Açık mektupta, çalışanların gerçek gazetecilik yapmasının engellendiği, özellikle Gazze ile ilgili haberlerde BBC’nin, İsrail hükümetinin halkla ilişkiler faaliyetlerine hizmet eder hale geldiği ifade edildi. Çalışanlar, kurum içinde sansür uygulandığını, siyasi baskı yapıldığını ve çifte standartla karşı karşıya kalındığını belirtti.
Gazeteciler, bazı haber içeriklerinin editoryal onaya rağmen yayından kaldırıldığını, İsrail hükümetini eleştiren içeriklerin ise BBC yönetimi tarafından dolaylı yollarla engellendiğini savundu. Bu duruma itiraz eden çalışanların kariyer riskleriyle karşı karşıya bırakıldığı da iddialar arasında yer aldı.
Açık mektupta, BBC Yönetim Kurulu Üyesi Sir Robbie Gibb de doğrudan eleştirildi. Gibb’in siyasi geçmişi ve ideolojik yöneliminin, BBC yayınlarında tarafsızlık ilkesine zarar verdiği savunuldu. Gazeteciler, haberlerde Filistinlilerin sesine sistematik olarak yer verilmediğini ve bu durumun kamu yayıncılığı sorumluluğu ile çeliştiğini ifade etti.
BBC çalışanları, kurumun tarafsız habercilikten uzaklaştığını belirterek, kamuoyunu yönlendirme amacıyla İsrail yanlısı söylemlerin dayatıldığını ileri sürdü. Mektupta, editoryal bağımsızlığın yeniden sağlanması ve gazetecilerin siyasi baskıdan arındırılarak görev yapabilmesi için adım atılması talep edildi.
BBC’ye yönelik en ciddi eleştirilerden biri ise Gazze’deki insan hakları ihlallerine yeterince yer verilmediği yönünde oldu. Mektubu imzalayan gazeteciler, BBC’nin bu ihlalleri sistematik biçimde sansürlediğini, izleyicileri eksik ve yanlı bilgilerle yönlendirdiğini öne sürdü.
BBC'nin, siyasi ajandalar doğrultusunda hareket ettiği ve bu nedenle kamuoyunun güvenini kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğu da açıkça ifade edildi.