Tarihi Binlerce Yıl Öncesine Dayanıyor

Tavlanın kökeni, Mezopotamya’ya kadar uzanıyor. Binlerce yıl öncesinden günümüze gelen bu zar oyunu, özellikle Osmanlı döneminde saray eğlencelerinin de bir parçası hâline gelmiş. Bugün Türkiye’de yaygın olarak bilinen Türk tavlası, bu uzun geçmişin bir halkası.

Tavla Takımı ve Temel Hazırlıklar

Tavla, 15 siyah ve 15 beyaz taş, iki zar ve 24 üçgen dilimden (hane) oluşan özel bir tahta üzerinde oynanır. Oyuncular, karşılıklı oturur ve kendi taşlarını tahtanın sağ tarafındaki iki sıraya dizer. Amaç, tüm taşları kendi hanesine topladıktan sonra dışarı çıkarmaktır.

Oyunun Kuralları

  1. Başlama: Her oyuncu bir zar atar, büyük atan başlar. O zarlar ilk hamlede kullanılır.

    Sanatçı Ali Kazma'nın "Aklın Manzaraları" sergisi yarın İstanbul Modern'de açılıyor
    Sanatçı Ali Kazma'nın "Aklın Manzaraları" sergisi yarın İstanbul Modern'de açılıyor
    İçeriği Görüntüle
  2. Hareket: Zarların gösterdiği sayı kadar taşlar ileriye doğru hareket ettirilir. Her zar ayrı bir taş için kullanılabilir ya da toplam sayı tek bir taşla da oynanabilir.

  3. Rakip Taşları Vurmak: Rakibin bir taşının tek başına durduğu hane varsa, o haneye inip taşı “vurarak” merkeze gönderme hakkı doğar. Vurulan taş yeniden oyuna dahil edilmeden diğer taşlar ilerletilemez.

  4. Toplama ve Çıkarma: Tüm taşlar kendi “iç evine” geldikten sonra, zarların gösterdiği sayılarla dışarı çıkarılır. Tüm taşlarını ilk çıkaran oyuncu oyunu kazanır.

Tavla’da Zar Kadar Zeka da Konuşur

Her ne kadar şans faktörü oyunun bir parçası olsa da, tavla stratejiye dayalı bir oyundur. Hangi taşı ne zaman oynayacağını bilmek, risk almak mı yoksa savunmaya geçmek mi gerektiğini sezmek, iyi bir oyuncunun farkını ortaya koyar.

Yerel Kültürde Tavlanın Yeri

Çanakkale başta olmak üzere birçok şehirde tavla, dost sohbetlerinin ve kahve muhabbetlerinin vazgeçilmezidir. Genç kuşaklar arasında da yeniden popülerlik kazanan bu oyun, dijital platformlarda da oynanabiliyor.

Muhabir: Elif Sönmez