Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Prof. Dr. E. Semih YALÇIN, “CHP'de Egemen Olan Şiddet Kültürünün Sosyolojik Esaslarına” dair bir yazılı açıklamada bulundu MHP'li Yalçın'ın açıklaması şöyle: "
Bir süredir CHP yönetimince sahneye konan şiddet içerikli dramatik siyasi “yapıt”ı milletçe esefle, hayretle seyrediyoruz.
Senaryosu telaşla ve çalakalem yazılan, dekoru eski Komünist yöntemlere başvurularak hazırlanan, figürasyonu marjinal sol gruplardan devşirilen bu oyun; bir siyasi tragedyadır.
Acıklı CHP tragedyasının sahnesi ise sokaklardır.
Figürasyonu da, terör bağımlısı marjinal sol gruplar ve elinden eylem yapmaktan başka iş gelmeyen birtakım Marksist örgütlerdir.
CHP'de siyaset sokağa inmemiş, düşmüştür.
CHP’de söz değerini yitirmiş, siyasi tavır hükmünü kaybetmiştir.
Eskiden aydınlar, entelektüeller yetiştiren CHP; artık çağdaş gericilerle siyasi ve ideolojik yobazlar üretmektedir.
CHP, politik irticanın pençesindedir.
CHP; demokrasimizin ve ülkenin umumi sorunlarına çözümü, Cumhuriyet’imizin zengin birikiminde ve demokrasimizin nimetlerinde aramak yerine, 12 Eylül 1980 Askerî Darbesi öncesinde olduğu gibi, modası geçmiş yöntem ve yollarda aramaktadır.
CHP; tarihî harabelerde define arayan hırsızlar misali, sokakları kazarak siyasi meteliksizliğine çare aramaktadır.
Cenap Şahabettin'in dediği gibi, “Yerinde sayanlar, yürüyenlerden çok patırtı eder.”
CHP de, yerinde saydığı için, çok patırtı çıkarmaktadır.
CHP yönetimi, ısrarla olmayan şeyleri varmış gibi göstermeye çalışmakta, sözde darbe yaveleriyle hakikatleri saptırmaktadır.
CHP tragedyasında başrolü, Genel başkan Özgür Özel üstlenmiştir.
Ülkeyi yönetmeye talip bir partinin genel başkanı Özel, halkın gözlerinin içine baka baka yalan söyleyen, rakiplerinin gözünü korkutmak için partililerini sokakları terörize etmeye çağıran kötü adamı oynamaktadır.
Canlandırdığı başrolün ana amacı; yavuz hırsız misali, belediyelerinden yükselen pis kokuları bastırmak için mahallede sürekli kavga çıkarmaktır. Bunu da MHP ve Cumhur İttifakına çatarak ve ipe sapa gelmeyen iddialarda bulunarak yapmaktadır.
CHP’nin tragedyası; ne Türkiye'nin içeride ve dışarıda yaşadığı sorunları, ne Suriye’de ve Kıbrıs'ta olup bitenleri ne de küresel problemleri işlemektedir.
Başroldeki esas oğlan, tam da gerçek hayattakine benzeyen bir karakter sergilemektedir.
Sözde demokrasiye ve barışa âşıktır ama ahlaksızlıkla yatıp kanunsuzlukla sabahlamayı tercih etmektedir.
Cumhuriyet’i sık sık şiddet eylemleriyle aldatmaktadır.
Eli işinde bir âşık rolü oynarken gözü oynaştadır.
Oynaşları da terör, kaos ve kargaşadır.
Maksadı mahalleye korku salmak, semt sakinlerini sindirmektir.
Arkasından gelen düzensiz kalabalıkları, yasa dışı eylemlere teşvik ve tahrik etmektedir.
CHP’nin imamı ne yapıyorsa ona uyanlar da aynı kötü rolü taklit etmektedir.
Ondan esinlenen CHP’li diğer oyuncular da kahraman Türk polisinin üzerine araç sürerek öldürmeye cüret etmektedir.
Üstelik bu saldırganlık, politik bir marifet; bir şecaat, cesaret ve umursamazlık gösterisi olarak sahnelenmektedir.
Tıpkı eski Türk filmlerinde olduğu gibi, CHP’li kötü adamların gücü, evine ekmek götürmeye çalışan emekçi polislere yetmektedir.
Dokunulmazlıklarını kendilerine oy veren halkın haklarını gözetmek için değil, halkı ve devlet memurlarını sindirmek için kullanan bugünkü CHP’li yönetici ve vekiller, filmlerden fırlamış kötü karakterlerden farksızdır.
Milletçe seyrettiğimiz aynı CHP senaryosunda, halkın algısını saptırıp gerçeklerden uzaklaştırmak için âdeta kirli bir kumar oynanmaktadır.
Başını Özgür Özel’in çektiği kumarbazlar güruhu, 6’lı masadaki müflis ortaklarıyla barbut atmaktadır.
Sokakları siyasi sergerdeler tutmuştur.
Başlarına da birer vekil görevlendirilmiştir.
Ancak kumar oynarken basılmak da, düşeş beklerken hep yek gelmesi ihtimali de vardır.
Milletvekilleri, adı üzerinde, vekildir. Asil olan, millettir.
Milletvekili dokunulmazlığı; yasaları çiğnemek ve halk üzerinde tahakküm kurmak için değil, bilakis kanun hâkimiyetini sağlamak için ihdas edilmiştir.
Dokunulmazlık, hukukun üstünlüğünü temin etmek içindir.
Ancak suç işleyen milletvekilinin, başkalarına kötü örnek olması kaçınılmazdır.
CHP; bırakınız aziz Atatürk'ü, artık İsmet İnönü'nün partisi bile değildir.
Bu CHP; artık ilerici değil, gerici bir partidir.
CHP; devrim yobazlarının, modası geçmiş Marksist-Leninist ideolojiye bağlı tiplerin kontrolüne girmiştir.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yaşı itibarıyla 12 Eylül öncesinin kaotik ortamını bilmez. O yıllarda küçük bir çocuktur.
Dönemin kurtarılmış bölgelerini, iç savaşını, kavgalarını, ölümlerini, cinayetlerini yaşamamıştır.
Tahrik edilmiş sokak hareketlerinin, çatışmaların, ülkeyi nereye götürebileceğinden bihaberdir.
O yüzden rahat davranmakta, gençleri manipüle edip kışkırtmaktan kaçınmamaktadır.
Fevkalade sorumsuz ve düşüncesiz hareket etmektedir.
Kitleleri kargaşaya, kavgaya, kaosa, çatışmaya, çekişmeye davet etmektedir.
Şiddet siyasetiyle iktidara yürüme hırsı içinde, sopalı yönetim inşa etme anlayışına parantez açmaktadır.
Özgür Özel, ateşle oynamaktadır.
Bu yüzden MHP Özel’in karşısında durmaktadır.
MHP, bu yüzden Özel’e sert eleştirilerde bulunmaktadır.
MHP’nin tenkitlerini haklı uyarı saymamak da başka bir sorumsuzluk örneğidir.
Partimizin CHP yönetimine dönük tepkilerinden tez/antitez saçmalığı çıkarmak; çaresizliktir, zavallılıktır.
CHP’nin haşin, şedit, kavgacı ve sorumsuz politikası; sadece MHP’nin ve Cumhur İttifakının değil, halkın da tepkisini çekmektedir.
Milletimiz, siyasette barış ikliminin CHP tarafından dinamitlenmesinden rahatsızdır.
Milletimiz, huzur ve güvenliğinin tehlikeye atılmasından rahatsızdır.
CHP’nin azgın siyaseti, bu partiye dönük psikolojik alerjiyi azdırmıştır.
CHP’nin ölçüsüz eylem ve söylemleri, kendi seçmenlerinin önemli bir kısmını da tedirgin etmekte, partiden uzaklaşmalarına sebep olmaktadır.
Özgür Özel bilmelidir ki mitinglerle, sokak hareketleriyle sadece kendi seçmenini konsolide etmektedir.
Özel, kızgın bir tavırla sağa sola parmak sallarken, kararsız seçmeni korkutup kaçırmaktadır.
CHP, siyasi yelpazenin her tarafından oy almayı ummakta ama başka anlayıştaki insanların tercihlerine saygı duymamaktadır.
Dahası, CHP yönetimi gibi düşünmeyenler, umacı ve düşman görülmektedir.
Barış ve özgürlük, hukukun üstünlüğü gibi kavramlar, CHP sözcülerinin dilinde bütün değerini yitirmektedir.
Hulasa-i kelam, CHP’nin sahneye koyduğu tragedyanın kötü biteceğini görmek için müneccim olmaya gerek yoktur.
Zamanı geldiğinde, seçim sandığı CHP zihniyetinin musalla taşı olacaktır.
Bu siyaset cenazesi, sağ iken yok saydığı milyonlarca tepkili seçmenin oylarıyla uğurlanacaktır."