AA-Brüksel
Savunma sanayisini güçlendirmeye giderek daha fazla odaklanan Avrupa Birliği'nin (AB) yeni finansman aracı Avrupa Güvenlik Eylemi (SAFE), Baykar-Leonardo ortaklığı örneğinin çoğaltılmasının önünü açarak Türkiye'nin Avrupa'nın güvenliğine yapabileceği katkıları gündemde tutmaya devam ediyor.
Lahey'de 24-25 Haziran'da yapılacak NATO Zirvesi'ne geri sayım sürerken Brüksel, Avrupa'nın savunma sanayisinin güçlendirilmesine giderek daha fazla yoğunlaşıyor.
AB'nin Rusya'dan algıladığı tehdit, Ukrayna'da devam eden savaş ve ABD'deki Donald Trump yönetiminin baskıları neticesinde kararlaştırdığı savunmada 2030 hedeflerinin bir parçası olan SAFE, 29 Mayıs'ta yürürlüğe girdi.
Buna göre AB ülkeleri, Ukrayna, (Avrupa Ekonomik Bölgesi'ne dahil) Norveç, Lihtenştayn ile İzlanda, 150 milyar avroya kadar kredi kullanarak ortak tedariklere katılabilecek. Bu ülkeler, aynı zamanda birbirlerinin endüstrilerinden de ortak satın alımlar yapabilecek.
AB'ye aday ülkeler ve İngiltere gibi AB ile anlaşma imzalayan ülkeler de ortak tedariklere katılabilecek ancak imal edilecek bir savunma ürününün bileşenlerinin toplam değerinin yüzde 65'i "Avrupa içinden" (AB ülkeleri, Ukrayna, Norveç, Lihtenştayn ve İzlanda) gelmek zorunda olacak.
Kalan yüzde 35'i ise Türkiye ve İngiltere'nin de aralarında olduğu kategoriden gelebilecek.
AB Komisyonunun SAFE'yi teklif ettiği 19 Mart'tan, önerinin AB Konseyinde nitelikli çoğunlukla kabul edildiği 27 Mayıs'a kadar geçen sürede Yunanistan'ın Türkiye'nin dışarıda bırakılması için yaptığı lobi faaliyetleri, Brüksel kulislerinde yankılandı.
Yunanistan'ın engelleme çabaları, NATO'nun güçlü üyesi Türkiye'nin son yıllarda savunma sanayisinde yaptığı atılımlarla Avrupa'nın savunmasına verebileceği katkıları daha da fazla gündeme getirdi.
Bunun en iyi örneklerinden biri olan Türk "Baykar" ve İtalyan "Leonardo" ortaklığı, gelecek hafta kapılarını açmaya hazırlanan, dünyanın en köklü ve büyük havacılık fuarlarından Paris AirShow'da sergilenecek.
Baykar tarafından geliştirilen milli teknoloji ürünleri AKINCI TİHA, Bayraktar TB3 SİHA ve Kemankeş 1 Mini Akıllı Seyir Füzesi, bu fuarda tanıtılacak.
Brüksel'de önemli görüşme
Bu gelişmelerin ortasında Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Zeki Levent Gümrükçü ve beraberindeki heyetin, AB Dış İlişkiler Servisinin (EEAS) Barış, Güvenlik ve Savunmadan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Charles Fries ile dün Brüksel'de yaptığı görüşme, dikkatleri bir kez daha Türkiye'nin Avrupa'nın savunma planlamalarında oynayacağı role çevirdi.
Fries, görüşmenin ardından sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "AB-Türkiye gayriresmi Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası (OGSP) istişarelerinin 7'ncisi için Bakan Yardımcısı Gümrükçü'yü ağırlamaktan mutluluk duydum." ifadesini kullandı.
AB diplomatı, görüşmede Ukrayna ve bölgesel güvenlik konularının yanı sıra AB'nin son güvenlik ve savunma girişimleri ile AB-NATO ve AB-Türkiye işbirliği hakkında kapsamlı ve faydalı tartışmalar yapıldığını bildirdi.
"Çok iyi bir örnek"
İtalya'nın köklü düşünce kuruluşlarından Uluslararası İlişkiler Enstitüsünün (Istituto Affari Internazionali) Savunma, Güvenlik ve Uzay Programı Başkanı Alessandro Marrone, AA muhabirine SAFE ve Türkiye'nin katılımıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Marrone, Baykar-Leonardo ortaklığının çok iyi bir örnek olduğunu vurgulayarak, "Gerçekten iyi bir örnek olmasının ilk nedeni, güçlü bir tamamlayıcılık içermesi. Dürüst olmak gerekirse insansız hava araçları (İHA), İtalyan şirketlerinin uzmanlığı değil. Türk şirketleri çok fazla ilerleme kaydetti, ürünü daha da geliştirmek için Ukrayna'da çok fazla operasyonel deneyim kazandılar." diye konuştu.
İkinci unsurun Türk şirketlerinin seri üretim açısından daha uygun maliyetli çözümler sunabilmesi olduğunu dile getiren Marrone, Avrupalı şirketlerin üretimi artırmada zorluklarla karşılaştığını ancak Türk savunma sanayisinin ise seri imalat açısından halihazırda bir plana sahip olduğunu söyledi.
Marrone, Baykar-Leonardo ortaklığının AB'nin Türkiye gibi NATO üyesi güçlü ülkelerle işbirliğini geliştirerek stratejik özerkliğini elde etmesi gerekliliği açısından da önemli bir örnek olduğunun altını çizdi.
SAFE'nin AB üyesi ülkelerin bu aracı etkinleştirmesi halinde Baykar-Leonardo örneğinin çoğalmasının önünü açacağına dikkati çeken Marrone, "Ancak bu mekanizmayı uygulamak biraz zaman alacak çünkü bu finansal operasyon için detaylı düzenlemelere ihtiyaç var. Birkaç ay sürecek." ifadelerini kullandı.
Marrone, SAFE'nin yanı sıra AB Komisyonunun 2030 hedeflerine dahil olan "bütçe kurallarından cayma" maddesine de değinerek, şimdiye kadar 16 ülkenin bu muafiyetten yararlanma isteğini beyan ettiğini dile getirdi.
AB kurallarına göre, üye ülkelerin bütçe açıklarının gayrisafi yurt içi hasılalarının (GSYH) yüzde 3'ünü, kamu borçlarının ise GSYH'lerinin yüzde 60'ını geçmemesi gerekiyor ancak AB üyesi ülkeler, acil durumlarda kuralları askıya alma kararı alabiliyor.
AB'nin mali kurallarından etkilenmeden savunma harcamalarını önemli ölçüde artırabilme hedefiyle şimdiye kadar Almanya, Polonya, Belçika, Bulgaristan, Çekya, Danimarka, Estonya, Yunanistan, Hırvatistan, Letonya, Litvanya, Macaristan, Polonya, Portekiz, Slovenya, Slovakya ve Finlandiya bu bildirimde bulundu.
Dolayısıyla bu ülkeler, SAFE'yi de kullanarak ortak tedariklere girme istekleri hakkında da sinyal vermiş oldu.
"Türkiye'nin Avrupa güvenlik mimarisindeki rolü büyüyor"
Varşova'da bulunan Centre for Eastern Studies (Doğu Çalışmaları Merkezi) Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Departmanı Uzmanı Adam Michalski de "Türkiye'nin Avrupa güvenlik mimarisindeki rolü, devam eden çatışmalar ortasında stratejik konumu ve bölgesel istikrara yaptığı katkılar göz önüne alındığında giderek büyüyor." değerlendirmesini yaptı.
Bu bağlamda, SAFE'nin Türkiye gibi son zamanlarda Avrupalı silah üreticileriyle işbirliğini önemli ölçüde artıran üçüncü ülkeleri de dışlamadığına dikkati çeken Michalski, "Bunun dikkate değer bir örneği, İtalya'nın Leonardo ve Türkiye'nin Baykar şirketlerinin İHA geliştirmek için yaptıkları işbirliği. Bu İHA'lar, AB'nin yüzde 65 yerel üretim eşiğini karşılarsa SAFE kapsamında tedarik için uygun hale gelebilir ve üye ülkeleri bunları edinmeye teşvik edebilir." dedi.
Michalski, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türkiye'nin büyüyen ulusal silah endüstrisi göz önüne alındığında SAFE, Türk savunma uzmanlığını diğer AB üye ülkelerinin savunma sanayisi projeleriyle daha fazla entegre etme fırsatları sunuyor. Bu, özellikle AB'nin yetersiz kaldığı ve Türkiye'nin Roketsan, ARCA Defense, Aselsan gibi şirketler aracılığıyla büyük deneyime sahip olduğu mühimmat ve füzeler gibi sektörleri içeriyor."