Son zamanlarda doğa turizminde yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri olan Hakkari, birçok zirvesi ve doğal parkurlarıyla dağcıları da cezbetmeye başladı.
Kent merkezi ve Yüksekova ilçesi arasında bulunan, yurdun en yüksek ikinci zirvesi 4 bin 135 rakımlı Uludoruk'un yer aldığı Cilo Dağları ile kentteki diğer yüksek noktalar, ziyaretçilerin en çok tercih ettiği yerlerden biri oldu.
Gruplar halinde kente gelen dağcılar ve doğaseverler, Uludoruk'a iki gün süren tırmanış yaparken bazıları da sarp kayalarda tırmanarak yeni rotaları deneyimledi.
Dağcılık branşında "olimpiyat şampiyonluğu" olarak nitelendirilen ve dünyada sadece 49 kişinin tamamlayabildiği "14x8000" projesini başarıyla tamamlayan ilk Türk sporcu Tunç Fındık ve milli dağcı Zorbey Aktuyun da Cilo Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü Başkanı Hacı Tansu ile Cennet Cehennem Vadisi'nde farklı tarihlerde kamp kurdu.
Tansu'nun eşlik ettiği Fındık ve Aktuyun, aralarında yöre halkının "Cafer Kulesi" olarak adlandırdığı kayanın da bulunduğu 8 ayrı noktaya zorlu tırmanışlar yaparak yeni rotalar oluşturdu.
Açılan yeni rotalar ve kentteki doğal parkurlarla dünyanın dört bir yanından dağcıların ve doğa tutkunlarının kente gelmesi bekleniyor.
"Geçen sene yurt dışından gelen gruplarla dağ kayağı yaptık"
Hacı Tansu, AA muhabirine, kulüp bünyesinde yıllardır çeşitli branşlarda doğa sporları yaptıklarını, tescilli 3 branşta da sporcu yetiştirdiklerini söyledi.
Dağcılıkta da yeni rotalar açmak için çalışma yaptıklarını belirten Tansu, "Kayak sporuna iddialı şekilde devam ediyoruz. Raftingde birçok şampiyonada dereceler elde ettik. Dağcılık alanında ise son birkaç yıldır yeni rotalar oluşturuyoruz. Teknik ve klasik rotalar ile tırmanış duvarları açarak Türkiye'nin doğa sporları ve dağcılık camiasına sunuyoruz. Geçen sene yurt dışından gelen gruplarla dağ kayağı yaptık." dedi.
Bu sene milli dağcılar Fındık ve Aktuyun ile çeşitli zamanlarda kamp kurarak Cilo, Çarçela ve Geverek dağlarının farklı noktalarında rotalar oluşturduklarını anlatan Tansu, şöyle konuştu:
"Cilo Dağları'nda son açtığımız rotalardan birisi Cafer Kulesi'ydi. Bir sütun kaya, çok dik. Daha önce yabancılardan oluşan bir dağcı grubu 1967'de tırmanmıştı. 2001'de Uğur Uluocak ve ekibi tırmandı. Tunç Fındık ve Zorbey Aktuyun'un katıldığı faaliyette hiç çıkılmamış yönünden zirve yapıldı. Bu bir ilkti. Yine Cilo Dağları'nda Kasran ve Süphane rotalarını açtık. Bu da milyon yıllık buzulların olduğu bölgenin sol tarafındaki kulelerden biridir. Aynı bölgenin ilerisinde Kuvi rotasını açtık. Oradan devam edip Şemdinli tarafına geçtik. Orada da daha önce hiç tırmanış yapılmamış Çarçelan Dağları'nın zirvesine çıktık. Onun karşısında yöre halkının Gıre Ptirşi Tepesi olarak adlandırdığı noktada rota belirledik."
"Turistlerin sıklıkla buralara gelmesi ekonomiye de ciddi katkı sağlıyor"
Kentte rakımı 4 binin üzerinde olan Suppa Durek Dağı'nın sağ kulesinde de yeni bir rota açarak dağcılık camiasına sunduklarını anlatan Tansu, dağcıların son yıllarda Cilo Dağları'na yoğun ilgi gösterdiğini dile getirdi.
Kente yurt dışından ve yurt içinden profesyonel dağcıların geldiğini ifade eden Tansu, şunları kaydetti:
"İtalyanlar, Avusturyalılar ve Almanlar geldi. Kaya duvarlarını birlikte tırmandık. Bu sene dağcılık camiasına 8 yeni rota kazandırdık. Son iki yıldır yoğun şekilde dağcılar, fotoğrafçılar, gezginler ve doğaseverler buradaki dağlara geliyor. Bu talep bölge ve ülke açısından çok önemli. Turistlerin sıklıkla buralara gelmesi ekonomiye de ciddi katkı sağlıyor. Cilo Dağları için 'ülkemizin Himalayaları' diyorum. Cilo Dağları, doğal yapıları, milyon yıllık buzulları, endemik türleri, sarp ve yüksek kaya duvarlarıyla ilgi çekiyor. Dağcılar özellikle buralardaki kayaları, dağları deneyimlemek için geliyor."