Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan tarafından ortaklaşa sunulan teklif, 26 ülkenin eş sunuculuğunda kabul edildi. Böylece Türk dilinin korunması, geliştirilmesi ve uluslararası düzeyde görünürlüğünün artırılması yönünde tarihi bir adım atılmış oldu.
UNESCO’nun aldığı kararda, Türk dilinin köklü geçmişine ve kadim kültürel mirasına vurgu yapıldı. 15 Aralık tarihinin seçilmesinde ise Türk dili açısından evrensel bir sembolik anlam bulunuyor. Bilindiği üzere Danimarkalı bilim insanı Vilhelm Thomsen, Orhun Yazıtları’nı 15 Aralık 1893 tarihinde çözerek Türk dilinin 1300 yıllık yazılı geçmişini gün yüzüne çıkarmıştı. Bu tarih, Türk dilinin dünya kültürleri arasındaki yerini simgeleyen bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor.
Karar, uzun süredir sürdürülen uluslararası iş birliğinin sonucu olarak alındı. Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), bağlı uluslararası kuruluşlar, üye ülkelerin UNESCO Millî Komisyonları ve çeşitli ulusal kurumların 2017 yılından bu yana yürüttüğü ortak çalışmalar bu sürecin temelini oluşturdu.
Sürecin başarıyla sonuçlanmasında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanlarına yaptığı çağrılar ve zirvelerdeki girişimleri de etkili oldu.
UNESCO’nun bu kararıyla birlikte, Türk dilinin kültürel çeşitliliğin korunması, çok dilliliğin desteklenmesi ve sürdürülebilir kalkınmada dilin rolü konusundaki önemi bir kez daha tescillenmiş oldu.
“Dünya Türk Dili Ailesi Günü”nün ilan edilmesiyle, Türk dili konuşan ülkelerde dil bilinci ve kültürel farkındalığın güçlenmesi, sanat, kültür, eğitim, bilim ve iletişim alanlarında ortak çalışmaların artması bekleniyor.
Türk dünyasının ortak kültürel mirasına dikkat çeken bu kararın, Türk dili aracılığıyla ülkeler arasındaki dayanışmayı pekiştirmesi ve gelecekteki iş birliklerine ilham vermesi hedefleniyor.