İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, İsrail Devleti'nin bugüne kadar Gazze'de sistematik bir şekilde gerçekleştirdiği soykırım ve insanlığa karşı suçlar neticesinde, aralarında kadınların ve çocukların da bulunduğu binlerce insanın hayatını kaybettiği, yine binlerce insanın yaralandığı ve yerleşim yerlerinin kullanılamaz hale geldiği belirtildi.

Hind Receb adlı 6 yaşındaki kız çocuğunun 29 Ocak 2024'te İsrail askerleri tarafından 335 kurşunla katledildiği anımsatılan açıklamada, "7 Ekim 2023 tarihinden bugüne dek belirtilen eylemlerin her geçen gün artarak devam ettiği, 17 Ekim 2023'te el-Ehli Baptist Hastanesi'ne yapılan saldırı sonucunda hastanede bulunan 500 kişinin hayatını kaybettiği, 29 Şubat 2024 günü İsrail askerleri tarafından tıbbi ekipmanların bilinçli olarak tahrip edildiği, 21 Mart 2025 tarihinde Türk Filistin Dostluk Hastanesi'nin bombalandığı, yine benzer şekilde birçok sağlık kuruluşuna saldırı gerçekleştirildiği, ayrıca Gazze'nin abluka altına alındığı ve mağdurların insani yardıma erişiminin engellendiği" aktarıldı.

Açıklamada, bu durumun dünya kamuoyunda geniş çaplı yer bulduğu ve bölgeye insani yardım ulaştırmak amacıyla Küresel Sumud Filosu'nda yer alan aktivistlerin deniz ulaşım araçlarıyla Gazze'ye doğru yol aldıkları ancak bu filoya da İsrail donanması tarafından uluslararası sularda saldırı gerçekleştirildiği hatırlatıldı. Bu saldırı neticesinde alıkonan mağdurlarla ilgili Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ndeki düzenlemeler, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 15. maddesindeki yetki kuralları ve Türk Ceza Kanunu'nun 12. ve 13. maddelerindeki görev kuralları çerçevesinde "eziyet", "nitelikli yağma", "mala zarar verme", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması" suçları kapsamında resen soruşturma başlatıldığı anımsatıldı.

İsrail Devleti tarafından alıkonulan mağdurların 4, 7, 9 ve 10 Ekim tarihlerinde hava yoluyla Türkiye'ye gönderildiği belirtilen açıklamada, mağdurların İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nda adli ve psikolojik muayeneden geçirildiği ve adli muayene raporlarının Başsavcılığa gönderildiği bildirildi.

Açıklamada, "Cumhuriyet Başsavcılığımızca şahısların mağdur ve müşteki sıfatıyla beyanlarına başvurulmuş, yürütülen soruşturma işlemleri sırasında maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve olayda cezai sorumluluğu bulunan şahısların tespiti amacıyla İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığına müzekkereler yazılmıştır." ifadelerine yer verildi.

Soruşturma sürecinde Küresel Sumud Filosu mağdurlarının vekilleri aracılığıyla yaşanan süreçle alakalı Başsavcılığa dilekçeler ibraz ettikleri, İstanbul 2 No'lu Barosu Başkanlığının da bugün Başsavcılığa ihbar mahiyetinde suç duyurusu dilekçesi sunduğu bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

Cevdet Yılmaz: Yenilenebilir enerjinin payını yüzde 60'a çıkardık
Cevdet Yılmaz: Yenilenebilir enerjinin payını yüzde 60'a çıkardık
İçeriği Görüntüle

"Elde edilen deliller ışığında, İsrail Devleti yetkililerinin Gazze'de sistematik bir şekilde gerçekleştirilen 'insanlığa karşı suçlar' ve 'soykırım' eylemleri yönünden ve Küresel Sumud Filosu'na yönelik gerçekleştirilen eylemler yönünden cezai sorumluluklarının bulunduğu tespit edilmiştir. Şüphelilerin halihazırda ülkemizde bulunmamaları sebebiyle yakalanamadıklarının tespit edilmesi, 7 Kasım 2025'te Cumhuriyet Başsavcılığımızın talebi üzerine İstanbul nöbetçi sulh ceza hakimliğince aralarında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir ve İsrail Deniz Kuvvetleri Komutanı David Saar Salama'nın da aralarında bulunduğu 37 şüpheli hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 77. maddesinde düzenlenen 'insanlığa karşı suçlar' ve Türk Ceza Kanunu'nun 76. maddesinde düzenlenen 'soykırım' suçlarından tutuklamaya yönelik yakalama emri düzenlenmiştir. Soruşturma titizlikle ve çok yönlü olarak devam etmektedir."

Kaynak: AA