Antik Çağlardan Günümüze Uzanan Miras
Kız Kulesi’nin tarihi M.Ö. 5. yüzyıla kadar uzanıyor. Antik kaynaklara göre, Atinalı komutan Alkibiades tarafından boğaz trafiğini kontrol etmek amacıyla kuruldu. Bizans döneminde bir gözetleme ve savunma kulesi olarak kullanılan yapı, zamanla birçok işlev üstlendi: deniz feneri, karantina merkezi, vergi noktası ve hatta sürgün yeri…
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Kız Kulesi
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinden sonra kule, hem askeri hem de ticari amaçlarla kullanıldı. II. Mahmud döneminde büyük bir onarımdan geçirildi ve bugünkü taş temelli silueti kazandı. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte ise restorasyon çalışmaları artarak devam etti ve turizm amaçlı bir yapıya dönüştü.
Efsanelerle Örülü Bir Yapı
Kız Kulesi’nin tarihini zenginleştiren unsurlardan biri de ona dair anlatılan efsaneler. En bilinen hikâyeye göre; bir kahin, kralın kızının bir yılan tarafından sokularak öleceğini söyler. Bunun üzerine kral, kızını kuleye yerleştirir. Ancak kuleye gönderilen bir meyve sepeti içindeki yılan, prensesi sokarak kehaneti gerçeğe dönüştürür.
Modern Dönemde Restorasyon ve Ziyaretçi Akını
Son yıllarda Kız Kulesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın öncülüğünde kapsamlı bir restorasyon sürecinden geçti. 2023 yılında tamamlanan çalışmalar sayesinde yapı, özgün tarihi dokusuna uygun şekilde yeniden düzenlendi. Gündüzleri müze, akşamları ise kafe ve restoran olarak hizmet veren kule, hem yerli hem de yabancı turistlerin gözde uğrak noktalarından biri olmaya devam ediyor.
Boğaz’ın Ortasında Zamana Direnen Güzellik
İstanbul’un siluetine zarif bir imza atan Kız Kulesi, yalnızca tarihi değil, estetik ve kültürel değeriyle de öne çıkıyor. Üsküdar sahilinden bakıldığında insanı geçmişe götüren bu yapının hikâyesi, İstanbul’un ruhunu anlamak isteyenler için vazgeçilmez bir durak olmaya devam ediyor.