Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli’nin himayelerinde, TASAV tarafından düzenlenen “Tarım, Gıda ve Hayvancılık: Durum Analizi, Sorun Alanları ve Çözüm Önerileri” sempozyumu, ATO Congresium Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleşti.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, tarım sektörünün stratejik önemine dikkat çekerek, “Tarımın sürdürülebilirliği doğal kaynakların rasyonel kullanımıyla doğru orantılıdır” dedi.
Aksu, tarımın insanlık tarihi boyunca medeniyetlerin doğuşunda ve gelişmesinde belirleyici rol oynadığını ifade ederek, Türk milletinin köklü tarihi ve zengin kültürü içinde de tarım ve beslenme kültürünün özel bir yere sahip olduğunu vurguladı.
“İnsanoğlunun en temel ve eski faaliyet alanlarından biri olan tarım, yalnızca biyolojik bir ihtiyaç değil; milli güvenlikten ekonomik kalkınmaya, sürdürülebilir gelişmeden toplumsal refaha kadar birçok alanla doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle tarım ve hayvancılık, ekonomik faaliyetlerin ötesinde stratejik öncelikli sektörlerdir,” diyen Aksu, “Tarım varsa hayat vardır” ifadesiyle sektörün hayati önemine dikkat çekti.
Aksu, küresel ölçekte yaşanan iklim değişikliği, su kaynaklarının azalması ve pandemi gibi krizlerin tarımın stratejik değerini bir kez daha ortaya koyduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Tarım sektörü üretimden pazarlamaya, yönetimden finansmana kadar çok boyutlu ve disiplinler arası bir yapıya sahiptir. Teknoloji tabanlı, yüksek verimlilikte ve kaliteli ürün üreten, doğal kaynakların dengeli kullanımını gözeten bir yapı, tarım sektöründe çağdaş dönüşümün anahtarıdır.”
MHP'li İsmail Faruk Aksu'nun konuşmasının detayları:
Değerli misafirler, insanoğlunun en temel ve eski faaliyet alanlarından birisi olan tarım uygulamaları, medeniyetlerin doğması ve gelişmesinde önemli etkenlerden birisi olmuştur. Türk milletinin köklü tarihi ve zengin kültürü içerisinde de tarım ve beslenme kültürünün kuşkusuz özel bir yeri ve önemi bulunmaktadır. İnsanlığın varoluşundan bu yana beslenme, biyolojik bir ihtiyaç olmasının yanı sıra milli güvenlikten ekonomik kalkınmaya, sürdürülebilir gelişmeden toplumsal refaha kadar pek çok alanla doğrudan ilişkili olmuştur. Bu nedenle tarım ve hayvancılık ekonomik faaliyetler olmasının yanı sıra öncelikli stratejik sektörlerdendir. Tarım varsa hayat vardır ve hayat kalitesi aldığımız gıdanın niteliğiyle yakından ilişkilidir. Tarımın sürdürülebilirliği ise doğal kaynakların rasyonel kullanımıyla doğru da doğru orantılıdır. Nitekim iklim değişikliği, su kaynaklarının azalması, pandemi gibi küresel sorunlar karşısında tarımın stratejik önemi daha iyi anlaşılmakta yeniden fark edilmektedir. Tarım sektörü üretimden pazarlamaya, yönetimden finansmana kadar çok boyutlu ve disiplinler arası bir yapıya sahiptir. Teknoloji tabanlı, yüksek verimlilikte ve kaliteli ürün üreten, doğal kaynakların dengeli kullanımını gözeten bir yapı, tarım sektöründe çağdaş dönüşümün anahtarıdır.