Karakaya, 1994 yılında Ermenistan’ın NATO’nun Barış İçin Ortaklık Programı’na katılımından bu yana geçen 30 yılı aşkın süreyle NATO‑Ermenistan iş birliğinin sürdüğünü hatırlattı. Ermeni tarafının NATO misyon ve operasyonlarına sağladığı katkıları olumlu bir adım olarak değerlendiren Karakaya, Türkiye’nin bu ilişkilerden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Barış ve Normalleşme Süreci
Konuşmasında Türkiye’nin bölgedeki barış ve istikrar için sarf ettiği çabalara işaret eden Karakaya, özellikle Azerbaycan‑Ermenistan arasında süren barış anlaşması çabaları ile Türkiye‑Ermenistan normalleşme sürecine vurgu yaptı. “Üçüncü taraflardan beklentimiz, bu süreçleri baltalayabilecek her türlü faaliyetin önlenmesidir. Bölgenin buna ihtiyacı var,” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Tutumu ve Geliştirilen Güven
Karakaya, bölgenin ve Türkiye’nin güvenliği açısından kalıcı barışın şart olduğunu belirterek, “Adil bir barış & karşılıklı saygı temelli bir normalleşme süreci, herkesin kazanç sağlayacağı yoldur” dedi. Hibrit tehditlere karşı dayanıklılık ve iş birliği kapasitesinin artırılmasının önemine dikkat çekti.
Türkiye’nin dış politikasında savunma, diplomasi ve iş birliğinin birbirinden ayrılamaz olduğunu söyleyen Karakaya, oturumun katılımcılarına “Bölgedeki tüm aktörlere düşen, provokasyonlardan kaçınmak, diyalog zeminini korumak” çağrısında bulundu.
Bu seminer, bölgesel barışın ve güvenliğin parlamenter düzeyde ele alındığı önemli platformlardan biri olarak göz doldurdu. Karakaya’nın mesajları, Türkiye’nin barış inisiyatiflerinin yanı sıra bölgedeki istikrar arayışlarının da diplomatik zeminde ne kadar merkezi bir yer tuttuğunu gösterdi.