Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Selim Yurdakul, Ankara’da düzenlenen “Terörsüz Türkiye İçin Millî Birlik ve Dayanışma Buluşmaları” toplantısında konuştu.
"ŞEHİTLERİMİZİN HATIRASINI ASLA ÇİĞNETMEYİZ"
Toplantıda teşkilat mensuplarına ve halka selamlarını ileten Yurdakul, geçmişte ülkücü hareket için verilen bedelleri anarak, şehitler ve gazilerin hatırasına sahip çıkılması gerektiğini vurguladı. “Ülkemizi bugünlere Aziz Şehitlerimiz ve Gazilerimizin kutlu mücadeleleri taşıdı. Her bir Şehidimize ve Gazimize minnettarız ve onların hatırasını asla çiğnetmeyeceğiz” diyen Yurdakul, birlik ve beraberliğin önemine dikkat çekti.
Prof. Dr. Yurdakul, MHP’nin “Terörsüz Türkiye” hedefinin yalnızca bir siyasi faaliyet değil, milli bir amaç olduğunu belirtti. “Birliğimizi, kardeşliğimizi daha sıkı koruyacağız. Türk’üyle Kürt’üyle bu toprakların evlatları olarak el ele vereceğiz. Terörsüz Türkiye, siyaset üstü bir meseledir ve artık Türk milletinin ve Türk Devletinin politikasıdır” ifadelerini kullandı.
Ekonomik ve sosyal konulara da değinen Yurdakul, hayat pahalılığı ve gelir dağılımındaki eşitsizliğe dikkat çekerek, devletin alacağı tedbirlerin destekleneceğini belirtti. Ayrıca aile kurumunun korunmasının önemine değinerek, geçtiğimiz yıl düzenlenen “Aile Kurumu Çalıştayı” ve 8 Kasım’da gerçekleştirilecek “Türk ve Türkiye Yüzyılında Türk Sağlık Sisteminde Yenilikler” çalıştayına da işaret etti.
"Hep birlikte, terörsüz Türkiye’yi inşa edeceğiz”
Konuşmasını, “Gelin, bu kutlu yolda hep birlikte yürüyelim. Çünkü biz birlikte Türkiye’yiz! Hep birlikte, terörsüz, huzurlu ve güçlü bir Türkiye’yi inşa edeceğiz” sözleriyle tamamladı.
Yurdakul'un açıklamasının tamamı şu şekilde:
"Saygıdeğer MYK Üyelerimiz, Değerli Ankara İl Başkanımız
Kıymetli ev sahibimiz Altındağ İlçe Başkanımız, Tüm İlçe Başkanlarımız ile KAÇEP il ve İlçe başkanlarımız,
Üç Hilali gururla dalgalandıran teşkilat mensuplarımız ve Uç Beylerimiz olan mahalle temsilcilerimiz,
Kıymetli Hanımefendiler, Beyefendiler ve Basınımızın muhterem temsilcileri,
Konuşmama başlamadan önce hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Genel Merkezimizden ayrılmadan biraz önce makamında bulunduğum Muhterem Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin sizlere selamlarını ve sevgi dileklerini getirdim.
Bugün teşkilatlarımızla birlik ve beraberliğimizi bir kez daha taçlandırdığımız bu toplantıda sizlerle olmaktan dolayı çok mutluyum.
Tabi bir yandan da Ulucanlar atmosferinin içimizi burkan gölgesi altındayız.
Ülkücü büyüklerimizin kıyıldığı günlerin karanlık ve soğuk havasını da içimizde hissediyoruz.
Başbuğumuz Alparslan Türkeş başta olmak üzere şehadete eren ve bugün aramızda olmayan tüm Ülkücüleri ve Türk milliyetçilerini rahmetle ve minnetle yad ediyorum.
Yüce Allah, Türk milleti için gözünü budaktan sakınmayan ve bizden evvel ahirete irtihal eden vatan gönüllülerinin mekanını Cennet eylesin.
Bizler, bugün çok farklı bir Türkiye’de ve çok farklı koşullarda olsak da, bizlerden evvel gidenlerden aldığımız bayrağa halel getirmeden mücadele etmek üzere, yılmadan yürümeye devam ediyoruz.
Allah Liderimiz ve Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin vatan sevgisinden ve vatan için ortaya koyduğu mücadele azminden bizlere de nasip etsin.
Biz evlatları olarak Liderimizin ve Genel Başkanımızın izinde, yüce Türk Milletine yaraşır bir azim ve ivme ile geleceğe yürüyen teşkilatlarımızla, bu salonda ve tek bir yürek halinde mücadeleye hazırız.
Bu vesileyle şu anda birlik ve beraberlik ruhuyla bu salonda bulunan her bir teşkilat mensubumuzu bir kez daha saygı ve muhabbetle selamlıyorum.
Partimizce düzenlenen ve oldukça verimli neticeler getiren “Asırlık Birlik, Sonsuz Kardeşlik” temasıyla 9 bölgede 81 ili kapsayacak şekilde “Terörsüz Türkiye İçin Millî Birlik ve Dayanışma Buluşmaları” toplantılarına milletimizce gösterilen yoğun ilgi, aynı maksatla yeni etkinliklerin düzenlenmesi yolunda, bizleri yüreklendirmiştir.
Terörsüz Türkiye kapsamındaki çabaların akamete uğramaması, büyük fedakârlıklarla oluşturulan toplumsal barış ve kardeşlik ikliminin zehirlenmemesinin önemi açıktır.
O bakımdan, partimizin doğrudan halka dönük siyasi faaliyetlerinin artarak devam ettirilmesi kararını alan Liderimiz ve Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin talimatları doğrultusunda yeni bir programın hayata geçirilmesi için çalışmalara başlanmıştır.
Bu çerçevede milletimizin bütün kesimleriyle bir araya gelerek “Hayırlı Günler Komşum” ziyaretlerine ve “Derdin Derdimizdir” sohbetlerini gerçekleştirmeye, bugün tüm Türkiye’de başladık.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, aziz milletimizin birliği, devletimizin bekası, vatanımızın dirliği için çıktığımız bu kutlu yolda; toplumsal uzlaşıyı ve milli birlik ruhunu, yeniden ve daha güçlü bir şekilde pekiştirme hedefindeyiz.
Çünkü inanıyoruz ki; terörsüz bir Türkiye, sadece bir temenni değil, hep birlikte kurabileceğimiz bir gelecektir.
Bu buluşmalarda yalnızca birer siyasi faaliyet gerçekleştirmiyoruz.
Aynı zamanda şehitlerimizin aziz hatırasına sahip çıkıyor, gazilerimizin mücadelesine saygı duyuyor ve her bir vatandaşımızla sizlerle gönül köprüsü kuruyoruz.
Öncelikle şunu unutmayalım ki; Ülkemizi bugünlere Aziz Şehitlerimiz ve Gazilerimizin kutlu mücadeleleri taşıdı. Her bir Şehidimize ve Gazimize minnettarız ve onların hatırasını asla çiğnetmeyeceğiz.
Şehitlerimizin hatırasına el uzatan, onları istismar eden kim varsa, karşılarında bizi bulacaktır. Bu vesileyle tüm şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Ruhları şad, mekanları Cennet olsun ve buradan tüm Şehit analarımızın ve babalarımızın ellerinden öpüyorum.
İçinde bulunduğumuz bu kritik dönemeçte, hem içerden hem dışardan Türkiye’nin gücünü baltalamak isteyen odaklara karşı hep birlikte sağlam durmalıyız.
Şunu unutmayalım ki, dışarıdan gelip bizi yenemeyenler, hep içeriden çözmeyi denemişlerdir. Etnik ve mezhep temelli bölücülüğü kullanarak iç kalemizi çökertmeye, kendi iç sorunlarımızla oyalayarak bizi hedeflerimizden uzaklaştırmak istemişlerdir.
Bugün liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla, neredeyse yarım asrı bulan terör kâbusu sona erme yoluna girmiştir. Türkiye, yıllardır kanla, gözyaşıyla yazılan o karanlık bölümü kapatma iradesini ortaya koymuştur.
Artık yeni bir gün doğmuştur. Bu topraklarda kardeşliğin, birliğin ve huzurun temellerini daha sağlam atma vaktidir.
Bugün büyük ve güçlü Türkiye’nin önündeki engeller bir bir kalkmakta, Türk milletinin kutlu yürüyüşü yepyeni bir ufka doğru hız kazanmaktadır. Fakat biliyoruz ki, tehlike tamamen bitmiş değil; Ortadoğu’daki yangının dumanı buraya da ulaşabilir.
İşte bu yüzden birliğimizi, kardeşliğimizi daha sıkı koruyacağız. Türk’üyle Kürt’üyle bu toprakların evlatları olarak el ele vereceğiz. Şehitlerimizin emaneti olan bu vatanı böldürmeyeceğiz.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, iki önemli konuda tüm halkımıza açık samimi ve net bir açıklama yapmak istiyorum:
Birincisi; “Terörsüz Türkiye hedefinin hiçbir yerinde terör örgütüyle pazarlık, teröre verilmiş bir taviz kesinlikle yoktur. Milletimizden gizlenen hiçbir şey yoktur.
İkincisi ise; Anayasa’nın ilk dört maddesi, 42. ve 66. Maddeleriyle ilgili hiçbir tartışma söz konusu bile değildir.
Bizim meselemiz ayrılık değil, birliktir. Kavga değil, kucaklaşmadır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak inanıyoruz ki; bu aziz milletin her bir ferdi, yalnızca bir bütünün parçası değil, kutlu bir kaderin ortağıdır.
Yüzyıllardır omuz omuza verdiğimiz bu topraklarda, kimseye etnik kimliğiyle bakmayız, insanlığıyla, vatan sevgisiyle, bayrak bağlılığıyla bakarız. İşte bu yüzden diyoruz ki: Toplumsal kucaklaşma sadece bir temenni değil, bu milletin geleceğe yürüyüş rotasıdır.
Terörsüz Türkiye, Siyaset üstü bir meseledir ve artık Türk milletinin ve Türk Devletinin Politikasıdır.
Terörsüz Türkiye’nin; artık hayalden gerçeğe, soyut ülküden somut düşünceye, projeden uygulamaya geçme aşamasında olduğu açıkça görülmektedir.
Terörsüz Türkiye konusu, Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünün sağlanması hususunda gösterilen gayretleri ve Suriye’deki SDG/PYD gibi ayrılıkçı unsurların Şam merkezli sisteme entegrasyon zaruretini de içine alan ve bölgemizi ilgilendiren önemli ve hayati bir konudur.
Terörsüz Türkiye konusunun, İsrailin Arz-ı Mevud hayallerinden, dört parçalı kürdistan kurulmasına verdiği destek ve isteğinden, Gazze’deki soykırımdan ve İsrail terörünün durması yönündeki uluslararası çabaların yeşerttiği, barış umutlarından ayrı düşünülmemesi gerektiği açıktır.
Ayrıca Terörsüz Türkiye konusu, KKTC’nin dünyada bağımsız bir devlet olarak tanınması çabalarından soyutlanamadığı gibi, aynı perspektifte değerlendirilmesi, aksi takdirde KKTC Parlamentosunun Türkiye Cumhuriyeti’ne katılma kararı alması gerektiği, ülkemizin bekası için kritik bir gerekliliktir.
Sonuç olarak; Terörsüz Türkiye hamlesinin, bölgemizdeki dengelerle coğrafyamızdaki denklemleri dikkate alan ve çağımızı kucaklayan büyük bir devlet felsefesinin yansıması olduğu açıkça görülmektedir.
Ancak bu gelişmelerden rahatsız olanlara, terörün bitmesiyle ellerindeki rant kapılarını kaybedenlere, karanlık kampanyalarla milletin zihnini bulandırmaya çalışanlara ve 3-5 oy daha fazla almak için ülkesini emperyal güçlere boyun eğdirmeye çalışan ve milliyetçi geçinenlere sormak isterim?
İç cepheyi diri tutmak için verilen birlik, beraberlik mesajlarındaki samimiyeti göremeyecek kadar mı acizsiniz?
Ne istiyorsunuz? Terör bitmesin mi? Şehitlerimizin sayısı artsın mı? Analar daha fazla ağlasın mı?
Yoksa siz ABD ve İsrail’in hedeflerinde başarılı olabilmesi için bilinçli bir misyon mu üstlendiniz?
Ya da Siz hangi karanlık planın taşeronluğunu yapıyorsunuz?
Muhalefetin Terörsüz Türkiye konusundaki olumsuz algı ve değersizleştirme çalışmaları ile terörün devam etmesinden ve yeni şehitler gelmesinden nemalanan çıkarcı siyaset anlayışının artık bir sonuç vermeyeceği ve yeni yüzyılda kabul görmeyeceği açıktır.
Çünkü 21. yüzyılda lider ülke olma hedefine yürüyen Türkiye’nin terör gibi bir ayak bağından ebediyen kurtulma iradesi gerçektir ve ortadadır.
Partimiz, daima “Siyaset halk içindir.” düsturuyla faaliyet göstermektedir. Elbette ülkemizin meseleleri Terörsüz Türkiye’yi inşa etmekten ibaret değildir.
Vatandaşlarımızın var olan dertleriyle dertlenmek, her alanda güncel sorunlara kalıcı çözümler üretmek için caba göstermek bizim temel görevlerimiz arasındadır.
Türkiye’de gündemi meşgul eden önemli hususlardan biri de Türk ekonomisinin yapısal sorunları ve hayat pahalılığıdır. MHP olarak, enflasyonla mücadelenin, Türkiye’yi zor ve sabır isteyen bir süreçten geçirmekte olduğunu görüyoruz.
Hayat pahalılığının vatandaşlarımızın alım gücünü düşürdüğünün, başta emekli ve çalışanlarımız olmak üzere bilhassa ücretli kesimin hayat standartlarını aşağı çektiğinin farkındayız.
Devletimizin bu konuda aldığı sıkı tedbirlerin arkasında durmakla birlikte, çalışan tüm vatandaşlarımızın ücretlerinde devletimizin imkânları ölçüsünde bir iyileştirme yapılmasının gerekli olduğuna inanıyoruz.
MHP olarak, gelir dağılımındaki eşitsizliğin en aza indirilmesi ve Türk parasının alım gücünün yükseltilmesi için önerilerimizi sunmaya ve alınacak ekonomik tedbirlere destek vermeye devam edeceğiz.
Diğer taraftan günümüz dünyasında ulaşılan baş döndürücü teknolojik gelişmelerin, sosyal değişimlerin Türk örf, âdet ve geleneklerini erozyona uğrattığını ve Aile Kurumunu bozmaya başladığını ibretle takip ediyoruz.
Aile Kurumu, biz Milliyetçi Ülkücü camia için korumamız gereken ilk cephelerden biridir. Aile’yi kaybedersek ayakta duramayız.
Bu çerçevede Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin himayelerinde geçtiğimiz yıl 142 bilim insanının katılımıyla “Aile Kurumu Çalıştayı” icra etmiştik.
Basında ve kamuoyunda büyük ses getiren bu çalıştayda dedik ki;
Türk ve Türkiye yüzyılı vizyonu, ancak aile kurumu güçlenirse ve Ailelerin huzuru ve refahı artırılabilirse gerçekleşebilir.
Kamuoyunun takdir ettiği gibi sağ olsun hükümet yetkilileri de, bizleri ve Milliyetçi-Ülkücü camianın reflekslerini duyarak Aile Kurumunu koruyup güçlendirecek önerilerimizden bir kısmını hayata geçirdiler.
Şimdi, yine Allah daim etsin Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin himayelerinde 8 Kasımda sağlık alanındaki sorunları ortadan kaldırmak için “Türk ve Türkiye Yüzyılında Türk Sağlık Sisteminde Yenilikler” ismiyle bir çalıştay icra ediyoruz.
Bu çalıştayda tam 160 bilim insanının 2 Bin yılı aşan tecrübesini MHP çatısı altında buluşturduk ve çalıştayımızı 8 KASIM 2025 Cumartesi günü ATO Congresium’da Saat 09:00’da kamuoyuyla buluşturup Genel Başkanımıza, ülkemize ve milletimize armağan edeceğiz.
Ne demiştik en başta; bizler Genel Başkanımız ve Liderimiz gibi “Önce Ülkem ve Milletim” anlayışıyla yola çıkanlardanız.
Amacımız Büyük Türk milletine samimiyetle hizmet etmektir.
Muhalefetin kötümser ve karamsar tutumu, Türkiye’de barış ve huzurun önündeki engellerden biridir. Her şeye rağmen MHP ve Cumhur İttifakı olarak, Türkiye’nin yüksek hedeflere yürüyüşünün, bu bozguncular tarafından engellemesine izin vermeyeceğiz.
Konuşmama son verirken, Milliyetçi Hareket Partisi olarak; tüm vatandaşlarımıza diyoruz ki;
Gelin, bu kutlu yolda hep birlikte yürüyelim. Çünkü biz birlikte Türkiye’yiz!
Ve hep birlikte, Allah’ın izniyle, terörsüz, huzurlu ve güçlü bir Türkiye’yi inşa edeceğiz.
Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Sağ olun, Var olun, Allah’a emanet olun,
Ne mutlu Türk’üm diyene!