Bakan Memişoğlu, Cumhurbaşkanlığı himayesinde Sağlık Bakanlığı ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı'nca (TÜSEB) Ankara'da bir otelde düzenlenen 11. Türk Tıp Dünyası Kurultayı'na katıldı. Burada konuşan Bakan Memişoğlu, "Bugün burada bir araya gelen her bir katılımcı; yalnızca kendi ülkesinin değil, insanlığın sağlık geleceğine katkı sunma sorumluluğunu da omuzlarında taşımaktadır. Çünkü tıp, sınır tanımayan; dili, coğrafyayı ve kültürü aşan evrensel bir vicdan alanıdır. Türk Tıp Kurultayı ise bu evrensel sorumluluğun milli bir bilinçle ve küresel bir bakış açısıyla ele alındığı önemli bir buluşma noktasıdır" dedi.
"TOPLUMU HASTALIĞA DEĞİL, SAĞLIĞA HAZIRLAYAN BİR YAPIYA DÖNÜŞTÜRME GAYRETİ İÇERİSİNDEYİZ"
Memişoğlu, insanı merkeze alan, koruyucu ve geliştirici yaklaşımı esas alan, erişilebilirliği güçlendiren ve kaliteyi sürekli yükselten bir anlayışla çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, potansiyellerini bütüncül bir bakış açısıyla yeniden yapılandırdıklarını aktardı. Memişoğlu, "Son yıllarda yürüttüğümüz politikalarla, sağlık sistemimizi yalnızca bugünün ihtiyaçlarına cevap veren değil; geleceğin risklerini öngören, toplumu hastalığa değil sağlığa hazırlayan bir yapıya dönüştürme gayreti içerisindeyiz" ifadelerini kullandı.
Güçlü sağlık sisteminin bilim ekosistemiyle mümkün olacağının altını çizen Memişoğlu, sağlıkta üretimi, teknolojik gelişimi ve bilimsel kapasiteyi stratejik bir öncelik olarak ele aldıklarını ifade etti.
"HEDEFİMİZ KÜRESEL ÖLÇEKTE SÖZ SAHİBİ OLAN BİR TÜRKİYE'Yİ İNŞA ETMEKTİR"
‘Koruyan, Geliştiren ve Üreten Sağlık' modelinin sağlık politikalarının ana omurgasını oluşturduğunu dile getiren Bakan Memişoğlu, "Bu modelle hedefimiz sadece hizmet sunan değil, aynı zamanda bilgi üreten, teknoloji geliştiren ve küresel ölçekte söz sahibi olan bir Türkiye'yi inşa etmektir. Sağlık bizim için yalnızca bir hizmet alanı değil, milletimizin geleceğine yön veren stratejik bir güçtür. Bu niyetle hayata geçirdiğimiz üreten sağlık vizyonu, sağlık sistemimizin dönüşümünde yeni bir eşiği ifade etmektedir. İlaçtan tıbbi cihaza, biyoteknolojiden ileri tanı yöntemlerine kadar geniş bir alanda bilimi, sanayiyi ve teknoloji geliştirme kapasitemizi aynı hedefte buluşturuyoruz. Fikrin ürüne, ürünün katma değere dönüşmesini mümkün kılan bu yaklaşım, Türkiye'nin sağlıkta tam bağımsızlık idealinin en somut zeminini oluşturmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.
"TÜRKİYE SAĞLIKTA SADECE SÖZ SÖYLEYEN DEĞİL, YÖN VEREN BİR KÜRESEL AKTÖR OLMAYA DEVAM EDECEKTİR"
Üreten sağlık vizyonunun Bakanlığın stratejik iradesi olduğuna dikkati çeken Memişoğlu, "TÜSEB'in bilimsel öncülüğü ve sizlerin kıymetli katkılarıyla daha da güçlenecek; Türkiye, sağlıkta sadece söz söyleyen değil, yön veren bir küresel aktör olmaya devam edecektir" şeklinde konuştu.
"4 ŞEHİR HASTANEMİZDE DAHA TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ KURARAK, BU AĞI 24 MERKEZE ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ"
Şehir hastanelerinde kurulan teknoloji transfer ofislerinin bilginin ürüne dönüştüğü bir üretim üssü haline geldiğine değinen Memişoğlu, şöyle devam etti:
"Bu merkezler sayesinde sahada görev yapan hekimlerimizin, akademisyenlerimizin ve araştırmacılarımızın geliştirdiği yenilikçi fikirler, artık daha hızlı şekilde projelendirilebilmekte, prototipe dönüştürülmekte ve yerli sağlık teknolojilerine katkı sunan ürünler haline gelebilmektedir. Böylece bilim insanlarımızın yalnızca düşünmesi değil üretmesi; yalnızca hayal kurması değil, hayata geçirmesi için güçlü bir zemin oluşturulmuştur. Yıl sonuna kadar 4 şehir hastanemizde daha teknoloji transfer ofisi kurarak bu ağı 24 merkeze çıkarmayı hedefliyoruz. Bu genişleme, destek mekanizmalarımızın daha da yaygınlaşmasını ve her bir fikrin sistem içinde karşılık bulmasını sağlayacaktır."
Klinik araştırmalarda da önemli çalışmalar yürüttüklerini aktaran Memişoğlu, "Sosyal Güvenlik Kurumu'nun klinik araştırmalarda hastanelerin hasta maliyetlerini karşılamaya yönelik düzenlemesi, bilim insanlarımızın önünü açan, araştırma süreçlerini cesaretlendiren ve üretim dinamizmini güçlendiren çok kıymetli bir adımdır. Bu sayede araştırmacılarımız daha özgür, daha sürdürülebilir ve daha sistematik bir şekilde çalışmalarını yürütebilmektedir. Bakanlık olarak yeni bir fikir ortaya koyan her bilim insanının arkasında duran, onu yalnızca teşvik eden değil, aynı zamanda destekleyen bir anlayışı kararlılıkla sürdüreceğiz. Çünkü biliyoruz ki, ülkemizin gerçek gücü laboratuvarlarda, hastane koridorlarında, üniversite kürsülerinde ve bilimle yoğrulan zihinlerde filizlenmektedir" değerlendirmesinde bulundu.
Türk Tıp Dünyası Kurultayı'nın 11.'si bu yıl ilk kez "Üreten Sağlık" temasıyla düzenleniyor. Kurultaya Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, Nobel ödüllü bilim adamı Aziz Sancar, ülkelerin sağlık bakanları ve çok sayıda sağlık alanında uzman isim katıldı. Açılış konuşmalarının ardından Bayraktar, Memişoğlu ve Sancar fuaye alanındaki stantları gezdi.