Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, “Asırlık Birlik, Sonsuz Kardeşlik” başlığı altında yürütülen ve bugün Eskişehir'de gerçekleşen Milli Birlik ve Dayanışma Buluşmaları'nda konuştu.
Kalaycı, "Terörsüz Türkiye çalışmalarında Milletimizden gizlenen bir girişim bulunmamaktadır. Herhangi bir al-ver süreci, pazarlık, istiklal ve istikbalimizi tehlikeye atacak hiçbir adım yoktur, asla da olmayacaktır" dedi.
Kalaycı'nın satırbaşları şöyle:
“Asırlık Birlik Sonsuz Kardeşlik” temasıyla gerçekleştirdiğimiz “Terörsüz Türkiye için Millî Birlik ve Dayanışma Buluşmaları” kapsamında bugün Eskişehir Bölge Toplantımızı yapıyoruz.
Kardeşlik şehri, hoşgörü şehri, dostluk şehri, sevdanın, barışın ve sadakatin şehri Eskişehir’de olmanın kıvancını yaşıyoruz.
Eskişehir Yunus’un yurdudur. Büyük Türk ozanı Yunus’un dediği gibi “Biz gelmedik kavga için, bizim işimiz sevgi için. Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik.”
Eskişehir, kurtuluş savaşımızın önemli bir şehridir. Eskişehir, Türk milletinin mücadele azmini ve birlik beraberlik ruhunu simgelemektedir.
Bugün, Türk milletinin makus talihini tersine döndüren, asırlar boyunca süren ricat haline son veren Sakarya zaferinin 104’üncü yıl dönümünü iftiharla kutluyoruz.
Yine bu hafta sonu 744. Söğüt Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Yörük Şenlikleri yapılmaktadır.
Milletimizin sinesinden Alparslan çıkmış bu topraklara vatan demiş, Ertuğrul Gazi çıkmış, Söğüt’ün bereketli vadisine ceddin zafer fidelerini dikmiş, Mustafa Kemal çıkmış, Sakarya’dan İzmir’e kadar düşmanı kovalamış, denize dökmüştür.
Kutlu ceddimizi, Sultan Alparslan’ı, Ertuğrul Gazi’yi, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve aziz şehitlerimizi, rahmetle, hürmetle, minnetle yad ediyoruz.
Büyük halk ozanımız Yunus, ilmin kendini bilmekten geçtiğini, kendini bilmediğin takdirde okumanın yararsızlığını ustaca dizelere dökmüştür.
Kendimizi, kimliğimizi, nereden gelip nereye gittiğimizi bilemezsek yapacağımız her tercih, takip edeceğimiz her yol bizi hiç hesapta olmayan sonlarla ve sonuçlarla karşılaştıracaktır.
Kendimizi biliyoruz, milletimizi biliyoruz, tarihimizi biliyoruz, ecdadımızı biliyoruz, dostumuzu biliyor, düşmanlarımızı tanıyoruz.
Hoca Ahmet Yesevi’nin dergâhında diz dize, gönül gönüle oturan bizim ecdadımızdır.
Hacı Bektaş Veli’nin duasıyla irşat olan, yönünü çizen Türk milletidir.
İlay-ı Kelimetullah aşkıyla yanan Şeyh Edebalı’dan Bineva Baba’ya, Emir Sultan’dan Arap Dede’ye, Ahi Evran’dan Sarı Saltuk’a, Akşemsettin’den Yunus’a, Hasan Baba’dan Mevlana’ya kadar bütün kutup yıldızlarımız Anadolu’nun bağrına ve Türk yurtlarına nakış nakış Türk milletini dokumuştur.
Bin yıldır bu topraklardayız. Bin yıldır el eleyiz, gönül gönüleyiz, acımızla ve sevincimizle biriz, beraberiz. Ayrımız, gayrımız yoktur, hasmımız ise pek çoktur.
Türk milleti dünya durdukça var olacak, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.
Temeli Türk milletinin kahramanlığı ve fedakârlığı olan Cumhuriyet, aziz milletimizin irfanı, azmi ve kararlılığında yükselmeye devam edecektir.
Millî Birlik ve Dayanışma Buluşmalarında amacımız; Terörsüz Türkiye girişimi ve gelişmeleri konusunda milletimizi aydınlatmak, toplumsal kucaklaşmayla birlikte kardeşliğimizi pekiştirmek ve millî ülküler etrafında kenetlenmektir.
Türkiye’nin elli yıla yakındır ayağındaki en ağır pranga olan bölücü terörün bir daha canlanmamak üzere tarihe gömülmesi şarttır.
Türk milletinin tamamı, terörsüz bir ülkede huzur, güven ve refah içinde kardeşçe yaşama arzusundadır.
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli tarafından başlatılan, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından bir devlet politikası haline getirilen Terörsüz Türkiye hedefi önemli mesafe almıştır.
İmralıdaki terörist başı, 27 Şubat 2025 tarihinde PKK’ya tüm bileşenleriyle silah bırakma ve kendisini feshetme çağrısında bulunmuştur.
Bu çağrıda, ülkenin birliğinden yana olunduğu, PKK’nın kuruluş amaçlarının ortadan kalktığı, silahla bir kazanım elde etmenin mümkün olmadığının anlaşıldığı, ayrı devlet, idari özerklik, federasyon ve kültüralist talepler dâhil herhangi bir taleplerinin olmadığı yer almıştır.
Terör örgütü PKK, 12. Kongresini toplayarak, herhangi bir somut şart ya da talep öne sürmeksizin kendini fesih ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırma kararı aldığını 12 Mayıs 2025 tarihinde açıklamıştır.
11 Temmuz 2025 tarihinde de bir grup PKK’lı terörist silahlarını yakmak suretiyle silah bırakma sürecini başlatmıştır. Belirlenen takvim çerçevesinde de bu süreç silahlar bütünüyle bırakılıncaya kadar devam edecektir.
Terörle mücadelede sağlanan büyük başarı, bölücü terörün gündemden bütünüyle çıkarılmasına ilişkin siyasî kararlılık, aynı zamanda da yaşanan bölgesel siyasî gelişmeler, terör örgütüne tek seçeneğin silah bırakmak olduğunu göstermiştir.
Eşsiz fedakârlıklarıyla terör örgütünü bitme noktasına getiren şehitlerimize ve gazilerimize minnet borçluyuz.
Bayrak inmesin, ezan dinmesin, vatan bölünmesin diyerek canını feda eden şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize sağlıklı ömür diliyoruz.
Kahraman güvenlik güçlerimiz bundan sonra da her türlü terörle mücadelesini sürdürecek, egemenlik haklarımıza, milletimizin huzur ve güvenliğine yönelik tehditlere kararlılıkla mukabele edecektir.
Bununla birlikte, terörizmle mücadele daha kapsamlı, çok boyutlu bir mücadele alanını ifade etmektedir. Güvenlik boyutu yanında siyasî, sosyal ve ekonomik sütunlar altında birçok adımın atılması da gereklidir.
Bu bağlamda Terörsüz Türkiye hedefiyle terörü besleyen ve terörden beslenen ortamın kurutulması ve bölücülük zihniyetinin ortadan kaldırılması da amaçlanmaktadır.
Terörsüz Türkiye, teröre ve teröriste müsamaha göstermeksizin, hukukun üstünlüğünü, demokratik gelişimi, temel insan hak ve özgürlüklerini ve kamu düzenini esas alan bir kararlılık, sabır ve inançla atılacak adımlarla gerçekleşecektir.
Sayın Genel Başkanımızın önerisi üzerine TBMM çatısı altında siyasi partilerin temsil edildiği “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” kurulmuştur.
Şiddetsiz ve terörsüz Türkiye için yüksek demokratik standartlara erişilmesi gayesiyle siyasi, sosyal ve ekonomik sorunların konuşulması için makul bir zemin oluşmuştur.
Komisyonun çalışmalarına hız vermesi, asıl hedeflerine odaklanarak toplantılarını ikmal etmesi hayırlı gelişmeleri birbiri ardına eklemleyecektir.
Türkiye yeni bir döneme geçmiştir. Bu nedenle PKK’nın tüm uzantılarıyla birlikte silah bırakma sürecini tamamlaması bir an evvel sağlanmalıdır.
Terörsüz Türkiye hedefi istikametinde kararlı adımlarla ilerleme kaydedilirken, iç ve dış husumet odaklarına hangi sebepten olursa olsun taşeronluk yapan hiç kimseye tahammül gösterilmemelidir.
Milliyetçi Hareket Partisi, terörün bütün unsurlarıyla kökünün kazınması konusunda en başından itibaren ilkeleriyle ve söylemleriyle tutarlı ve kendisinden emin bir çizgide mücadelesini sürdürmüştür.
Ne dün söylediklerinden farklı bir şey söylemektedir ne de gelecek tasavvuruna dair ilke ve ülkülerinden taviz veren bir anlayışla hareket etmektedir.
Politikalarındaki tutarlılıkla devleti ve milleti ilelebet yaşatmak, millî birlikle güçlü Türkiye’yi inşa etmek mücadelesini kararlılıkla sürdürmektedir.
Terörsüz Türkiye çalışmalarında Milletimizden gizlenen bir girişim bulunmamaktadır. Herhangi bir al-ver süreci, pazarlık, istiklal ve istikbalimizi tehlikeye atacak hiçbir adım yoktur, asla da olmayacaktır.
Şehitlerimizin asil ruhlarını incitecek, gazilerimizi ve şehit ailelerimizi üzecek hiçbir teşebbüse müsaade etmedik, bundan sonra da etmeyiz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı, birliği, egemenliği ve tarihi müktesebatı her türlü düşüncenin üstündedir.
Türkiye Cumhuriyeti devleti milli ve üniter yapıdadır, ülkesi ve milletiyle bir ve bütündür.
Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes; ırk, dil, din ve mezhep farklılığına bakılmaksızın Türk milletinin eşit ve saygın fertleridir.
Türkçe dil bayrağımız, varoluşumuzun seslenişi, dünyayı okuyuşumuzun ebedi gücü ve güvencesidir.
Cumhuriyetimizin temel nitelikleri, Türk millî kimliği, demokratik rejim ve temel insan hakları vazgeçilmez değerlerdir. Bu ilke ve değerler, toplumsal huzur ve refahımızın, birlik ve beraberliğimizin temel yapı taşlarıdır.
Terör belası Türkiye’de ocaklara düşürdüğü ateşin yanı sıra ekonomik anlamda da yüksek bir maliyete sebep olmuş, Türkiye’nin kalkınması ve muasır medeniyet düzeyinin üzerine çıkma hedefine en büyük engel olmuştur.
Bizim çalışmalarımıza göre terörden dolayı 40 yılda ekonomik kaybımız 2 trilyon 170 milyar dolardır.
Gelecek nesillerimizin güvenliği kadar ekonomik ve sosyal refahı için de oldukça önemli olan Terörsüz Türkiye, ülkemizin her köşesinde ekonomik ve sosyal hayatın canlanmasını, yatırım ve üretimin artmasını sağlayacaktır.
Terörsüz Türkiye hedefinin gerçekleşmesiyle “terörsüz bölge” nin yolu da açılmış olacak, bölgesel istikrar, ticaret ve ekonomik işbirliğinin önündeki engelleri kaldırarak, hem Türkiye hem bölge ekonomisine önemli katkı sunacaktır.
Gerek ülkemiz ve gerekse bölgemiz terör belasından kurtuluşun eşiğindeyken bölgemizde her gün yeni ve tehlikeli olaylar vasat bulmaktadır.
Siyonist emperyalist azgınlık adeta kudurmuş ve kontrolden çıkmıştır. Terör devleti İsrail insanlık adına ne varsa yok etmek için cani saldırılarına aralıksız devam etmektedir.
Bölgede saldırmadığı ülke kalmayan İsrail, Gazze’ye gönderilen insani yardımları dahi engellemektedir. İsrail ablukasını delmek amacıyla Gazze'ye ilerleyen Küresel Sumud Filosuna da saldırmıştır.
Yeter artık Terör devleti İsrail kesinkes güç kullanılarak durdurulmalıdır. Birleşmiş Milletler daha fazla gecikmeksizin Barış ve Görev Gücü teşkil ederek Gazze’ye göndermelidir.
Katil İsrail yönetimi yaptıklarının bedelini ağır bir şekilde mutlaka ödeyecektir. İnanıyoruz ki Allah'ın hesabı tüm hesapların üstündedir.
Vadedilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail hükümeti, nihai hedefin Türkiye olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Adım adım vatanımıza ulaşacak Davut Koridoru’nu aktive etmek için fırsat kollamaktadır.
Suriye’nin siyasi ve toprak bütünlüğüne alenen kast eden terör devleti İsrail, bir yandan bazı dürzi ve nüsayri grupları, diğer yandan PKK’nın uzantısı YPG/SDG unsurlarını terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge hedefine karşı kışkırtmaya devam etmektedir.
Terörist başının silah bırakma ve kendisini feshetme çağrısı, PKK’nın tüm bileşenlerini, dolayısıyla SDG/YPG’yi de kapsamaktadır.
SDG/YPG’nin Suriye yönetimi ile 10 Mart 2025 tarihinde imzaladığı mutabakat zaptına riayet etmesi ve gereğini yapması gerekmektedir.
Bilinmelidir ki, Türkiye Cumhuriyeti komşu coğrafyalarda oldubittilere müsaade etmeyecek güç ve yetenektedir. Türk devlet aklı gerekeni en etkili biçimde temin edecek kuvvet ve muktedirliğe haizdir.
Terörsüz Türkiye, Terörsüz Bölge” hedefi tarihin, kardeşlik hukukunun, kader ortaklığının, hiç kuşkusuz üzerinde yaşadığımız geniş coğrafyanın diriliş ve toparlanış kararıdır.
Bu hedefi tahrip etmeye kalkışanlar mutlaka pişman edilecektir. Suriye’de yaşayan Türkmenler, Kürtler, Araplar ve diğer unsurlar Siyonizm’in oyununa gelmeyecek, soykırımcıların vahşi hesaplarına kurban verilmeyecektir. Kurulan tuzaklar el birliğiyle kırılıp atılacaktır.
Siyonist emperyalist karanlık istikbal ve istiklalimize organize saldırı halindeyken milli birlik ve dayanışmamızı tahkim etmek vatan, millet, namus ve mukaddesat borcudur.
Şunu unutmayalım ki, dışarıdan gelip bizi yenemeyenler, hep içeriden çözmeyi denemişlerdir.
Bizi hedeflerimizden koparma, kendi iç sorunlarımızda oyalama planlarının en kritik safhasını etnik ve mezhep temelli bölücülüğü körüklemek suretiyle daima iç kalemizi çökertmeye yönelik hamleler oluşturmuştur.
Türkiye, Cumhuriyet tarihi boyunca bir taraftan hakettiği gelişmişlik düzeyine ulaşma mücadelesi verirken, diğer taraftan da iç cephemizi sarsmayı hedefleyen pek çok kumpasla uğraşmıştır.
Aklı başında ve vicdan sahibi hiç kimse bu sarsıcı gerçeği inkar edemeyecektir.
Ne gelip geçici ekonomik zorlukların ne günlük siyasetteki tartışmaların ne de bölgemizde yaşanan gelişmelerin hiçbiri bize kalıcı zarar veremez.
Türk milleti bir ve beraber olduğunda her sorunun üstesinden geldiği, her badireye göğüs gerdiği, nice başarılara ve kahramanlıklara imza attığı bilinen tarihi gerçekliktir.
Milli birlik anlayışı ile iç cepheyi güçlendirmek bu yönde bir toplumsal mutabakat oluşturmak, millet olma vasfımızı da güçlendirecek önemli bir aşama olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes eşit hak ve yükümlülüklere sahiptir ve aynı milletin evlatları olarak birdir, beraberdir ve kardeştir.
Türk milleti bin yıldır kardeşçe yaşadığımız bu vatanda hiçbir sebebin ayrıştıramayacağı kadar kaynaşmıştır.
Hiçbir emperyalist komplo, hiçbir yabancı senaryo ve oyun, hiçbir yalan ve dedikodu aramıza giremeyecek, millet çınarında buluşan ebedi dost ve kardeşliği heba ve israf edemeyecektir.
Terörsüz Türkiye, demokrasinin daha güçlendiği bir Türkiye olacaktır. Yeni bir Dünya düzeninin şekillendiği dönemde bu gelişmeyi Türkiye için bir fırsata dönüştürmek mümkündür.
Türk ve Türkiye Yüzyılında daha demokratik bir ülke olma hedefi 86 milyonu ilgilendiren bir konudur.
Milliyetçi Hareket Partisi, Türk milletinin barış, huzur ve kardeşlik içinde yeni atılım ve hedeflere hazırlanmasında, milliyetçilik ve demokrasiyi, siyasî ve kültürel çerçevenin iki anahtar kavramı olarak kabul etmektedir.
İnsan hak ve hürriyetleri, hukukun üstünlüğü ve adalet gibi değerler, Türk milliyetçiliğinin ve Partimizin temel referanslarıdır.
Daha demokratik, daha güçlü, daha müreffeh bir Türkiye herkesin ortak arzusudur.
Demokratik standartları yükseltmek, temel insan hak ve hürriyetlerini teminat altına almaktır. Hukukun üstünlüğünü ve adaleti her alanda hâkim kılmaktır.
Yol haritamızı bu doğrultuda hukuk, ahlak ve demokratik siyaset çerçevesinde belirleyip iyi niyetle uygulamalıyız. O takdirde güvenli, huzurlu yeni bir hayatla buluşmamız mümkün olabilecektir.
Önemli olan toplumun her kesiminin kendisini içinde bulacağına inandığı bir yapı inşa etmektir.
Türk milletinin her ferdinin kendisini ifade edebileceği, ayrıştırmak yerine birleşmeyi, dağılmak yerine toplanmayı, kavga yerine barış ve huzuru arayacağı, hep birlikte Türkiye anlayışıyla geleceğin güçlü Türkiye’sinin inşasına odaklanacağı bir zeminde buluşmaktır.
Toplumun tüm kesimlerinin kendisini eşit, saygın ve güvende hissettiği bir yapı, terörün haksız ve temelsiz propaganda unsurlarını ortadan kaldıracak ve aynı zamanda demokrasinin gelişmesine de önemli katkı sağlayacaktır.
Cumhur İttifakı, demokratik düzeni ihya ederken, hukuk devletini güçlendirecek ve herkesin eşit birer vatandaş olduğu gerçeğinin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak reform niteliğindeki adımları atmaya devam edecektir.
Bunların hızla ve etkin şekilde hayata geçirilebilmesi tüm siyasî partilerin sorumluluk üstlenmesini zorunlu kılmaktadır. Bu doğrultuda tüm siyasî partilerin, Türkiye ortak paydasında hareket eden “Türkiye Partisi” niteliğine kavuşması gerekmektedir.
İnanıyoruz ki demokratik siyasî istikrar içinde ekonomik istikrarı yakalamış, sosyal gelişimini güçlendirmiş, millî birliğini tesis etmiş bir Türkiye; siyasî ve ekonomik açıdan milletler camiasının en etkin aktörlerinden biri konumuna gelecektir.
Terörsüz Türkiye tarihi önemde bir dönüm noktasıdır. Türkiye terörizm belasının üstesinden milli birlik ve dayanışma ruhuyla gelecektir.
Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin ifadesiyle “Ateşle çevrili coğrafyamızda Türkiye’nin iç barış ve toplumsal huzurunu aracısız ve bağlantısız sağlama gayreti muazzam bir olaydır.”
Terörsüz Türkiye; refah, güven ve huzur dolu bir geleceğin kulvarıdır.
Milliyetçi Hareket Partisi milletimizin hayrına olmayan hiçbir işin içinde olmamıştır, olmayacaktır. Şerefli mücadelesiyle Türk milletinin gönlünde müstesna bir yeri olan Milliyetçi Hareket Partisi, ülkemizi ve milletimizi güvenli bir geleceğe taşımaya yeminlidir.
Tarihsel misyonu ve fikrî vizyonu icabı, salt oy kaygısıyla hareket etmeyen ve aktüel siyasetin popülist gündemine savrulmayan Partimizin yegâne düşüncesi Türkiye ve Türk Milletidir.
Türk ve Türkiye Yüzyılının hedeflerine iman ve irade kudretiyle belirlenen haklı mücadelemizle ulaşacağız.
Cumhur İttifakı olarak tek yüreğiz. Aynı hedeflere kilitlenmiş vaziyetteyiz. Ülkemizi daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceğe taşımak hedefimizdir.
Lider ülke Türkiye diyoruz. Süper güç Türkiye’nin güneş gibi yükseldiği inancındayız.
Terörsüz Türkiye Türk milletinin ebedi bayramı olacak, istikbale ve istikbalin umut dolu nesline muazzam bir emanet tevdi edilecektir.
Bu düşüncelerle, muhteşem katılımları ile burayı şereflendiren saygıdeğer misafirlerimize, toplantımızı tertip eden Eskişehir İl Başkanlığımıza ve teşkilatımızın tüm mensuplarına teşekkür ediyorum.
Toplantımızın hayırlara vesile olması dileğiyle hepinize saygılar sunuyorum.
Ne Mutlu Türk’üm Diyene.