İSTANBUL(AA)-Küresel Sumud Filosu aktivistleri O'Moore, Norli ve Rostol da Özgürlük Filosu Koalisyonu'ndaki 18'i Türk 94 aktivist ile Ürdün'den özel seferle havalanan Türk Hava Yolları (THY) uçağıyla İstanbul'a geldi.

Vatandaşlar tarafından büyük coşkuyla karşılanan aktivistler arasında yer alan O'Moore, Norli ve Rostol, hapishanede yaşadıklarına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

O'Moore, fiziksel şiddetin yanı sıra 3 gün boyunca uykusuz bırakılma gibi işkencelere maruz kaldıklarını ve 2 gün boyunca da tecritte tutulduklarına dikkati çekerek, "Ama önemli olan biz değiliz. Vatandaşlar, insani yardım çalışanlarına nasıl davrandıklarını bilmek zorunda. Eğer bize bu şekilde davranıyorlarsa Filistinlilere çok daha kötü davranıyorlardır." dedi.

Vücudundaki morlukların ve kelepçe izlerinin hala görülebildiğini kaydeden O'Moore, İsrail güçleri tarafından yerde sürüklendiğini, silahlar ve köpeklerle tehdit edildiğini vurguladı.

O'Moore, sadece ne zaman döneceklerini sorduklarını, fakat İsrailli askerlerin dizleriyle yüzüne, boynuna ve sırtına bastırıp onu yere serdiklerini anlattı.

Eşyalarının nerede olduğunu bilmediklerini ve bu yüzden günlük kıyafetlerinin olmadığını aktaran O'Moore, "Bize verdikleri bunlar. Bunlar hapishane kıyafetlerimiz. Ancak Filistinlilere yapılan muameleyle kıyaslanamaz bile." değerlendirmesinde bulundu.

O'Moore, hapishanedeyken savaş karşıtı, barış, sevgi ve Filistin şarkıları söylediğini ifade ederek Müslümanların kendi şarkı ve dualarını seslendirdiğinde tehdit edilerek susturulduklarını söyledi.

İsrail tarafından alıkonulan Müslümanların her dua etmeye çalıştıklarında "Gelip sizi hücrelere koyacağız. Yemeğinizi keseceğiz." gibi tehditlere maruz kaldıklarını kaydeden O'Moore, "Ben de yüksek sesle Hristiyan duaları okuyordum. Müslüman kardeşlerimize karşı nefret besliyorlar." diye konuştu.

O'Moore, Gazze'de yaşananların 1948'den bu yana devam ettiğini belirterek, "Siviller olarak bizler insani yardımları götürüp, bu insanları korumak zorunda kalmamalıyız. Dünya hükümetleri gemilerini ve donanmalarını, Birleşmiş Milletler ise barış gücü birliklerini göndererek soykırımı durdurmalıdır." vurgusu yaptı.

"İnsan haklarının ten rengi yoktur"

İsrail'de 10 gün boyunca alıkonulduğunu belirten Norli de halen İsrail güçlerinin elinde bulunan bir kadın arkadaşlarının da en kısa zamanda serbest bırakılmasını umduklarını ifade etti.

Norli, hapishanede kadınlara erkeklere kıyasla daha iyi davranıldığını aktararak, "Erkeklerin bizden çok daha sert muamele gördüğüne şahit olduk. Ayrıca, beyaz olmayan kadınların veya Arap kökenli kadınların çok daha kötü muamele gördüğüne de şahit olduk. Onlara ilaç verilmiyordu." dedi.

Hapishanede insanlara uygulanan muamelede "sistematik bir ırkçılık" yaşandığını kaydeden Norli, "Dünya bunu sessizce izleyemez. Sivil insani yardım çalışanları İsrail hapishanelerinde böyle muamele görüyorsa, Filistinliler nasıl muamele görüyordur? Onların çok daha kötü muamele gördüğünü biliyoruz." şeklinde konuştu.

Hangi milletten, hangi geçmişten, hangi ten renginden olursa olsun, kimsenin uluslararası sularda kaçırılmaması gerektiğini ifade eden Norli, "İnsan haklarının ten rengi yoktur." değerlendirmesinde bulundu.

İsrail'e yönelik yatırımların geri çekilmesi çağrısı

Alıkonuldukları süreç boyunca sürekli tüfeklerle, silahlarla ve biber gazıyla tehdit edildiklerini aktaran Rostol ise "Emirlere her uymadığımızda şiddetle tehdit edildik. Biz üçümüz, ve bazıları, sadece protesto ettiğimiz için tecrit hücresine kapatıldık. Diğerleri serbest bırakılırken geride bırakıldık." şeklinde konuştu.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, istifa eden Lecornu'yu yeniden başbakan olarak atadı
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, istifa eden Lecornu'yu yeniden başbakan olarak atadı
İçeriği Görüntüle

Rostol, bu sürecin çok zor olduğuna dikkati çekerek, "Bizi motive eden şey, Gazze halkının durumunun bizden çok daha kötü olduğunu bilmekti. Biz oradaydık çünkü dünyaya, biz beyaz Avrupalılara, küresel güneyden gelen insanlara böyle davranıyorlarsa, Gazze halkına çok daha kötü davrandıklarını göstermek istiyoruz." dedi.

Esaret altında 10 gün kaldıktan sonra salıverilmenin "inanılmaz bir his" olduğunu belirten Rostol, "Türk halkının sıcak karşılamasını, sevgisini ve çevremizdeki herkesin sıcaklığını hissetmek gerçekten muhteşem." ifadesini kullandı.

Rostol, Gazze'de yaşananların sona ermesi konusunda herkese bir sorumluluk düştüğünü söyleyerek, "Evlerinden bile katkıda bulunabilirler, e-postalar yazabilirler, gazetelere mektuplar gönderebilirler, Gazze halkının acı çektiğini insanlara duyurabilirler. Hepimiz üzerimize düşeni yapabiliriz." dedi.

İsrail ve destekçilerine yönelik yatırımların geri çekilmesi için Norveç hükümetine ve diğer hükümetlere çağrıda bulunan Rostol, şunları kaydetti:

"Norveç hükümetine seslenmek istiyorum: İsrail'den yatırımını çekme zamanı geldi. İsrail ve destekçilerine büyük yatırımlarımız var ve bu yatırımları derhal geri çekmemiz gerekiyor. Çünkü İsrail bir soykırım gerçekleştiriyor ve biz buna hem seyirci kalıp hem de onları destekleyemeyiz. Bu nedenle, hala İsrail'i destekleyen ve ondan ürün satın alan her ülke bunu hemen durdurmalıdır."

Kaynak: AA