Ortadoğu’da diplomasi yeniden hareketlendi. İsrail ve İran arasında sağlanan ateşkesin ardından ABD ile İran arasında yeni bir diplomatik temas trafiği başladı. Bu sürecin en dikkat çekici adımı ise Washington’dan geldi. ABD yönetimi, İran’a 30 milyar dolarlık dev bir sivil nükleer enerji paketi teklif etti.

Amerikan tarafı, geçtiğimiz haftalarda vurulan Fordo nükleer tesisinin yerine, uranyum zenginleştirme içermeyen barışçıl bir reaktör kurulmasını önerdi. Beyaz Saray, bu modelin Birleşik Arap Emirlikleri’nde uygulanan sivil nükleer sistemine benzediğini ve İran’ın nükleer enerjiyi sadece elektrik üretimi gibi sivil amaçlarla kullanabileceği bir düzene geçmesini istiyor.

Önerilen enerji yatırımının finansmanının doğrudan ABD’den değil, Körfez ülkelerindeki müttefikler aracılığıyla sağlanması planlanıyor. Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkelerin, bu projenin ekonomik yükünü üstlenmesi bekleniyor.

ABD tarafı net ve kararlı bir söylemle anlaşma zemini aradığını açıklarken, Tahran yönetiminden şu ana kadar herhangi bir resmi açıklama gelmedi. İran’ın bu öneriye nasıl bir yanıt vereceği, bölgede barış sürecinin seyri açısından belirleyici olacak.

ABD’nin hedefi açık: Tahran’ı nükleer gerilimden uzaklaştırmak ve diplomatik zeminde çözüm üretmek. Teklifin “pazarlık unsuru değil, kalıcı barış için fırsat” olarak sunulduğu belirtiliyor. Fordo gibi hedef alınan tesislerin yerine kurulacak yeni reaktörlerle, İran’ın uluslararası güvenlik kaygılarını da hafifletmesi amaçlanıyor.

Pakistan Savunma Günü Ankara'da kutlandı
Pakistan Savunma Günü Ankara'da kutlandı
İçeriği Görüntüle

Bu öneri bölgede önemli bir dönüm noktası olabilir. Ancak sürecin kırılganlığı, geçmişteki güvensizliklerin hâlâ taze olması ve İran’ın egemenlik hassasiyetleri, teklifin geleceğini belirsiz kılıyor. ABD'nin saldırılara rağmen hâlâ “masada anlaşma ihtimali var” demesi, tarafların birbirine kapıyı tamamen kapatmadığını gösteriyor.

ABD’nin önerdiği 30 milyar dolarlık sivil nükleer enerji paketi, sadece bir yatırım değil; Ortadoğu’da çatışmadan diplomasiye geçişin sembolü olma potansiyeli taşıyor. Şimdi gözler İran’ın atacağı adımda. Eğer bu süreç ilerlerse, yalnızca İran değil, tüm bölge “terörsüz” ve “gerilimsiz” bir gelecek umudunu güçlendirebilir.

Muhabir: Cansu Acar