Türkiye ekonomisi kritik bir virajda

Enflasyonla mücadele mi öncelik olmalı, yoksa büyüme mi?

Son yıllarda yaşadığımız ekonomik dalgalanmalar, enflasyon ve büyüme hedeflerinin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Peki, bizim politikamız açısından asıl öncelik ne olmalı?

Bazıları diyor ki, "Önce enflasyonu dizginleyelim, sonra büyümeyi konuşuruz. "Daralan üretimle ayakta durmaya çalışan sanayiciye, esnafa kim nefes olacak?

Bazıları diyor ki, "Büyüme olmazsa iş olmaz, aş olmaz."

İkisini bir arada yürütmenin mümkün olup olmadığı sorusuysa, sadece bir ekonomik tercih değil; milletin sofrasına, cebine ve geleceğine dokunan bir kader meselesidir.

O halde ne yapacağız?

Öncelikle şunu netleştirelim. Enflasyon, ekonomi sağlığının temel göstergelerinden biridir. Kontrol edilemeyen enflasyon halkın alım gücünü düşürür, fiyat istikrarını bozar ve yatırım ortamını zedeler. Ancak sadece enflasyonu düşük tutmak, sürdürülebilir büyüme olmadan anlamını yitirir. Çünkü büyüme olmadan kalkınma sağlanamaz, istihdam artmaz, refah yükselmez.

Türkiye’nin stratejik hedefi, yüksek ve sürdürülebilir büyüme performansı sergileyerek milli gelirimizi artırmak ve bölgesel güç olmaktır. Bu nedenle büyüme hedeflemesi, enflasyonla mücadeleden bağımsız düşünülmemelidir.

Bizim yolumuz, faiz silahını enflasyon kontrolünde tek başına kullanmak değil, üretimi, ihracatı ve yatırımları artıracak tedbirlerle ekonomiyi dinamizme etmektir.

Türkiye, üretimle büyüyen, istikrarla güçlenen, halkıyla yürüyen bir ekonomi modelini başarabilecek potansiyele sahip bir ülkedir. Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek'in çabaları da bu yöndedir.

Ayrıca Türkiye’nin genç nüfusu, coğrafi konumu ve üretim altyapısı, büyüme odaklı politikaların başarısını desteklemektedir. Devletimizin sanayiyi, teknolojiyi, tarımı ve ihracatı destekleyici hamleleri büyümeye ivme kazandırmaktadır. Bu politikalarla enflasyon üzerindeki baskıyı azaltmak da mümkündür.

Sonuç olarak bu bir eş zamanlı mücadele meselesidir. Bizim önceliğimiz, milletimizin refahı için üretimi, istihdamı ve ekonomik büyümeyi öne çıkarmaktır. Enflasyonla mücadeleyi ise bu büyüme stratejisinin içinde, reel sektörün güçlenmesiyle birlikte sürdürülebilir kılmak esas olmalıdır.

Türkiye’nin kaderi, yüksek faiz-düşük büyüme ikilemine teslim olmayacak; üretim, istihdam ve ihracatla güçlü bir büyüme yolunu tercih edecektir. Enflasyon kontrolü ise bu yolun doğal ve destekleyici parçası olarak kalacaktır.