Türkiye’de uzun süredir tartışılan konulardan biri, Anayasa’nın 66. maddesinin kapsayıcılığı ve etnik kimlikler karşısındaki duruşu. Özellikle “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” ifadesi, bazı çevrelerde etnik kimlikleri yok saydığı gerekçesiyle eleştiri konusu oluyor. MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, bu tartışmalara kapsamlı bir paylaşımla yanıt verdi.

Yıldız, söz konusu maddenin sanıldığı gibi vatandaşlık tanımı yapmadığını, vatandaşlığa dayalı olarak milleti tanımladığını söyledi. Paylaşımında, bu tanımın tarihsel olarak 1924 Anayasası’na dayandığını ve Ziya Gökalp’in düşünsel katkılarının izlerini taşıdığını hatırlattı. Milletin etnik, dini veya mezhepsel değil, siyasi ve hukuki bir birliktelik olduğu anlayışıyla inşa edildiğini vurgulayan Yıldız, Anayasa’nın kimlikleri tanımak ya da yok saymak gibi bir işlevi olmadığını ifade etti.

Anayasalar, Yıldız’a göre, devletin tüzel kişiliği ile bireyler arasında kurulan hukuki ilişkinin çerçevesini çizer. Vatandaşlık, bireyin devlete bağını gösteren bu hukuki statüyü ifade eder. Ancak, millet kavramı vatandaşların toplamı olarak tanımlanır ve anayasal çerçevede bu topluluğa “Türk milleti” denir. Bu ifade bir etnisiteyi değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin mensubu olduğu hukuki-siyasi yapıyı simgeler.

Tarihi bir perspektifle meseleyi değerlendiren Yıldız, 1876 tarihli Kanun-i Esasi’den itibaren vatandaşlık kavramının gelişimine dikkat çekti. Osmanlı'da tebaa kavramı ile başlayan süreç, Cumhuriyetle birlikte vatandaşlık esasına dayalı bir millet anlayışına dönüşmüştür. 1924 Anayasası ile milletin adı “Türk milleti” olarak tanımlanmış ve bu tanım 1961 ve 1982 Anayasalarında da korunmuştur. Ancak 1961 Anayasası ile “herkes Türktür” ifadesinin kullanılması, kavramsal olarak 1924’teki “Türk denir” ifadesinden bir miktar ayrışmıştır. Yıldız’a göre bu, önemli bir farktır çünkü biri ontolojik bir gerçeklik sunarken diğeri anayasal bir tanımdır.

Kıbrıs'ta iki devletli çözüme MHP'den destek: Ahmet Erbaş'tan önemli açıklama
Kıbrıs'ta iki devletli çözüme MHP'den destek: Ahmet Erbaş'tan önemli açıklama
İçeriği Görüntüle

Vatandaşlık tanımı yapılmaz, çünkü bu bir hukuki statüdür. Anayasa sadece bu statünün nasıl kazanılıp kaybedileceğini düzenler. Fakat millet tanımı anayasal bir zorunluluktur, çünkü egemenliğin sahibi olan topluluğun kim olduğu net olarak belirtilmelidir. Cumhuriyet rejiminde egemenliğin sahibi halktır ve bu halkın hukuki-siyasi adı “Türk milleti”dir.

Yıldız’ın bu değerlendirmesi, özellikle 66. madde üzerinden yürütülen tartışmalara farklı bir bakış açısı getiriyor. Ona göre bu madde, kimlikleri dışlayıcı değil, birleştirici bir anlayışla kaleme alınmış; vatandaşlık bağıyla devlete bağlı olan herkesin eşit ve özgür bireyler olarak kabul edildiği bir sistemin ifadesidir. Bu nedenle Kürtlerin ya da başka etnik kimliklerin anayasal olarak tanınmadığı iddiası, bilgi eksikliği ya da kasıtlı çarpıtmadan ibarettir.

Anayasa’nın 66. maddesi üzerinden yapılan tartışmalar, çoğu zaman kavramların iç içe geçirilmesinden kaynaklanıyor. Feti Yıldız’ın açıklamaları, vatandaşlık ve millet kavramları arasındaki farkın net şekilde anlaşılması gerektiğini ortaya koyuyor. Anayasa'nın çizdiği çerçevede "Türklük", etnik değil; vatandaşlık temelinde hukuki bir kimliktir. Dolayısıyla, bu maddede yer alan tanım, anayasal vatandaşlık temelinde bir milleti tarif etmektedir.

Muhabir: Aysun Tekin Erkan