MHP Gaziantep Milletvekili Sermet AtayTBMM Genel Kurulunda  Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığının 2024 yılı bütçeleri üzerinde konuştu.

MHP'li Atay'ın açıklaması şu şekilde;

Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını idrak emenin gururunu yaşamanın yanında 21’inci yüzyıla Türk mührünü vurmanın azim ve kararlılığı içerisinde çalışıyoruz. Milletimizin bağrından çıkan serdengeçtilerin Gazi Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde ortaya koydukları millî ruh, Türkiye Büyük Millet Meclisinde tecelli etmiştir. Yüce Türk milleti, esaretin prangalarını Türkiye Büyük Millet Meclisi çaltısı altında paramparça etmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi demokrasi demek, hürriyet demek, istiklal demektir. Bu millî ruh, yüz yıl önce demokrasimizi cumhuriyetle taçlandırmış, maziden atiye sönmeyecek bir hürriyet ateşi yakmıştır. Gazi Meclisimiz Kurtuluş Savaşı’nı bizzat yöneten bir Meclistir. Keza 15 Temmuzda millî iradenin gasbına yeltenen hainlerin ilk hedeflerinden biri, yine, Gazi Meclisimiz olmuş fakat Türk milleti destansı bir direnişle onlara geçit vermemiştir. Bu yönüyle de bakıldığında binlerce yıllık devlet geleneğimizde Türkiye Büyük Millet Meclisinin yeri müstesnadır çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi yüce Türk milletinin özüdür. Milliyetçi Hareket Partisi olarak Devlet Bahçeli Beyefendi’nin liderliğinde çalışmalarımızı bu bakış açısıyla yapıyoruz. Türk milletinin huzuru, refahı ve barış içinde dünyada yaşaması, adaletin öncüsü olması için çalışmaya devam edeceğiz. Binlerce yıllık devlet bilinci, yüz yıl önce bir çınar dikmiş, ilk yüzyılda köklerini sağlamlaştırmıştır, artık dalları ve gövdesiyle serpilip azmimizi geleceğe taşıyacak, mazlumları kucaklayacaktır. Milletvekilleri olarak çalışma azmimizin kaynağı milletimizin bize güveni ve Türk Yüzyılı’nın inşa sürecinde görev alma heyecanımızdır.

Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Eminoğlu, Kastamonu'da ziyaretlerde bulundu Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Eminoğlu, Kastamonu'da ziyaretlerde bulundu

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve liderimiz Sayın Devlet Bahçeli tarafından kurulan Cumhur İttifakı milletimizden teveccüh görmüştür. Destansı bir direnişin ardından milletin bağrından çıkan bu ittifak marifetiyle Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Türk Yüzyılı için hazırlanırken ağırlıklarından kurtularak hız kazanmaya başlamıştır. Bu hızlanma süreci devam etmekle birlikte, sivil ve millî anayasayla taçlandırılmalıdır. 12 Eylül 1980 darbesi üzerinden geçen kırk üç yıllık süreçte 28 Şubat postmodern darbeyle, 28 Nisan e-muhtırayla, 15 Temmuz darbe girişimiyle sürekli taciz edilen demokrasimiz her türlü vesayetten kurtulmalıdır. Yeni yüzyılımıza girerken ilk yapmamız gereken iş, darbe anayasasını tadil etmeyi bir tarafa bırakıp en geniş uzlaşı zemininde yapılacak bir anayasayı ortaya koymaktır. 1987 yılından itibaren siyasetin gündeminde devamlı bulunan 1982 Anayasası, 19 defa 184 ayrı konuda yapılan değişikliklerle yaramıza merhem olamayacağı zaten anlaşılan bir anayasadır, bu değişiklikler Anayasa'mızın yetersizliğini ortaya koymaktadır. Ülkemizin kuruluşunun temel felsefesine uygun, toplumda en geniş katılımla oran bulacak şeffaf bir anayasa milletimizin milletvekillerimize vermiş olduğu bir görevdir. Bu görev bilinciyle, Milliyetçi Hareket Partisi olarak Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Bey’in öncülüğünde Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında 100 maddelik anayasa teklifimizle anayasa değişikliğine hazırız.

Yine, 1973 yılında yürürlüğe giren Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışma esas ve usullerini belirleyen İç Tüzük'ün aradan geçen elli yıl ve Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemiyle ortaya çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda mümkün olan en geniş katılım ve uzlaşıyla güncellenmesi gerektiği düşüncesindeyiz. İç Tüzük’te Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine uyum amacıyla bazı değişiklikler yapılmıştır ancak bunun yeterli olmadığı düşüncesindeyiz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak hızlı, etkin, şeffaf, katılımcı ve kaliteli bir yasama sürecinin ortaya çıkarılmasını sağlayacak bir değişikliğin bir zaruret olduğu kanaatindeyiz. Yasama kalitesinin artırılması, yasama ve denetim süreçlerinin odağını komisyonların teşkil etmesi, kanun tekliflerinin etki analizini yaparak tarafsız ve teknik rapor sunacak altyapının oluşturulması, denetimin etkinleştirilmesi kapsamında kesin hesap ve denetim raporlarının görüşüleceği ayrı bir daimî ihtisas komisyonu kurulması İç Tüzük çalışmalarında önemli gördüğümüz ve önerdiğimiz hususlardandır.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve milletvekillerinin etkinliğini daha da artırdığı için kanun yapma ve kanun teklifi verme kapasitesinin artırılması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin idari kapasitesinin de bu yapıya uygun olarak değiştirilmesi ve geliştirilmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Yasama faaliyetlerinin etkin yürütülmesi için idari teşkilat çalışanlarının da bu sürecin önemli parçası olduğunu, Meclis çalışanlarının mali ve sosyal haklarındaki farklılıkları ile çalışma şartlarına ilişkin düzenlemelerin yapılmasının hakkaniyetin sağlanması açısından yerinde olacağı düşüncesindeyiz.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanının almış olduğu kararla geçtiğimiz günlerde 250 sürekli işçi alımı noter kurasıyla yapılmış olup şeffaf ve hakkaniyetli bir şekilde bu süreci yöneten Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımıza da ayrıca teşekkür ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle seçim sisteminde temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkeleri arasında azami dengeyi sağlamak üzere birtakım değişiklikler yapılmıştır ancak bu değişikliklere ek olarak yapılması gereken değişiklikler bütünüyle ele alınmalıdır. Amacı ülkeye ve millete hizmet olan siyasetin ahlaki değerlere bezenmesi bize göre bir mecburiyettir. Her şeyden önce, siyasi etik kurallarına uygun davranılan bir Parlamento varlığı tesis edilmelidir. Temiz siyasetin temiz toplum için ön şart olduğu düşüncesinden hareketle, Türkiye Büyük Millet Meclisinde siyasi etik komisyonu kurularak yasama faaliyetlerinde milletvekillerinin siyasi etik çerçevesinde hareket etmesi temin edilmelidir. Kamu vicdanının kabul edeceği makul esaslara bağlı olarak milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmalıdır.

Coğrafyamızı âdeta ateş çemberinde olan çatışmalar ve savaşlar millî güvenliğimizi tehdit ederken kısır tartışmalarla kaybedeceğimiz bir an dahi yoktur. Sözü güçlü bir Türkiye için, gücümüzün tesirli olabilmesi için güçlü bir dış politika ancak Türkiye Büyük Millet Meclisinin tutarlı, istikrarlı, birlik içinde olmasıyla mümkün olacaktır. Terör örgütleri eliyle vekâlet savaşlarını devam ettiren kim olursa olsun, buna tamamen karşı duruş sergilenmelidir. Terörü bir dış politika aracı olarak kullanan müttefiklerimizin bu eğilimlerini asla kabul etmiyoruz. Yüz yıl önce nasıl Misakımillî, Erzurum ve Sivas kongreleri cumhuriyetimizin kuruluşunun temelleri olduysa bugün de “mavi vatan” gibi kavramlar Misakımillî meselesi gibi addedilmelidir.

İsrail 1948’den bu yana Filistin’de kademeli olarak genişlettiği işgal harekatını bugün Gazze’de katliama dönüştürmüştür. Savaş hukuku hiçe sayılmış, bütün dünya, gözleri önünde katledilen masumların, çocuk ve kadınların feryatları duymazdan gelinmiştir. Siyonistler burada işgal ve toprak gasbından ziyade bu coğrafyayı insansızlaştırma harekâtı yapmaktadır; yapılan katliamdır, savaş falan değildir. Kadınlar, çocuklar, siviller sığındıkları hastanelerde toplu bir şekilde soykırıma tabi tutulmaktadır. Cami, kilise, hastane, sivil yerleşim hedef alınarak yapılan bu katliama dünya sessiz kalmakla beraber, bazı devletler âdeta destek açıklamaları yapmıştır. Bu hâl bize gösteriyor ki uluslararası adalet sistemi çökmüş, güçlülerin sözü hukuk hâlini almıştır. Türkiye bu vaziyete sessiz kalmamış ve kalmayacaktır. Yeniden küresel adalet sistemi inşa edilmesine ihtiyaç vardır, Türkiye buna öncülük edenlerdendir. Barış ve huzur içerisinde, adil, insan onuruna yakışır düzen Türkiye için pozisyon alırken Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak üzerimize düşen sorumluluğu da yerine getirmeliyiz. Aksi takdirde, bugün komşu coğrafyalardaki bu çatışma buralarla sınırlı kalmayacaktır. Siyonizmin kirli hesaplarını vaat edilmiş topraklar olarak nitelendirdiği haritayı bir düşünmek gerekir ve bu mesele açısından da bakmanın önemini kavramak gerektiği düşüncesindeyiz.

Türkiye bir hukuk devletidir. Cumhuriyetimizin, demokrasimizin hukuk devleti olmanın teminatı Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi bütün sorunların çözüm mercidir. Sağduyu ve diyalogla bütün sorunların üstesinden gelebileceğimiz kanaatindeyim.

2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’yle toplamda 227 kamu idaremizin bütçesi görüşülmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak toplumun beklentileri esas alınarak harcama önceliklerinin belirlendiği, 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’ni tümüyle olumlu olarak değerlendiriyoruz ve destekliyoruz.

Editör: Haber Merkezi