MHP Ankara Milletvekili Mevlüt Karakaya, TBMM Genel Kurulunda  Hazine ve Maliye Bakanlığının 2024 yılı bütçesi üzerinde konuştu.

MHP'li Karakaya'nın açıklaması şu şekilde; 

An itibarıyla bütçeleri üzerinde söz almış olduğum birimler, finansal istikrarın sağlanmasında düzenleyici ve denetleyici işlevleriyle finansal sistemimizin önemli kurum ve kuruluşlarıdır. Bu kapsamda, reel ekonomik faaliyetlerin sağlıklı ve etkin bir biçimde yürütülebilmesi, beklenmedik ve istenmedik durumlar karşısında tökezlemeden yola devam edilebilmesi için; güçlü, dengeli ve akışkan bir finansal yapı ve onun işletilebileceği uygun bir iklime ihtiyaç vardır. Bu yapının bütünsel hâline biz “finansal sistem” diyoruz. Bu sistemde fon arz eden tasarruf sahipleri var, fon ihtiyacı olan ekonomik birimler var, aracılık yapan finansal kurumlar var, finansal araçlar var, fonların transferlerinin yapıldığı dijital ortamlar var, düzenleyici ve denetleyici birimler var, mevzuat var, bu yapının işleyişine gayriyasal biçimde müdahale etmek isteyen manipülatörler var, siber ataklar var; daha birçok aktör ve faktör var. Sistem çok taraflı, çok araçlı, çok dengeli, çok riskli ve sürekli değişim hâlinde olan, dinamik ve karmaşık bir yapıya sahiptir.
Son otuz yılda yaşanan finansal krizler reel ekonomi açısından finansal istikrarın ve bunun temel sağlayıcısı olan finansal sistemin ne kadar önemli olduğunu tabiri caizse kafamıza vura vura öğretmiştir. Gelinen noktada, Türkiye güçlü bir finansal sistemin sahibi durumundadır. Finansal sistemimizin mimarisinin gelişmiş çok sayıdaki ülkeden çok daha iyi durumda olduğunu ifade etmeliyim. İstanbul Finans Merkezi’nin bunu çok daha güzel yerlere taşıyacağından hiç şüphemiz yoktur. Bu mimarinin oluşmasında geçmişteki yaşanmışlıkların rolü ve etkisi oldukça büyüktür. Doğrusunu söylemek gerekirse, 1999 yılına gelinceye kadar doğru dürüst bir banka kanunumuz, bankacılık mevzuatımız yoktu. Bugün finansal sistemimizin olmazsa olmazı konumundaki BDDK 1999 yılı sonlarında kuruldu, etkili hâle gelmesi ise 2001 yılı finansal krizinin sonrasına kaldı. Geçmişte banka açmak bakkal açmaktan çok daha kolaydı. Bu sebeple 2001'de yaşanan krizde çok sayıda bankaya el konulmak zorunda kalındı. Bu süreçte Merkez Bankasının araç bağımsızlığı dâhil banka kurmak için gerekli kişisel şartlar, banka sermayesi yeterliliği şartları, denetim ve gözetim mekanizmaları, finansal raporlama, risk değerlendirmesi gibi çok sayıda reform niteliğindeki düzenlemelerle dünya standartlarında bir finansal sistem mimarisi oluşturuldu ve devamında da geliştirildi. Bu mimaride mikroihtiyati tedbirlerin etkisinin büyük olduğu kanaatindeyim. O günkü hükûmetin ikinci büyük ortağı konumundaki Milliyetçi Hareket Partisi bugün de olduğu gibi kendi siyasi çıkar ve menfaatlerini bir kenara bırakmış, yapılan düzenlemelerde başat rol alarak tercihini ülkenin istikrarından yana kullanmıştır. Bugün gelinen noktada, bankalarımızın güçlü sermaye yapısına, yüksek aktif kalitesine ve yeterli likidite düzeyiyle sağlıklı bir görünüme sahip olması finansal istikrarımız açısından son derece sevindiricidir. Bankacılık sektörünün şoklara karşı dayanıklılığının önemli bir göstergesi olan ve banka sermayesinin riskli aktiflere oranlamasıyla elde edilen sermaye yeterlilik rasyosu bugün itibarıyla yüzde 19 seviyelerindedir. Bu oran, yasal ve Basel kriterlerinde aranan asgari oran olan yüzde 8’in oldukça üzerindedir. Kredilerin takibe düşme oranı Eylül 2023 itibarıyla 1,53 seviyelerinde ve bankacılık sektörünün kur riski bulunmamaktadır. Yabancı para net genel pozisyonunu 4,3 milyar dolar civarındadır.

BDDK’nin 2024 yılı için öngörülen bütçesi 4,4 milyar TL’dir. Bütçesi, denetimi altındaki banka ve diğer mali kuruluşlardan alınan katkı paylarından sağlanmakta, ilave bir yük getirmediği gibi gelir ve gider fazlası da Hazineye devredilmektedir. SPK ve KGK’de aynı şekilde harcamalarını öncelikle kendi gelirleriyle karşılamaktadırlar. BDDK’nin görev alanında 62’si banka, 21'i finansal kiralama şirketi, 49'u faktoring şirketi, 23'ü finansman şirketi başta olmak üzere 418 kurum ve kuruluş bulunmaktadır. Bunların toplam aktif büyüklüğü ise 2022 yılı sonu itibarıyla 14 trilyon 743 milyar TL’dir. Diğer bir deyişle, ülkemizdeki tüm finansal piyasaların yüzde 90'ını BDDK tarafından denetlenmekte ve düzenlenmektedir.

Özgür Bayraktar’a yeni görev! Özgür Bayraktar’a yeni görev!

Milliyetçi Hareket Partisi önümüzdeki dönemlerde sürdürülebilir ekonomik dönüşümü ve finansal faaliyetlerin dijitalleşmesinden kaynaklanan yeni risklerin söz konusu olduğunu hatırlatmaktadır. Bu bağlamda, BDDK ve diğer kurumlarımızdan proaktif bir yaklaşımla finansal sistemimizin geleceğe hazırlanmasını beklemektedir. Bu vesileyle, bir hususu da dikkatlerinize getirmekte fayda olduğunu düşünüyorum. BDDK’nin bahse konu görev ve sorumluluklarını yerine getirebilmesi ancak insan kaynağıyla mümkün olabilmektedir. İstanbul'a taşınmasıyla birlikte ciddi düzeyde yetişmiş insan kaynağı erozyonuna maruz kaldığı, deneyimli personel sayısının her geçen gün azaldığı bir gerçektir. Bu nedenle, finansal sektörün yaklaşık yüzde 90’ını düzenlemek ve denetlemekle görevli BDDK’nin, yetişmiş insan kaynağının sürekliliği ve mevcutların kaybedilmemesi için gerekli tedbirlerin alınmasının elzem olduğu uyarısını da yapmak gerekmektedir.

Finansal istikrar mimarimizin önemli bir taşıyıcı kolonu da Sermaye Piyasası Kuruludur. Finansal istikrarda para piyasasının bir diğer alternatifi sermaye piyasasıdır. Gerekli güven ortamını sağlayarak sermaye piyasalarının etkinliğini artırmak SPK’nin temel görevidir. Sermayenin tabana yayılması yoluyla küçük tasarrufların büyük yatırımlara kanalize edilmesini hedefleyen bu yapı, ekonominin daha düşük bir maliyetle fonlanması açısından da son derece önemlidir. Para piyasasında kredi maliyetlerinin arttığı dönemlerde bu önem daha da artmaktadır. Bir örnek vermek gerekirse, şirketler 2023 yılında bu mecradan toplamda 710 milyar TL finansal kaynağa erişebilmişlerdir. Bunun 60 milyarı halka arz, 560 milyarı borçlanma piyasası, 90 milyarı da sukuk ihracı yoluyla gerçekleşmiştir. 8,3 milyon yatırımcı sermaye piyasası araçlarından faydalanmaktadır. Bu veriler bize, şirketlerin sermaye piyasası sayesinde çeşitli araçlar vasıtasıyla finansmana erişebildiğini, tasarruf sahiplerinin de yastıkaltı birikimlerini finansal sisteme ve ülke ekonomisine kazandırdığını göstermektedir. Sermaye piyasalarının son üç yılda finans sağlama bakımından bankacılık sektörüyle yarışır hâle gelmiş olması, finansal istikrarımız ve ekonomimiz açısından son derece sevindirici bir durumdur.

Bununla birlikte, başta borsa olmak üzere mevcut durumun önemli riskleri de barındırmakta olduğunu, piyasaların adil ve düzenli çalışması için etkin bir gözetim ve denetimin sürekliliğini dikkatlerden kaçırmamalıyız. olduğu gibi yetişmiş insan kaynağı erozyonuna uğramış kurumlarımızdandır. Sermaye piyasalarında gelişimi ve ülkemiz ekonomisine sağladığı katkılar ele alındığında şüphesiz ki SPK’nın kesintisiz ve etkili şekilde işleyişi insan kaynağının kalitesiyle de doğrudan alakalıdır. Kurul 2020 yılından bu yana sınavlara çıkıyor 200 kişi alma karşılığında, istihdam edilebilen personel sayısı sadece 62. Zannederim, bu, birçok gerçeği anlatmaktadır.

Finansal sistemimizin önemli bir kurumu da Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumudur; sessizdir, ortalıkta pek görünmez ama önemli işler yapar. Temel görevi, finansal raporların uluslararası standartlara uyumlu olarak düzenlenmesini ve denetlenmesini sağlayacak standartlar koymak, etkin bir kamu gözetimini gerçekleştirmektir. Bu vesileyle, enflasyon muhasebesi uygulamasına geçiş hususunda uluslararası standartlardan ve Türkiye standartlarından uzaklaşıldığı ve bu hususta bir karmaşa yaşandığı yönündeki algıların giderilmesinde de fayda olduğunu buradan ifade etmek istiyorum.

Son olarak dikkatlerinize getirmek istediğim bir husus da siber güvenlik konusudur. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz ekonomik güvenliği millî güvenliğin önemli bir parçası olarak görüyoruz. Bu bağlamda dünya bugün yeni bir teknoloji devriminin eşiğindedir. Adı “kuantum” olan devrimin geç kalınmadan karşılanması gerekmektedir. Bu, finans sektörü açısından da son derece önemlidir. Risk yönetimi ve finansal modellemelerde sağlayacağı hız ve son derece yüksek problem çözme kabiliyeti yanında siber saldırıların hedefinde olan finansal sektör için ciddi bir siber güvenlik tehlikesi oluşturacaktır. Zira, yakın zaman içinde tanışacağımız yeni nesil kuantum bilgisayarların mevcut şifreleme protokollerini değersizleştireceği gerçeği genel kabul görmüş bir beklentidir. Milliyetçi Hareket Partisi kuantum hesaplama ve kuantum bilgisayarlarla gelecek olan yeni paradigma değişimine hazır olunmasının finansal sistemimiz açısından bir zorunluluk olduğunu düşünmektedir; kuantum ekonomisini büyütmek ve siber güvenlik üzerindeki sistemik risk etkisini ele almak için sektörler arası iş birliğinin sağlanması maksadıyla ekonomik kuantum kalkınma konsorsiyumunun oluşturulmasını, siber saldırıları önleme maksatlı kuantuma dayalı açık anahtarlı şifrelemenin standardizasyonuna yönelik etkin bir siber güvenlik çerçevesi oluşturulmasını önermektedir.