Sındırgı (Balıkesir), Gördes (Manisa) ve Simav (Kütahya) hattında, son aylarda dikkat çeken bir sismik hareketlilik gözlemleniyor. Bölgede hem merkez üssü büyük depremlerle bağlantılı olan fay bloklarında hem de “deprem fırtınası” olarak adlandırılan sık ve küçük sarsıntılarla bir artış yaşanıyor.
Bu artış, yalnızca nüfus yoğunluğu yüksek yerleşim alanları için değil; aynı zamanda yer seçimi, yapılaşma ve bölgesel afet risk yönetimi açısından da kritik öneme sahip. Uzmanlar, henüz büyük bir kırılma olmadığına dikkat çekse de, bölgedeki bu hareketliliğin “sessiz alarm” niteliğinde olduğunu belirtiyor.
Hareketliliğin Sebepleri ve Bilimsel Gözlemler
-
Bölge jeolojik olarak Batı Anadolu genişleme rejimi içinde yer alıyor. Yıllık 3–4 cm kadar genişleyen bir kabuk hareketi söz konusu.
-
10 Ağustos 2025’te Sındırgı’da kaydedilen 6.1 büyüklüğündeki deprem, ardından 27 Ekim’de yine Sındırgı merkezli benzer büyüklükte bir sarsıntı bölgede ciddi kırılma potansiyelini gündeme taşıdı.
-
Gördes ve Simav çevresinde de “binlerce küçük ve orta büyüklükte deprem” kaydedildi; örneğin Simav hattında 4 bin civarında sarsıntı gözlemlendi.
-
Jeologlar iki olası tetikleyici üzerinde duruyor: (1) Daha önce belirlenmemiş aktif fayların kırılması, (2) Yer altında magma ya da ısı akısının artması sonucu kabuk içi gerilmenin yükselmesi. Ancak henüz kesin bilimsel verilerle kanıtlanamamış durumda.
Yerel Riskler ve Toplumsal Hazırlık
Bu gelişmeler ışığında yerel halk ve yerel yönetimler açısından şu hususlar öne çıkıyor:
-
Artçı sarsıntılar nedeniyle yapılan yeni yapılaşmalarda fay hatlarına mesafenin mutlaka göz önünde bulundurulması.
-
Bölgedeki yerleşim planlamalarında, bilimsel araştırmalar tamamlanmadan yoğun nüfuslu yeni yerleşim alanları açılmaması uyarısı geliyor.
-
Halkın, deprem anında ne yapacağı ve nasıl hazırlıklı olacağı konusunda bilgilendirilmesi ve tatbikatların artırılması gereği.
Uzman Görüşü: Beklenen Kırılma Erken mi Geliyor?
İTÜ Emekli Öğretim Üyesi ve Bilim Akademisi Üyesi Okan Tüysüz, bölgedeki durumu şu şekilde değerlendiriyor:
“Sındırgı–Simav hattında artan sismik etkinlik, büyük depremlerin ön habercisi olabilir. Bu hat üzerindeki gerilme yükü, her geçen gün biraz daha birikiyor. Ancak hangi fay kırılacak, ne büyüklükte olacak ve ne zaman gerçekleşecek — bunları bilimsel çalışmalar olmadan söylemek mümkün değil.”
Bu uyarı, ne zaman büyük bir deprem beklenebileceği konusunda kesinlik olmamasına rağmen hazırlığın aciliyeti konusunda önemli bir ışık tutuyor.
Sonuç: Dikkat Edilmesi Gerekenler
Sındırgı, Gördes ve Simav hattındaki artan sismik hareketlilik, çok ciddi bir bölgesel uyarı işareti olarak değerlendiriliyor.
Bilimsel belirsizlikler sürse de riskin göz ardı edilmesi doğru değil. Zaman kaybedilmeden yapı güvenliği, yerleşim planları ve halk eğitimi gibi alanlarda önlemler artırılmalı. Bu sayede, olası bir yıkıcı depremin etkisi en aza indirilebilir.




