YAPAY ZEKÂNIN HAYATIMIZDAKİ YERİ

Dünya büyük bir dönüşümünün içinde… İnsanlar yerine artık yapay zekâlar hayatımızda büyük bir alana yerleşmiş durumda.

Bugün Amerika ile Çin arasındaki teknoloji rekabeti geleceğin ekonomisini ve güvenlik dengelerini yeniden şekillendiriyor. Kimi uzmanlar bunu yeni soğuk savaş olarak değerlendiriyor.

Peki, Türkiye Teknoloji Savaşının Neresinde?

Geçtiğimiz günlerde Yapay Zekâ Politikaları Derneği (AIPA) tarafından Türkiye Cumhuriyeti Singapur Büyükelçiliği ev sahipliğinde “Al Tomorrow Summit Singapur” etkinliği düzenlendi.

Etkinlikle, yapay zekâ ekonomisi, Singapur - Türkiye yapay zekâ başarı öyküsü, yapay zekâ çağında eğitim gibi konularda oturumlar gerçekleştirildi. Türkiye’nin bu alandaki etkinliği giderek artırıyor diyebiliriz. Türkiye artık bu sahnede sadece tüketici değil üretici olma yolunda ilerliyor. Atılan adımlar teknolojik bağımsızlık ve ekonomik büyüme açısından kritik bir öneme sahip.

Yapay zekâ teknolojisi günlük hayatımızı dönüştürüyor ve yaşamımızı kolaylaştırıyor. Sesli asistanlardan akıllı ev sistemlerine, sağlık uygulamalarından dil öğrenme uygulamalarına kadar birçok alanda yapay zekâ kullanımı giderek yaygınlaşıyor ve hayatımızı daha akıllı hale getiriyor. Bunun yanında üretim süreçlerini hızlandırmakla birlikte maliyetleri de düşürüyor. Örneğin sanayide akıllı robotlar kullanılmaya başlandı. Sanayiden tarıma, eğitimden sağlığa her alanda artık yapay zekâyı görmek mümkün. Tabi bu durum “Yapay zekâ işimizi elimizden alacak mı?” sorusunu da beraberinde getiriyor. Yapay zekâ her meslek grubunu etkiliyor. Kimi sektörler için büyük fırsatlar sunarken, kimileri için iş kayıplarına sebep olabileceği konusunu gündeme taşıyor.

Yapay Zekânın Güvenlik Boyutu

Teknoloji, güvenlik kadar riskleri de beraberinde getiriyor. Siber güvenlik uzmanları, bazı kişilerin yapay zekâ ajanlarını kullandığını söylüyor. Bu ajanlar veri hırsızlığı yapabiliyor. Sistemi manipüle edebiliyor. Bu kapsamda ciddi bir risk taşıdığını da söylemek mümkün. Dolayısıyla yapay zekâ alanındaki ilerlemeler, savunma sanayii ve güvenlik politikalarımızın bir parçası olarak görülmeli diye düşünüyorum.

Eğitimde Yapay Zekâ

Yapay zekâ eğitim sistemini de dönüştürmeye devam ediyor. Birkaç katkısından bahsedecek olursak temel eğitim aktivitelerini otomatikleştirme imkânı sağlıyor, kişiye özel uyarlanan sistemler geliştiriyor. Öğrencilerin eksiklerini daha iyi anlayıp, gelişim için kişiye özel destek avantajı oluşturuyor. Bu gelişmeler umut verirken öte yandan eğitimde insan faktörünün kaybolmaması, değerler eğitiminin korunması ve gençlerin tüketen değil de teknolojiye üreten olarak yönlendirilmesi büyük önem taşıyor.

Sonuç olarak yapay zekâ kimileri için bir tehdit, kimileri için tamamen bir fırsat. Kimin elinde ve nasıl kullanıldığına bağlı olarak değişkenlik gösteriyor. Türkiye bu teknoloji dönüşümde hızla yerini almalı. Türkiye’de özellikle KOBİ’lerin ve sanayi bölgelerinin bu dönüşüme hazırlıklı olması, üretim modelimizi ayakta tutacak temel unsur olarak karşımıza çıkıyor.

Teknoloji savaşları yarın ülkelerin kaderini belirleyecek potansiyele erişecek ve yapay zekâ çağında kazananlar, yerli üretimleri ve milli yazılımlarıyla savaşanlar olacak.

{ "vars": { "account": "G-E1EN649QR9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }