil Kurumu’nun ve dünyada Türkçe’nin tanınması, hak ettiği değeri bulması için ciddi gayretler gösteren Yunus Emre Enstitüsü’nün bu konuda çok ciddi çalışmalar yaptığını belirten Geylan, “Bizler de Türk Kültürü, Türk Dili, Türk Eğitimi için yapılan her çalışmayı ilgiyle takip ediyor ve şartız destekliyoruz. ‘Azı yapamayan çoğa ulaşamaz’ şiarı ile tüm bu gayretlerin her bir zerresini çok kıymetli buluyoruz. Çünkü bunları Türk Birliği yolunda atılan ciddi adımlar olarak görüyoruz” dedi.

Geylan sözlerini şu şekilde tamamladı: “Eğer bugün Türk Dünyası mensupları birbirleriyle anlaşmakta güçlük çekiyorlarsa, geçmişte yaşanan dil yozlaşması ve kültürel dış müdahalelerden kaynaklanmaktadır. Bu karışıklığı ortadan kaldırmak için ortak bir konuşma dili ortaya çıkarılmalıdır. Böylece de Türk illeri, bilim ve teknoloji alanında birbirlerinin eksiklerini tamamlayabileceklerdir.”

{ "vars": { "account": "G-E1EN649QR9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }