İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi'nde İsrail'in Katar'a saldırısı kınanarak, yeni bir fiili durumu dayatma planlarına karşı durulması ve bununla mücadele edilmesi gerektiği vurgulandı.

Ordu açıklarında 92 yıl önce batan Rus şilebine keşif dalışı yapıldı
Ordu açıklarında 92 yıl önce batan Rus şilebine keşif dalışı yapıldı
İçeriği Görüntüle

Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen İİT - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi'nin sonuç bildirisinde, "İsrail'in, Katar'ın başkenti Doha'da düzenlediği korkakça ve yasa dışı saldırıyı en şiddetli şekilde kınıyoruz. Bunun tüm Arap ve İslam devletlerine karşı bir saldırı olduğunu teyit ediyoruz." ifadelerine yer verildi.

Birleşmiş Milletler (BM) Şartı uyarınca, İsrail saldırısına yanıt vermek için attığı tüm adımlarda Katar'ın yanında olunacağı mesajı verilen bildiride, İsrail'in Katar'ı veya herhangi bir Arap ya da İslam ülkesini tekrar hedef alabileceği yönündeki tehditleri kesin olarak reddedildi.

Katar'a saldırının egemenliğin açık ihlali ve bölgesel barışa karşı ciddi tehdit olarak görüldüğü belirtilen bildiride, Katar'ın bu saldırganlığı göğüslemesinde ortak destek mesajı paylaşıldı.

Bildiride, "İsrail'in bölgede yeni bir fiili durumu dayatma planlarına karşı durulması ve bunlarla mücadele edilmesi gerektiğini tekrar ediyoruz." ifadesi kullanıldı.

İsrail'in Filistin halkını 1967'den bu yana işgal altında tuttuğu topraklarından çıkarma girişimleri insanlığa karşı suç, uluslararası hukukun ihlali ve reddedilen bir etnik temizlik politikası olarak nitelendirildi.

Abluka, açlığın silah olarak kullanılması ve insani yardımdan mahrum bırakma gibi yöntemlerin savaş suçu olduğuna dikkat çekilerek uluslararası topluma acil eylem çağrısı yapıldı.

- İsrail'in BM üyeliğinin askıya alınması ve yaptırım çağrısı

İsrail'in işgal altındaki toprakları ilhak girişimlerinin "uluslararası hukuk ve BM kararlarının ihlali" şeklinde görülerek reddedildiği ifade edilirken, tüm devletler "İsrail'in cezasızlığını sona erdirmeye, yaptırımlar uygulamaya ve diplomatik-ekonomik ilişkileri gözden geçirmeye" davet edildi.

Ayrıca, İsrail'in BM üyeliğinin askıya alınması çağrısı yapılırken, bağımsız Filistin Devleti'nin tanınması için uluslararası çabaların artırılması gerektiği vurgulandı.

"Tüm devletleri, İsrail'in cezasızlığını sona erdirme çabalarını desteklemeye, yaptırımlar uygulamaya ve aleyhinde yasal işlem başlatmaya davet ediyoruz." ifadesine yer verilen bildiride, şunlar kaydedildi:

"Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın tüm üye devletlerinin egemenliğine, bağımsızlığına ve güvenliğine olan sarsılmaz bağlılığımızı teyit ediyoruz. Devletlerimizin güvenliğine yönelik her türlü tehdidi kategorik olarak reddediyor ve onları hedef alan her türlü saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Uluslararası toplumun sessizliği, İsrail'i uluslararası hukuku ihlalde ısrarcı olmaya teşvik ediyor. Cezasızlık politikası uluslararası adalet sistemini zayıflatıyor.

Kurallara dayalı küresel düzen tehlikede, barış ve güvenliğe doğrudan tehdit oluşturuyor. Kardeş Katar'ın güvenliğine ve egemenliğine mutlak desteğimizi teyit ediyoruz.Katar'a yönelik saldırıyı egemenliğin açık ihlali ve bölgesel barışa ciddi tehdit olarak görüyoruz. Katar'ın bu saldırganlığı göğüslemesinde ortak desteğimizi ifade ediyoruz.

İsrail'in Katar Devleti'ni veya herhangi bir Arap ya da İslam ülkesini tekrar hedef alabileceği yönündeki tekrarlanan tehditlerini tamamen ve kesin olarak reddediyoruz. Bu tehditleri, uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden bir provokasyon ve tehlikeli bir tırmanma olarak değerlendiriyoruz. Uluslararası toplumu, bu tehditleri en güçlü şekilde kınamaya ve bunları durdurmak için caydırıcı önlemler almaya çağırıyoruz.

Arap Ligi Konseyi'nin Bakanlar düzeyinde 'Bölgede Güvenlik ve İşbirliği için Ortak Vizyon' konulu kararını yayınlamasını memnuniyetle karşılıyor ve bu bağlamda kolektif güvenlik, Arap ve İslam ülkelerinin ortak kaderi kavramını, uyum ve ortak zorluklar ve tehditlerle mücadele gerekliliğini ve bunun için gerekli yürütme mekanizmalarının geliştirilmeye başlanmasının önemini vurguluyoruz.

Gelecekteki herhangi bir bölgesel düzenleme parametresinin uluslararası hukuk ilkelerinin ve Birleşmiş Milletler Şartı'nın kutsallığı, iyi komşuluk ilişkileri, devletlerin egemenliğine saygı, bölge ülkelerinin iç işlerine karışmama, bir devletin diğerine göre kayırılmaması, hak ve yükümlülüklerin eşitliği, anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesi ve güç kullanmama, İsrail'in tüm Arap topraklarındaki işgaline son verilmesi, 4 Haziran 1967 sınırlarında bir Filistin Devleti kurulması ve Orta Doğu'nun nükleer silahlar ve diğer kitle imha silahlarından arındırılması hususlarını dikkate alması gerektiğini vurguluyoruz.

Orta Doğu'da adil, kapsamlı ve kalıcı bir barışın, Filistin meselesi göz ardı edilerek, Filistin halkının hakları görmezden gelinerek veya şiddet uygulanarak ve arabulucular hedef alınarak sağlanamayacağını teyit ederiz. Aksine, bu barış, Arap Barış Girişimi ve ilgili uluslararası meşruiyet kararlarına bağlılık yoluyla sağlanmalıdır. Bu bağlamda, İsrail işgalini sona erdirmek ve bu amaçla bağlayıcı bir zaman çizelgesi oluşturmak için uluslararası topluma, özellikle Güvenlik Konseyi'ne, yasal ve ahlaki sorumluluklarını üstlenmeleri çağrısında bulunuyoruz."

- İsrail'in Katar'a saldırısında 6 kişi yaşamını yitirmişti

İsrail ordusu, 9 Eylül'de Doha'da Hamas müzakere heyetinin bulunduğu binaya savaş uçaklarıyla saldırı düzenlemişti.

Hamas'ın lider kadrosunun kurtulduğu saldırıda, Hamas Siyasi Büro üyesi Halil el-Hayye'nin oğlu ile 4 Hamas mensubu ve bir Katar polisi olmak üzere 6 kişi yaşamını yitirmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise 10 Eylül'de yaptığı açıklamada, Katar'a, "Ya onları sınır dışı edersiniz ya da adalete teslim edersiniz. Bunu yapmazsanız, biz yapacağız." ifadeleriyle yeni saldırı tehdidinde bulunmuştu.

- İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi

Devlet başkanları seviyesinde yapılan zirve, İsrail'in 9 Eylül'de Doha'ya gerçekleştirdiği saldırının ardından Katar'ın çağrısı ve İİT Dışişleri Bakanları Konseyi Dönem Başkanı Türkiye'nin desteğiyle düzenlenmişti.

Zirve, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de yürüttüğü ve Lübnan, Suriye, Yemen ve İran gibi bölge ülkelerine genişlettiği saldırılar sonrasında düzenlenen İİT-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvelerinin üçüncüsü olma özelliği taşıyor.

Kaynak: AA