Kökeni Arap Yarımadası'na dayanan ve en saf ırklardan biri olarak kabul edilen Arap atları, savaş meydanlarından saraylara, yarış pistlerinden gösteri alanlarına kadar her ortamda asaletleriyle öne çıkıyor.
Kavisli burun yapısı, kısa sırtı, yüksek kuyruk taşıyışı ve etkileyici duruşuyla dikkat çeken bu atlar, yalnızca fiziksel özellikleriyle değil; zeka, sadakat ve yüksek öğrenme kabiliyetiyle de fark yaratıyor. Zorlu doğa koşullarına dayanıklı olmaları sayesinde, özellikle uzun mesafeli yarışlarda (endurance) rakip tanımıyorlar.
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemli bir yere sahip olan Arap atları, Şanlıurfa, Konya ve Eskişehir gibi şehirlerdeki haralarda özel olarak yetiştiriliyor. Ayrıca Safkan Arap Atı yarışları ülkemizde geniş bir izleyici kitlesine sahip.
Tarih boyunca Osmanlı saraylarında ve İslam kültüründe özel bir yere sahip olan bu atlar, bugün hâlâ aynı saygıyla anılıyor. Güzellikleri ve soylu geçmişleri sayesinde “atların aristokratı” olarak bilinen Arap atları, modern dünyada da değerinden hiçbir şey kaybetmiyor.
