Gündem

Erdoğan: Çin Ziyareti Dönüşü Çok Yönlü Diplomasi Mesajları Paylaştı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çin’in Tianjin kentinde düzenlenen 25. Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Zirvesi dönüşünde, gazetecilere verdiği kapsamlı mülakatta bölgemizdeki diplomasinin önemini ve çok boyutlu yaklaşımını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in şeref konuğu olarak katıldığı Şanghay İşbirliği Teşkilatı Zirvesi dönüşü gazetecilere bir değerlendirme sundu:

“Çin Devlet Başkanı Sayın Şi Cinping'in şeref konuğu olarak, Şanhay İşbirliği Teşkilatı Zirvesine iştirak ettik. Zirveye katılımımız hem teşkilatla hem de köklü bağlarımız olan Asya ülkeleriyle ilişkilerimize addettiğimiz önemin bir nişanesidir. Şu rakamlar oldukça dikkat çekici; Teşkilat üyesi 10 ülkenin nüfusu 3,8 milyara ulaşmış, ekonomik büyüklüğü ise 30 trilyon dolara yaklaşmıştır. Teşkilatın 1996’dan bu yana dinamik bir dönüşüm içerisinde olduğunu görüyoruz. Ekonomik ve ticari alanlardaki iş birliğini ön plana çıkararak bir hüviyet kazanıyor. Teşkilat aynı zamanda, küresel ve bölgesel sorunların çözümünde rol oynamayı da kendine şiar edinmiştir. “Şanhay Ruhu” başlığı altında sıralanan “eşitlik”, “istişare”, “karşılıklı güven ve fayda”, “farklılıklara saygı”, “ortak kalkınma” gibi ilkeler, 2019 yılında ilan ettiğimiz Yeniden Asya Girişimimizin temel yaklaşımlarıyla da örtüşüyor. Bölgemizde ihtilafların barışçıl yollarla çözülmesi için en fazla gayret eden ülkelerin başında geliyoruz. Teşkilatın, ülkemiz dahil diyalog ortaklarıyla irtibatı artırma çabasını bu bakımdan isabetli buluyorum.“

Erdoğan, zirvede Türkiye'nin çok taraflı diplomasi geleneği ile bölgesel güvenlik ve sürdürülebilir kalkınma politikaları hakkında konuştuğunu da aktardı:

“Zirvede ülkemizin çok taraflı diplomasi geleneği, bölgesel güvenlik ile sürdürülebilir kalkınma politikamız hakkında hitapta bulunduk. Konuşmamda Gazze’deki soykırımı gündeme getirdim. Çin Devlet Başkanı değerli dostum sayın Şi Cinping ile ilk gün heyetlerimizin de katıldığı verimli bir görüşmemiz oldu. Görüşmede ikili ilişkiler ve yatırım konularını ele aldık. Ticaret ortağımız Çin ile ekonomik ilişkilerimizi daha dengeli ve sürdürülebilir hale getirmek istiyoruz. Çin tarafıyla istişarelerimizi sürdürüyoruz. Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Üyesi Sekreteri Sayın Say Çi ve heyetiyle bu minvalde verimli bir görüşmemiz oldu. Dışişleri Bakanım, 3 Eylül’de düzenlenecek anma programına katılacak. Sayın Şi’nin yanı sıra zirve boyunca pek çok mevkidaşımla bir araya geldim. Sırasıyla Pakistan Başbakanı Sayın Şahbaz Şerif, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev, Ermenistan Başbakanı Sayın Nikol Paşinyan, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı Sayın Mesud Pezeşkiyan ile gündemimizdeki konuları ele aldık. Yine zirveye katılan birçok devlet ve hükümet başkanıyla temaslarımız oldu. Bu görüşmelerde de ikili iş birliği konularıyla birlikte, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını da değerlendirdik. Ziyaretimizin hayırlara vesile olmasını diliyor, şimdi sözü sizlere bırakıyorum.“

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin ziyareti dönüşü yaptığı kapsamlı röportajda, Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi'nin Türkiye açısından diplomasi ve ekonomik işbirliği bakımından içeriğinin çok zengin olduğunu vurguladı:

"Çin Devlet Başkanı Sayın Şi Cinping’in şeref konuğu olarak Şanhay İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’ne iştirak ettik. Zirveye katılımımız … ilişkilerimize addettiğimiz önem gerektiğinin bir nişanesidir."

Erdoğan, teşkilatın ekonomik gücüne dikkat çekerek:

"Teşkilat üyesi 10 ülkenin nüfusu 3,8 milyara ulaşmış, ekonomik büyüklüğü ise 30 trilyon dolara yaklaşmış. Teşkilat, 1996’dan bu yana dinamik bir dönüşüm içerisinde…" dedi.

"Şanhay Ruhu", "Yeniden Asya Girişimi" Vizyonuyla Tam Uyumlu

Erdoğan, zirve temaslarını "Şanhay Ruhu" çerçevesinde şu şekilde özetledi:

"‘Eşitlik’, ‘istişare’, ‘karşılıklı güven ve fayda’, ‘farklılıklara saygı’, ‘ortak kalkınma’ gibi ilkeler, 2019 yılında ilan ettiğimiz Yeniden Asya Girişimi’nin temel yaklaşımlarıyla örtüşüyor."

Zirvede Türkiye’nin barışçıl çözüm arayışlarını ön plana çıkardığını kaydeden Erdoğan, diyalog alanlarındaki temasları da şöyle aktardı:

"Gazze’deki soykırımı gündeme getirdim. Çin Devlet Başkanı’yla verimli bir görüşmemiz oldu... ticari ilişkilerimizi daha dengeli ve sürdürülebilir hale getirmek istiyoruz..."

Geniş Kapsamlı İkili Görüşmeler

Erdoğan görüşmelerini sırasıyla şöyle anlattı:

  • Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif,

  • Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev,

  • Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan,

  • Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin,

  • İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bir araya geldiğini…

Bu görüşmelerde hem ekonomik hem bölgesel sorunlar hem diplomatik çözüm yolları ele alındı.

Çin-ABD-Batı Dengesi ve Türkiye’nin Rolü

Bir gazetecinin “Tuhaf zamanlardan geçerken” başlığıyla yönelttiği soru üzerine Erdoğan şu değerlendirmeyi yaptı:

"Türkiye’yi önemli bir aktör olarak görüyor [Çin]. Ekonomik ilişkiler, dijital teknolojiler, enerji ve sağlık gibi birçok alanda iş birliği fırsatlarını değerlendiriyoruz… Doğu ile Batı arasında ayrışmanın değil, yeni köprüler kurmanın gerekli olduğunu söylüyoruz..."

Türkiye’nin küresel normalleşme açısından hakaniyete dayalı çözümler geliştirme idealine dikkat çeken Erdoğan, bu yönde diyalog kanallarının kapanmaması gerektiğini vurguladı.

Putin Görüşmesinde “Barışçı Yaklaşım” Vurgusu

Rusya Devlet Başkanı Putin ile yaptığı görüşmede Erdoğan şunları dile getirdi:

"Ukrayna-Rusya savaşının müzakereler yoluyla çözülmesi gerektiğine inanıyoruz… İstanbul süreci bu yolun açık olduğunun en net ispatıdır… Türkiye barış için diyalogdan vazgeçmeyecek..."

Tahıl koridoru ve esir takası gibi somut süreçlerin de sürdürüldüğünü söyledi.

Diplomasi, Ticaret ve Barış Odaklı Yeni Vizyon

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu kapsamlı değerlendirmesi, Türkiye’nin Ortadoğu ve Asya coğrafyasında barışçı diplomasi anlayışını merkezine aldığını, çok taraflı ilişkilerde istişare ve güven ilkelerine sıkı şekilde bağlı kaldığını doğrudan ortaya koyuyor.

Türkiye’nin, diplomatik etkisini uluslararası arenada artırmak gibi bir hedefle hareket ettiğini; ekonomik işbirliğine, barışa, kalkınmaya ve adalete hizmet eden bir dış politika anlayışını sürdürdüğünü gösteriyor.

{ "vars": { "account": "G-E1EN649QR9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }