Dönüşen Dünyada İslam İşbirliği Teşkilatı” temasıyla toplanacak zirve, hem içerik hem de katılım düzeyi açısından son yılların en kritik uluslararası toplantılarından biri olarak öne çıkacak.
İsrail ve İran arasında tırmanan gerilimin gölgesinde düzenlenecek toplantıya 40’tan fazla ülkenin dışişleri bakanı katılacak. İİT üyesi 57 ülkenin yanı sıra gözlemci statüsündeki ülkeler, bağlı kuruluşlar ve diğer uluslararası teşkilatlardan yaklaşık 1.000 kişilik bir katılım bekleniyor. Bu yoğunluk, önceki oturumlara kıyasla rekor düzeyde üst düzey temsil anlamına geliyor.
Toplantının açılışında, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bir önceki dönem başkanı Kamerun’un Dışişleri Bakanı’ndan görevi devralarak oturumun başkanlığını üstlenecek. Türkiye, bu toplantı ile birlikte İİT Dışişleri Bakanları Konseyi Dönem Başkanlığı’nı bir yıl süreyle yürütecek. Türkiye daha önce 1976, 1991 ve 2004 yıllarında bu toplantıya ev sahipliği yapmıştı.
Toplantıya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılarak bir konuşma yapması öngörülüyor. Erdoğan’ın konuşmasında Gazze, Filistin ve bölgesel güvenlik konularına kapsamlı şekilde değinmesi bekleniyor.
Toplantı kapsamında düzenlenecek özel oturumda, İsrail’in İran’a yönelik hava saldırıları ve bunun bölgesel güvenlik üzerindeki etkileri ele alınacak. Ayrıca Cammu-Keşmir ve Arakanlı Müslümanlar (Rohingyalar) konulu İİT Temas Grubu toplantılarının da yapılması planlanıyor. Gündem oldukça yoğun.
Ayrıca, Arap Ligi üyesi ülkelerin girişimiyle, zirve öncesi olağanüstü bir Arap Ligi toplantısı düzenlenmesi de gündemde olacak.
Toplantı sonunda ise “İstanbul Bildirisi”nin kabul edilmesi ve özellikle Gazze-Filistin odaklı bir dizi karar tasarısının onaylanması bekleniyor.
Dışişleri Bakanı Fidan’ın toplantı kapsamında şu başlıkların öne çıkması öngörülüyor:
-
Türkiye'nin Dönem Başkanlığı süresince Filistin meselesini öncelikli gündem maddesi olarak ele almaya devam edeceği,
-
İsrail’in Gazze, Lübnan, Suriye, Yemen ve son olarak İran’a yönelik saldırılarıyla bölgeyi istikrarsızlaştırdığına dikkat çekerek, gerilimin daha da tırmanmaması için Türkiye’nin diplomatik çabalarını sürdüreceği,
-
Filistin meselesinin, İİT’nin varlık gerekçesi olduğuna vurgu yaparak, iki devletli çözümün tek çıkar yol olduğunun altını çizeceği,
-
KKTC’nin gözlemci statüsünün, adada iki halk ve iki devlet gerçeğini teyit ettiğini yinelemesi,
-
Batı Trakya’daki Türk azınlık ve On İki Adalar’daki Türk nüfusun hak ihlallerine karşı İİT’nin daha aktif rol üstlenmesi gerektiğini vurgulaması,
-
İslam karşıtlığı ve yabancı düşmanlığı ile mücadelede İİT ülkelerinin ortak hareket etmesi çağrısında bulunması bekleniyor.
İİT Hakkında
1969 yılında Kudüs’teki Mescid-i Aksa’nın ateşe verilmesine karşı kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı, şu anda 57 üyesiyle Birleşmiş Milletler’in ardından dünyanın en büyük hükümetler arası örgütü konumunda. Türkiye, kuruluşun ilk üyelerinden biri olarak İİT bünyesinde aktif roller üstlenmeye devam ediyor. Teşkilat bünyesinde ayrıca KKTC, Rusya, Bosna-Hersek, Tayland ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi ülkeler gözlemci statüsünde yer alıyor.