Ortadoğu’da süregelen çatışmaların en kritik başlığı olan Filistin meselesi, son dönemde uluslararası diplomasinin merkezine oturdu. İsrail’in Gazze’de yürüttüğü operasyonlar ve artan sivil kayıplar “soykırım” tartışmalarını gündeme taşırken, bazı ülkelerin Filistin’i resmen tanıması yeni bir diplomatik sürecin kapısını aralıyor.

Filistin’i Tanıyan Ülkeler Artıyor

İspanya, İrlanda ve Norveç’in öncülüğünde Avrupa’da birçok ülke, Filistin Devleti’ni tanıma kararı aldı. Latin Amerika’dan da benzer açıklamalar gelirken, Birleşmiş Milletler’de (BM) bu konuda daha geniş bir konsensüs oluşması bekleniyor. Uzmanlara göre bu kararlar, İsrail’e karşı uluslararası baskıyı artırmayı hedefliyor.

İki Devletli Çözüm Masada mı?

Filistin’in tanınması, uzun süredir gündemde olan iki devletli çözüm vizyonunu güçlendiren bir gelişme olarak yorumlanıyor. Ancak sahada süren işgal, yerleşim politikaları ve askeri operasyonlar bu çözümün uygulanabilirliğini zayıflatıyor. Siyaset bilimcilere göre, uluslararası tanıma adımları diplomatik zemini hazırlasa da tek başına barış için yeterli değil.

İsrail’in Tepkisi

Tel Aviv yönetimi, Filistin’in tanınmasını “tek taraflı ve barış sürecine zarar verici” olarak değerlendiriyor. İsrail hükümeti, bu adımların kendi güvenlik endişelerini görmezden geldiğini savunurken, yerleşim alanlarını genişletme planlarını sürdürmeye kararlı olduğunu vurguluyor.

Uluslararası Arenada Etkileri

  • Avrupa Birliği içi bölünme: Bazı ülkeler Filistin’i tanırken, diğerleri diplomatik çekincelerini sürdürüyor.

  • ABD’nin pozisyonu: Washington, iki devletli çözümü desteklediğini açıklasa da Filistin’in tanınmasına temkinli yaklaşıyor.

  • BM süreci: Daha fazla ülkenin tanıma kararına katılması, BM’de Filistin’in tam üyeliği için baskı oluşturabilir.

Sembolik mi, Kalıcı mı?

Uzmanlara göre, Filistin’i tanıma kararlarının kısa vadede somut bir değişim yaratması zor. Ancak bu adımlar, uluslararası kamuoyunda İsrail’in politikalarını yalnızlaştırabilir ve Filistin halkının diplomatik meşruiyetini güçlendirebilir. Bu nedenle tanıma kararları, her ne kadar sahada şiddeti durdurmasa da, uzun vadede iki devletli çözüm için kritik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

AB Konseyi Başkanı Costa İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'daki eylemlerini kınadı
AB Konseyi Başkanı Costa İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'daki eylemlerini kınadı
İçeriği Görüntüle

Sonuç:
Soykırım iddialarının gölgesinde alınan bu kararlar, sadece sembolik bir dayanışma göstergesi değil, aynı zamanda uluslararası sistemde güç dengelerini yeniden şekillendirebilecek bir gelişme olarak öne çıkıyor. Asıl soru ise şu: Bu diplomatik adımlar, gerçek bir barış sürecini başlatmaya yetecek mi?

Muhabir: Cansu Acar